Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 4.325,56 TL itibariyle iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptalini istemiştir. Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece, sadece borca itiraz konusunda karar verilmiş olup, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2.Bozma nedenine göre, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'...

    İİK 67.m. uyarınca itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından biri borçlunun aleyhindeki ilamsız icra takibine ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edip takibi durdurmasıdır. Vekil tarafından borca itiraz dilekçesinde ; icra takibini haricen öğrendikleri belirtilerek borca ve ferilerine itiraz ettikleri belirtilmiştir. Ödeme emrinin henüz tebliğ edilmediği bir evrede icra takibi haricen öğrenilerek borca itiraz edilmesi halinde itirazın geçersiz olduğunun kabulü için yasal bir dayanak bulunmamaktadır.İtiraz ile durmuş takipde ,yeniden ödeme emri tebliği hukuki sonuç doğurmayacaktır.O halde davalı borçlu tarafın kendisine gönderilen ancak tebliğ edilmeyen ödeme emrine yasal sürede itiraz ettiği, buna göre takibin durdurulması koşullarının oluştuğu, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      O halde öncelikle davacının takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddiasına dayalı olarak bilirkişi marifetiyle tahrifat incelemesi yapılmalı, tahrifat iddiasının sabit olması ve bu tahrifatın senedin kambiyo vasfını ortadan kaldıracak nitelikte olması halinde başka bir araştırma yapılmasına gerek kalmayacağından takibin iptali cihetine gidilmeli, yapılacak tahrifat incelemesi sonucunda senedin kambiyo vasfının etkilenmediği ve takibin iptalinin gerekmediğinin anlaşılması halinde ise, davacının borca itirazlarından olan zamanaşımı itirazı diğer borca itiraz sebeplerine nazaran öncelikli olarak dikkate alınacağından, alacaklının zamanaşımı itirazına yönelik vaki kabulü gözetilerek takibin durdurulması yönünde hüküm kurulmak suretiyle karara bağlanmalıdır....

      İncelenen dosya kapsamına göre; eldeki dava itirazın iptali davası (İİK 67.md) olup, takipte icra dairesinin yetkisine davalı olmayan diğer takip borçlularının itiraz ettikleri, davalılar ise icra dosyasında takibe konu borca ve fer'ilerine itiraz etmiş olup, davalıların icra dairesinin yetkisine itiraz etmedikleri böylelikle haklarında takibin yetki yönünden kesinleştiği anlaşıldığından işin esasına girilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebebi ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

        Borçlu şirketin icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği belirtilmiş olup, alacaklının takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; itiraz dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Borçlu şirketin icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği belirtilmiş olup, alacaklının takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; itiraz dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Hukuk Genel Kurulu’nun,19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E.-2014/929 K. sayılı kararında borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması ve imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazların borca itiraz olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali amaçlanmıştır. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda Samsun 9....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali amaçlanmıştır. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda... İcra Müdürlüğü'nün ....Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu ...'...

              Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, mahkemece, icra takibinin şekline göre; borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu