Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takibin zaman aşımına uğradığını, asıl borçlunun vefat etmiş olması nedeniyle, kefil olan müvekkilinin borç ile ilgili sorumluluğunun sona erdiği yönündeki taleplerinin de reddedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık, kira alacağının tahsilini teminen başlatılan ilamsız icra takibinde, borca itiraza ve takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait zaman aşımına istinaden icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. A- DAVACI TARAFIN TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEME AİT ZAMAN AŞIMINA İSTİNADEN İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/5. maddesi (818 sayılı BK.nun 126/4. maddesi) uyarınca kira alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar (TBK 149.md.-BK 128.md.)...

Bu durumda takip dayanağı senedin takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zamanaşımına uğradığı iddiasına yönelik itiraz borca itiraz olması sebebiyle yasal süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip dayanağı senedin zamanaşımına uğradığı yönündeki iddia değerlendirildiğinde ödeme emrinin tebliğ edildiği 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi olan 27/05/2019 tarihi itibarıyla dolmamıştır....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazına yönelik olup itirazın esası incelenmeksizin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca süreden reddine karar verilmiştir. Eldeki ödeme itirazı ise takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait olmakla itirazın yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesi olup itiraz süreye tabi değildir. Bu nedenle ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K. sayılı kararı şikayet konusu yapılan itfa itirazı yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlunun, İİK'nun 71. maddesi uyarınca ileri sürdüğü itfa itirazının esası incelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir....

    İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, borçlunun istemi takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiğine ilişkin olup, istemin İİK'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden önce borcun ödenmesi sebebiyle borca itirazı düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi hükümlerine göre hüküm tesisi isabetsizdir. HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olup, İİK 71. madde uyarınca açılan şikayet süreye tabi olmadığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın süre nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

      nun 169. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu kuşkusuz olup, borca itirazın ise; aynı kanunun 168/1-5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapılması zorunludur. Ne var ki, borçlular ... ve ...'a ödeme emri 22.7.2014, borçlu ...'ye ise 01.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde mirasın reddi kararına dayalı olarak 08.8.2014 tarihinde icra takibine itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz, İİK'nun 168/1-5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, adı geçen borçlular hakkındaki takip kesinleşmiş bulunmaktadır. Belirtilen durum karşısında, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddine ilişkin mahkeme kararını icra mahkemesine sunmak suretiyle takibin iptalini isteyemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2020 NUMARASI : 2020/336 ESAS 2020/264 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz - Takibin Kesinleşmesinden Sonraki KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....

        nun 62. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu kuşkusuz olup, borca itirazın ise; aynı Kanun'un 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. Ne var ki, borçlu, ödeme emri 24.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde mirasın reddi kararına dayalı olarak 06.04.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, itiraz, İİK.'nun 62/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, adı geçen borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş bulunmaktadır....

          Tüm dosya kapsamına göre; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının süreye tabi olmadığı, bu sebeple davalının davanın süresinde olmadığına yönelik istinaf isteminin isabetli olmadığı, ödeme emrinin 25/05/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra 22/03/2014 tarihinde yenileme talep edildiği, bu tarihten itibaren takibin yenilendiği 2020 yılına kadar herhangi bir işlem yapılmadığı, takibe konu bononun, tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 749. maddesi uyarınca üç yıllık zaman aşımı süresine tabi olup takip tarihi itibarı ile üç yıllık zaman aşımı süresi dolduğu anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

          İİK. nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti süreye tabi değildir. İcra takibinin dayanağı taksitli satış sözleşmesi olduğuna göre, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi, takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. nun 125. maddesine göre 10 yıldır. Aynı kanunun 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup, 09.05.2018 tarihli yenileme talebi, icra takip işlemi olmadığından zamanaşımını kesmez....

          Maddesinde belirtilen yasal 5 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra borca ve fer'ilere yönelik itirazda bulunulduğu da izahtan varestedir. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile borca ve fer'ilere yönelik itirazların yukarıda açıklanan nedenlerle süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuken isabetli değildir. B) DAVACI TARAFIN TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Davaya konu takip dosyası incelendiğinde; davacı borçlu (ve dava dışı diğer borçlu) hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu