"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca itiraz ederek takibin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda istemin kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.İcra mahkemesine yapılan başvuru, bu hali ile, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir....
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/34056 Esas sayılı takip dosyasında 20/11/2019 tarihli karara konu işlemin kaldırılması, gecikmiş itiraz, takibin iptali ve durdurulması, borca itirazın kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda; ödeme emri tebligatının borçlu şirkete 26/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, şirket yetkilisi T5 şahsına ve şirkete açılmış olan takibe borcu ödediği iddiası ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini, 30/10/2018 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne bildirildiği, ancak itiraz dilekçesine ekli imza sirküsün de takip dışı (Kuruluş gıda ... Ltd şti.) adına imza sirküsü verdiğinden icra müdürlüğünün 31/10/2018 tarihli kararında 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 16/05/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/14435 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davalı aleyhine daha önce ... 2....
İİK 67.m. uyarınca itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından biri borçlunun aleyhindeki ilamsız icra takibine ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edip takibi durdurmasıdır. Vekil tarafından borca itiraz dilekçesinde ; icra takibini haricen öğrendikleri belirtilerek borca ve ferilerine itiraz ettikleri belirtilmiştir. Ödeme emrinin henüz tebliğ edilmediği bir evrede icra takibi haricen öğrenilerek borca itiraz edilmesi halinde itirazın geçersiz olduğunun kabulü için yasal bir dayanak bulunmamaktadır.İtiraz ile durmuş takipde ,yeniden ödeme emri tebliği hukuki sonuç doğurmayacaktır.O halde davalı borçlu tarafın kendisine gönderilen ancak tebliğ edilmeyen ödeme emrine yasal sürede itiraz ettiği, buna göre takibin durdurulması koşullarının oluştuğu, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 4.325,56 TL itibariyle iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptalini istemiştir. Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece, sadece borca itiraz konusunda karar verilmiş olup, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2.Bozma nedenine göre, davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'...
O halde öncelikle davacının takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddiasına dayalı olarak bilirkişi marifetiyle tahrifat incelemesi yapılmalı, tahrifat iddiasının sabit olması ve bu tahrifatın senedin kambiyo vasfını ortadan kaldıracak nitelikte olması halinde başka bir araştırma yapılmasına gerek kalmayacağından takibin iptali cihetine gidilmeli, yapılacak tahrifat incelemesi sonucunda senedin kambiyo vasfının etkilenmediği ve takibin iptalinin gerekmediğinin anlaşılması halinde ise, davacının borca itirazlarından olan zamanaşımı itirazı diğer borca itiraz sebeplerine nazaran öncelikli olarak dikkate alınacağından, alacaklının zamanaşımı itirazına yönelik vaki kabulü gözetilerek takibin durdurulması yönünde hüküm kurulmak suretiyle karara bağlanmalıdır....
İncelenen dosya kapsamına göre; eldeki dava itirazın iptali davası (İİK 67.md) olup, takipte icra dairesinin yetkisine davalı olmayan diğer takip borçlularının itiraz ettikleri, davalılar ise icra dosyasında takibe konu borca ve fer'ilerine itiraz etmiş olup, davalıların icra dairesinin yetkisine itiraz etmedikleri böylelikle haklarında takibin yetki yönünden kesinleştiği anlaşıldığından işin esasına girilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebebi ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Borçlu şirketin icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği belirtilmiş olup, alacaklının takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; itiraz dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlu şirketin icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği belirtilmiş olup, alacaklının takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; itiraz dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....