Esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması için dava açtıklarını, icranın geri bırakılması davası açılmasının menfi tespit davası açılmasına engel teşkil ettiğine dair Yargıtay kararı bulunmadığını, Emsal Yargıtay kararından da görüleceği üzere zaman aşımı nedeniyle menfi tespit davası açılabileceği yönünde hüküm bulunmadığını, zaman aşımı nedeniyle İcranın geri bırakılması davası açılması gerektiği şeklinde mahkeme kararının Yargıtayca bozulduğunu, her ne kadar mahkemece görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, somut olayda davacı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre uyuşmazlığın İİK’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkin olduğunu ve bu çerçevede taraf delilleri toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın nitelendirilmesinde ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar...
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekili 08.07.2010 tarihli mazeret dilekçesi içinde sunduğu 08.07.2010 tarihli cevap dilekçesinde zaman aşımı def'inde bulunduğu halde mahkemece zaman aşımı def'i değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
bu süreyi de geçirdiğini belirterek borca konu olan senedin zaman aşımına uğraması sebebiyle takibin iptaline ve yapılan hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlunun ilk derece mahkemesinde ileri sürdüğü itiraz nedenleri doğrultusunda istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2015/2088 Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine 3 adet bonoya dayalı olarak 17/05/2015 tarihinde 28.349,67 TL alacağını tahsili amacıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emri 21/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 168 maddesinin 1.fıkrasının 5.bendinde yer alan düzenlemeye göre borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. HMK'nun 33.maddesinde yer alan düzenlemeye göre hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle icra mahkemesine yapılan başvurunun takip tarihi ile ödeme emri tebliğ tarihi arasında takip dayanağı bonolar yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu iddiasına dayanan borca itiraz niteliğindedir....
İcra Dairesinin 2014/1765 esas sayılı dosyasında davacı borçlu Zeynep Atılgan hakkında yapılan takipte zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya taş toplama makinası verdiğini, karşılığında icra takibine konu senedin alındığını, davalının senet bedelini ödememesi nedeniyle Akşehir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1984 E. sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazında icra müdürlüğünün yetkili olmadığını belirttiğini, ancak yetkili icra dairesinin Akşehir İcra Dairesi olduğunu, ayrıca davalının borca itirazının da açık olmadığını, senetteki imzaya da itiraz etmeyerek borcu kabul ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bononun zaman aşımına uğradıktan sonra icra takibine konulduğunu, ayrıca yetki itirazında bulunduklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda davacı ile aynı durumda bulunan üyelere borca rağmen bağımsız bölümlerin oturmaya, kiraya vermeye elverişli şekilde tahsis edilip edilmediği davacı yönünden nispi eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilmediği araştırılıp, kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup bağımsız bölümün borca rağmen teslim alıp oturmaya, kiraya elverişli şekilde yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde davacının kira bedeli talebinde haklı olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, zaman aşımı itirazı yönünden ise dava dilekçesi ile talep olunan 10.000,00 TL kısma zaman aşımı itirazında bulunulmadığı, ıslah ile talep edilen kısım yönünden ise itiraz kabul edilerek zaman aşımına uğrayan 5 yıllık süre yönünden kira bedeline hükmolunmasında isabetsizlik bulunmadığı, açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir...
Maddesi gereğince borca itiraz, imzaya itiraz ve tahrifat iddialarının beş günlük süre içerisinde getirilmesi gerektiği, ek beyanla zaman aşımına uğradığı konusundaki iddianın beş günlük süreden sonra getirildiği nedenle dinlenemeyeceği, senetteki tahrifat iddiasının da kambiyo vasfına dair inceleme çerçevesinde borcun kısmen kabulü ile eridiği, tüm bu hususlar nazara alındığında mahkemenin borca itiraza yönelik davanın reddine ilişkin sonuç hükmü doğru ise de kambiyo vasfına yönelik keşide tarihinin koçan kısmında oluşunun kambiyo vasfını etkilemediği yönündeki gerekçesi hatalı olup davacının İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen delillerle borca itirazı ispatlayamadığı yönündeki gerekçesinin ise doğru olduğu, bu yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde bulunmadığı mahkemenin beş günlük süre içerisinde takip öncesi zaman aşımı iddiasını dile getirmediği nedenle bu hususta karar verilmesinin hatalı olduğu bu hususun beş günlük sürede getirilmediği nedenle dava konusu değil vakıa konusu olduğu...
İcra dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine 28.01.2009, 28.02.2009, 28.03.2009 28.04.2009 vade tarihli bonolara dayanarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 13.09.2009 tarihinde takip başlatıldığı, dosyanın işlemden kaldırılması sebebiyle 28.12.2012 tarihinde alacaklı vekilinin dosyanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, yine alacaklı vekilinin 11.03.2019 tarihinde dosyanın yenilenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı yönünden 28.12.2012 tarihi ile 11.03.2019 tarihleri arasında zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalı alacaklı vekilince varsa mahkeme ve istinaf aşamasında zaman aşımını kesen işlemlerin bildirilmediği icra dosyasının icra müdürlüğünce temin edildiği anlaşıldığından bu nedenle davacı yönünden zaman aşımı nedeniyle takibin icrasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasaya uygun olmakla, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm...
İcra Müdürlüğünün 2018/11121 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, davalının borcunu ödemeyerek itiraz dilekçesinde borcun zaman aşımına uğradığını belirterek borca itiraz ettiğini ancak Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2013/4367 E sayılı dosyası ile icra takibinin başlatılmış olması sebebi ile zaman aşımının kesilmiş olduğunu, davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi sebebi ile Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/535 E sayılı dosyası ile dava açılmış olması sebebi ile zaman aşımının kesildiğini, davalının artırım yapıldığı konusunda beyanının gerçek dışı olduğunu ve bilirkişi incelemesi yapıldığında borçlunun artırım uygulamadığının görüleceğini belirterek itirazın iptaline, icra takibinin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....