CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu şirket tarafından 26/12/2020 tarihinde süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi üzerine 30/12/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, aynı gün taraflarınca verilen talep dilekçesi ile borçlunun yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili Gaziantep İcra Dairelerine gönderilmesinin talep edildiğini, müdürlüğün 31/12/2020 tarihli kararıyla da talep doğrultusunda dosyasının Gaziantep İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiğini, takip yetkiye ve borca itiraz dolayısıyla durmuş olduğundan duran takip yönünden söz konusu dava ile ödeme emrinin iptalinin talep edilmesinin hukuki bir kıymetinin bulunmadığını, borçlunun ödeme emrinin iptali talebinin kötü niyetli olduğunu, ayrıca dosya yetkili icra dairesine gönderildiğinde borçluya yeniden ödeme emri tebliğe çıkarılacağını ve yetkisiz icra müdürlüğünün yaptığı işlemlerin geçersiz olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
belge aslının ya da alacaklı ya da yetkili temsilcisi tarafından onaylanmış bir suretinin de takibe eklenmesi ve bunların borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı ile birlikte borçluya tebliğ edilmesinin gerektiğini, bu usule uyulmaksızın yapılan tebligatların usulsüz tebligat olduğunu ve bunların iptalinin icra mahkemesinden talep edilebileceğini, borcun sebebinin takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmemiş olmasının icra takibinin iptali sebebi olduğunun açıkça belirtilmiş olduğunu, bu açıklamalar ışığında, Torbalı İcra Müdürlüğü'nün 2019/2626 ve 2019/2532 takip sayılı dosyalarından müvekkili borçluya gönderilen ödeme emri tebligatları incelendiğinde, takibin dayanağının kredi üyelik sözleşmeleri, ihtarname, hesap özeti, veraset ilamından kaynaklandığı belirtilmiş olmasına rağmen, takip dayanağı olarak belirtilen belgelerin müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatına eklenmemiş ve müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğunu, İcra dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatları...
nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Davacı alacaklı tarafından ... 8.İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında borçlu olarak borçlusu ...Tic AŞ ve ... olarak gösterilmiştir. Davalı ...' e gönderilen tebliğ mazbatası davalının taşınmış olması nedeni ile iade edlmiştir. İcra dosyasında ödeme emri davalıya tebliğ edilmediği gibi icra dosyasının fiziki ve UYAP sisteminden incelenmesinde davalının borca karşı bir itirazına da rastlanmamıştır. Ödeme emri borçlu şirkete tebliğ edilmiş ve şirket tarafından takibe itiraz edilmiştir. Davalı şirket yetkisi ise de itiraz dilekçesinde açıkça sadece şirket yönünden borca itiraz edilmiştir. Davalıya çıkarılan ödeme emri tebligatının 22.12.2018 tarihinde iade edildiği ve dosya içeriğine göre iadeden sonra yeniden ödeme emri tebligatı çıkarılmadığı gibi davalı tarafından henüz borca bir itirazda da bulunulmamıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2019 NUMARASI : 2018/1123 ESAS - 2019/1235 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin asıla tebliğ edilmesi gerekirken vekile tebliğ edildiğini, süresi içerisinde borca, fer'ilerine ve takibe itiraz edildiğini, ödeme emrine müvekkilinin adresinin yazılmadığını, ödeme emri üzerinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve hesabı, keza İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve dosya numarası, İstanbul 10....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçluların İcra Mahkemesinde ileri sürdüğü husus, temerrüt gerçekleşmediğinden ödeme emri ve takibin iptali ile faiz başlangıç tarihine ve dolayısıyla işlemiş faiz miktarına itiraz olup İİK'nın 62. maddesi kapsamında takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde İcra Dairesine (dosyasına) bildirilmesi gerektiğinden takibin şekline göre borçlunun İcra Dairesi yerine mahkemeye yaptığı itirazın sonuç doğurmayacağı, itirazda bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığından HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca bu yöndeki şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
başlatılmaması hukuka aykırı olduğunu, takibe dayanak belgenin ödeme emri ile birlikte gönderilmemesine rağmen, yerel mahkemece ödeme emrinin iptali yerine şikayetin reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ zarfında da evrakın yalnızca ödeme emri ihtiva ettiği belirtildiğini, yerel mahkemece ödeme emrinin iptali yerine davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteveffa babası aleyhine takip başlatıldığını, takibin murisin ölümünden sonra başlatıldığını, alacaklı tarafın mirasçılar yönünden takibe devam etmek için ödeme emri çıkartılmasını istediği, mirasçılara ödeme emri gönderildiğini, ölü kişinin mirasçıları yerine ölü kişi hakkında takip yapılması halinde ek takip talebi düzenlenerek takibin usulünce mirasçılara yöneltilmesi gerektiğini, ek takip talebinde bulunulmadan ödeme emri çıkartıldığını, icra müdürlüğünün resen ek takip talebi ve buna bağlı ödeme emri düzenlenmeden takibi mirasçılara yönlendirilemeyeceği yönünde karar alınması gerekirken mirasçıların isminin dahi yer almadığı ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığını, mahkemenin ek takip talebinde bulunulmadan ödeme emri çıkartılamayacağını resen gözetmesi gerekirken esastan red kararı verdiğini, ayrıca MK 35....
Ancak ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa da borçlunun takibi haricen öğrenerek icra dairesinde yaptığı borca itirazı geçerli olup, itirazla takip durduğundan, alacaklı itirazın kaldırılmasını istemekle takibin sürdürülmesi iradesini gösterdiğine göre itirazın kaldırılmasını istemekte alacaklının hukuki yararı vardır. Aksinin kabulü halinde ödeme emrinin tebliğinden önceki safhada borçlunun itirazı geçerli olmayacak ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu yeniden icra dairesinde itiraz etmek durumunda kalacaktır. Ödeme emri tebliğ üzerine borçlu daha önce itiraz ettiğini düşünerek belki de ilamsız icra takibine hiç itiraz etmeyecek ve bu durum hak kaybına yol açacaktır. Öte yandan ödeme emri tebliğ edilmediği gerekçesiyle itirazın kaldırılması istemi reddedilen alacaklı, ödeme emri tebliğ sonrasında yapılacak ikinci itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması isteminde bulunmak durumunda kalacaktır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/10/2014 tarihinde kesinleşen 2014/72 E. - 2014/1125 K. sayılı ilamı ile ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce mirası reddettikleri anlaşıldığından, olayda İİK'nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olmakla, takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden ve borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak mahkemece bu yöndeki talebin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....