doğurmayacağı, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 02/09/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 22/10/2018 tarih 2018/1206 Esas, 2019/619 Karar sayılı kararında her ne kadar borçlu tarafından borca itiraz dilekçesi sunulmadığından takibin durdurulması talebin reddine karar verilmiş ise de sonuç itibarıyla ödeme emrinin iptal edildiği, davacı borçlunun ödeme emrinin iptali üzerine kendisine yeni bir ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz ettiği, karar sonrası oluşan bu duruma göre borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması gerektiği, icra mahkemesinin ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline dair kararının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediği, karardan sonra borca itiraz edilmekle mahkemenin takibin durdurulması talebinin red gerekçesinin de ortadan kalktığı, bu durumda borçlunun takibin durdurulması talebinin kabulünü mahkemece verilen kararın kesinleşmesine bağlayan 22/07/2019 tarihli icra müdürlük kararına yönelik şikayetin kabulüne dair İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında HMK.355 maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden...
İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyasında; icra takibinin 16.01.2020 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin 12.02.2020 tarihinde borçlu davalıya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 14.02.2020 de icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği takibin durduğu;alacaklı davacı vekili tarafından 09.09.2020 tarihinde yetki itirazının kabul edilerek dosyanın 15.09.2020 tarihinde İstanbul İcra Dairesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın intikal ettiği İstanbul ... İcra Dairesi'nde takibin ... esasını aldığı 16.11.2020 tarihinde yeniden düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçluya 07.04.2021de yapılamadan iade edildiği anlaşılmıştır. Yetkisiz icra müdürlüğü tarafından borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, yetkiye ve borca itiraz edilmiş ise de borçluya yetkili icra dairesi tarafından ödeme emri gönderilmeden, itirazın iptali davası açıldığı anlaşmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı vekili tarafından davacı hakkında Konya 9. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4445 Esas sayılı dosyasıyla 95.000,00 TL bedelli, 21/02/2009 tanzim, 25/12/2016 ödeme tarihli senede ilişkin 19/09/2017 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılmıştır. Davacıya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 28/10/2020 tarihinde tebligat usulsüzlüğü ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur. Davacı borçluya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 28/10/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir....
Tüm bu açıklamalar ışığında borçlulardan T4 bakımından geçerli bir icra takibi ve geçerli bir ödeme emri ve geçerli bir ödeme emrine usulünce yapılan bir itiraz söz konusu olmadığından davanın usulden reddine, davalı Necmettin bakımından ise yukarıda açıklandığı üzere, koşul ve usulleri oluşan itirazın iptali davasının kabulüne dair müteselsil sorumluluk ilkeleri göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir." gerekçesiyle davalı T3 yönünden davanın kabulüne, davalı T4 yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davalı T3 ve davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davanın konusu, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğuna yöneliktir. Borçlular T5 ve T3 tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden önce borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği, müdürlük tarafından 03/03/2021 ve 05/03/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili icra müdürlüğüne başvurarak borçlular tarafından ödeme emri gönderilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğu, bu nedenle işlemlere devam edilmesini talep etmiştir. Müdürlük 10/03/2021 tarihli kararında; alacaklı vekilinin borca itirazın geçersiz sayılması talebinin TK 32. Maddeye göre muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunacağından bu aşamada ancak icra mahkemesinin konusu olabileceğinden talebin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; alacaklı tarafından İnegöl İcra Müdürlüğünün 2021/3701 Esas sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu ...’ye henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borçlu tarafından 11/06/2021 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesi ile, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 12/06/2021 tarihinde itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek süresinde icra hukuk mahkemesinden icra müdürünün 12/06/2021 tarihli işleminin iptali talebinde bulunduğu görülmüştür....
Hukuk Dairesinin ilamının dava konusu ile ilgisinin olmadığını ve alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekle hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili bir ilam olduğunu, mahkemece eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı ve somut olayın özelinde değerlendirme yapılmaksızın karar verildiğini, kararda belirtilen Yargıtay ilamının davanın esasını çözümlemeye elverişli olmadığını, İcra İflas Kanununda ve Tebligat Kanununda borca itiraz konusunda düzenlemelerin emredici nitelikte olduğunu, mahkemece de bu emredici hükümlere ve hukuka aykırı karar verdiğini, borçlu T3 ödeme emrinin 06/08/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yapılan borca itirazın da değerlendirilmemesinin gerektiğini, şikayetlerinde İİK'nun 62. maddesinin net olduğunu, yoruma ve tartışmaya açık olmadığı dikkate alınmadan karar verildiğini, icra müdürlüğünden ödeme emrine yapılan itirazın süresinde ve usulüne göre yapılmadığını...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında; ölü kişi hakkında takip yapılamayacağını, murislerinden kalan mirası reddettiklerini ve ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince, borçluların icra mahkemesine başvurusunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve ödeme emri tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğundan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte İİK' nun 168. maddesine göre yasal 5 günlük sürede itiraz edilmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği,...