Bu açıklamalar karşısında, somut olayın değerlendirmesine gelince; borçlu ... hakkında icra takibine girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, takip devam ederken anılan borçlunun öldüğü, alacaklı vekilinin, borçlunun mirasçılarına ödeme emri çıkarılmasını talep etmesi üzerine birkısım mirasçılara ödeme emri çıkarılıp tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz üzerine işbu davanın açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılar hakkındaki takip, mevcut takibin devamı niteliğinde olduğundan, adı geçen mirasçılar için yeniden ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin, takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin mirasçılara tebliği yeterlidir. Böyle yapılmayıp, icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan, mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....
kavuşmasını sağlamak olduğunu, yerel mahkemece yorum yolu ile davanın türünün değiştirildiğini ve yine yorum yolu ile davanın kabul edildiğini, yürürlükte bulunan İİK.nun borca itiraz ve şekli ile şikayet yolunu ayrı ayrı belirlediğini, görülmekte olan davanın da borca itiraz iken şikayet olarak kabul edilmesinin hukukun temel kaidelerine aykırı olduğunu, ödeme emrinde küçüğün velisi veya vasisi gösterilmediği için davanın kabulüne karar verilmesinin de açıkça hatalı olduğunu, davacı çocukların velisi Ayşenur Aytaç'a gönderilen tebligat zarfı üzerinde "Bu zarfta örnek no 10 ödeme emri ve senet fotokopisi vardır.T1 T1 yazdığını, gönderilen ödeme emrinin velayeten gönderildiğinin tebligat zarfı ile sabit olduğunu, bunun dışında borçlu mirasçıların isim ve soyisimlerinin de ödeme emrinde ayrı ayrı belirtildiğini, ödeme emrinin icra müdürlüğünce resen tanzim edilen bir evrak olduğunu, böyle bir evrakta hata olması durumunda alacaklıyı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutmanın...
Ayrıca davacı takip talebinde davalı alacaklının adresinin yazılmadığını ileri sürüp takibin iptalini de istemiş ise de davalı alacaklının vekil ile temsil edildiği, davacının adresinin takip talebinde yazmamasının sonradan tamamlanacak bir eksiklik olduğu gibi takibin mahiyetine göre yetkiye ve borca itirazın ödeme emri tebliği üzerine müddeti içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden bu yöndeki şikayet ve itirazında reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, İstanbul 12. İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....
kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, belirterek davalıya ödenmiş olan 50.000 TL ve bu ödemeye bağlanan ferilerinin yönünden takibin durdurulmasına ve iptali ile % 20 'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borçlunun, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak imzaya veya borca itiraz hakkını kullanabileceği, iş bu takibe itiraz ile icra müdürlüğünce, takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Ödeme emri iptal edilmekle, icra müdürlüğünce mahkeme kararına dayalı olarak davacı-borçlulara yeniden ödeme emri tebliğ edilecek olup, bu ödeme emrine karşı borçluların yeni itiraz hakkı (yetki, imza ve borca) mevcut olmakla, mahkemece bu itirazların reddine yönelik verilen karar bu açıklamalar çerçevesinde usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf talebinin HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 11....
Mahkemece, davalıların icra takibine kısmen itiraz ettikleri, benimsenen bilirkişi raporuna göre de davalılar ....Şti. ile...Ltd.Şti. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı banka tarafından 11.11.1998 tarihinde başlatılan icra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emirleri tebliğ olunmadan iade edilmiştir. Davalılar ödeme emri tebliği gerçekleşmediği halde 20.3.2000 tarihinde icra dosyasına borca kısmi itiraz içeren itiraz dilekçesi koymuşlar ve daha sonra 3.10.2001 tarihinde davalılara ödeme emri tebliğinin yapılması üzerine 8.10.2001 tarihli borca itirazlarını bildiren itiraz dilekçesi davacı bankaya tebliğ edilmiştir. Davacı banka 8.10.2001 tarihli itiraz üzerine görülmekte olan iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiştir....
görüldüğünü, 15.000,00 TL'lik 8042373 nolu çek takibe konu borca karşılık verildiğini, ödeme belgelerinden takibe konu borç ödendiğini, borcun ödenmesinin ödeme emrinin ve takibin iptali gerektiğini, Denizli 1.İcra Dairesi 2017/2098 Esas sayılı dosyası hakkında Denizli 1....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/577 Esas ve 2014/323 Karar sayılı 23/09/2014 tarihli kararı ile örnek 4- 5 icra emri düzenlendiği, düzenlenen icra emrinin davacı Hakan Bayam'a 17/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez....
tarihinde tebligat yapıldığının gözüktüğünü, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkil T1 açısından usulsüz tebligatın iptali ve takip dayanağı belgelerin müvekkile tebliğ edilmemesi sebepleri ile ödeme emrinin iptali ile süresinde itiraz edildiğinden, çek ve senetler zamanaşımına uğradığını ve bu sebeple takibin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir....