Karar sayılı ilamında ".....Borca katılmanın düzenlendiği TBK’nun 201. maddesine göre, borca katılma, mevcut bir borca, borçlunun yanında yer almak üzere, borca katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın borçlu ile birlikte sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin akdedilmesiyle birlikte borca katılan ve borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar. Hükümden anlaşıldığı üzere, borca katılmada, borca katılanın, alacaklıya karşı borçlunun yanında yer alması ve böylece alacaklının alacağı için iki müteselsil borçlunun bulunması söz konusu olmaktadır. Borca katılma ağırlıklı olarak teminat amacıyla yapılmakla birlikte, istisnai olarak iç ilişkide bir yükümlülüğün üstlenilmesi amacıyla yapılabilmesi de mümkündür. Her iki durumda da borca katılmayla birlikte, katılan, borçlunun alacaklıya karşı olan borcunu, onunla beraber üstelenerek, bu borca eklenen kişisel ve bağımsız bir sorumluluk altına girer. Davacı, teminat amaçlı borca katılmaktadır....
Bilirkişi raporunda, şirketin borca batık olduğu, plansız büyümesi nedeniyle borca batık hale geldiği, giderlerini %50 oranında düşürdüğü, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilmiş, ek raporda ise yapılan 450.000. TL sermaye artışının ¼’ünün ödendiği, bakiyesinin ise 2010 yılı sonuna kadar ödeneceğinin taahhüt edildiği, kalan sermaye borcunun 2010 yılı sonuna kadar ödenmesi halinde şirkete düzenli nakit akışı sağlanabileceği ve borca batıklıktan çıkabileceği, borçların tamamını ödeme beklentisinin daha somut ve net bir hâle geldiği belirtilmiştir. Mahkemece, 2010 yılı sonu beklenmeden 26.10.2010 tarihinde şirketin iflâsına karar verilmiştir. Borca batıklık bildirimi üzerine borca batıklığın tespiti ve şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümü mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez (HUMK.m.275)....
. - K A R A R - İflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili, müvekkilinin tarım ilaçları ve fındık ticareti ile uğraştığını, fındık fiyatlarındaki dalgalanmaların neden olduğu bölgesel kriz ile küresel krizin etkilerinden dolayı müvekkili şirketin borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanmasıyla borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek bir yıl süreyle müvekkilinin iflasının ertelenmesini talep etmiştir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- İflas erteleme isteminin İcra İflas Kanunu’nun 166’ncı maddedeki usule göre ilanı zorunlu olup, mahkemece, ara kararı verilmesine rağmen ilanların yapılmadığı ve iflas ertelemesine ilişkin yerel ve ulusal gazetelerde yapılması gereken ilanların dosya içinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece bu zorunluluk yerine getirilmeden yargılama yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- İflasın erteleme istemi için; erteleme isteminde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Erteleme talebi borca batıklık bildirimi anlamındadır. Bu nedenle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmesi, borca batık durumda ise ıslahının mümkün olup olmadığını incelemesi gerekir....
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir....
Somut olayda, mahkemece rayiç değerlerin tespiti için teknik bilirkişilerden rapor alınmış ise de borca batıklık hesabı yapan ve hükme esas alınan 25.02.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, teknik bilirkişilerin belirlediği rayiçlere yer verilmeden kaydi değerler üzerinden hesaplama yapılarak davacı şirketin borca batık olduğu tespitinde bulunulmuştur.Bu durumda mahkemece,açıklanan usul ve ilkelere uygun olarak davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti ile bu tespite göre alınacak bilirkişi raporunda davacı şirketin borca batık olmadığının belirlenmesi halinde davanın reddine, borca batıklığın halen devam ettiğinin tespiti halinde ise mülga ancak derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK'nın 179/b maddesi uyarınca iflas erteleme tedbirlerinden ilk tedbir tarihinden itibaren en fazla 5 yıl süreyle yararlanılabileceği bu kadar süre ile iflas erteleme tedbirlerinden yararlanmasına rağmen borca batıklığı devam eden şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği...
Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, ... larının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir....
Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin borca batık durumda bulunmadığı gerekçesiyle talep reddedilmişse de borca batıklık yönünden yapılan inceleme yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira borca batıklık yönünden bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve borca batıklığın tespitinde aktifin rayiç değeri gözetilmeden karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. S:K...
nin rayiç özvarlığının 19.02.2016 tarihinde (-) 893.580,82 TL olduğu, yani davacı şirketin borca batık durumda bulunduğu, 31.03.2021 tarihinde halen (-) 467.086,59 TL borca batık olduğu, şirketin 2017 yılından itibaren faaliyetlerine son verdiği, Verilen Sipariş Avansları hesabında kayıtlı 2.778.552,43 TL'nin 2017 yılından bu yana durağan bir alacak olduğu, bu alacak tutarının tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, bu durumda şirketin borca batıklık miktarının artacağı, dolayısıyla ... Ticaret A.Ş.'nin borca batıklığının hesaplananın çok üzerinde olduğu, şirketin revize edilen iyileştirme projesindeki satış ve kârlılık hedeflerine ulaşamadığı gibi ulaşmasının da mümkün gözükmediği, şirketin yapısal iyileşmesinin artık mümkün olmadığı, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, şirketin devam eden faaliyet zararıyla faaliyetine devam etmesi halinde borca batıklığını artıracağı belirtilmiştir....
nin -85.645.522,59 TL borca batık durumda olduğu, ...San. A.Ş.'nin -89.339.338,20 TL borca batık durumda olduğu, davacı ... Tic. A.Ş.'nin -22.063.103,21 TL borca batık durumda olduğu belirtilmiştir. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde Dava, İİK'nın 179. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir. Dava, borca batık durumda bulunan şirketin resen borca batık durumda olduğunun belirtilerek iflasın ihbarı niteliğinde bulunan iflas davası istemine ilişkindir. Konuyu düzenleyen 2004 sayılı İİK nın 178-179 ve 6102 sayılı TTK'nın 376.maddelerinde sermaye şirketlerinin herhangi bir icra veya iflas takibine maruz kalmadan temsilcileri tarafından borca batık durumda oldukları mahkemeye yapılacak bir başvuru ile iflasını isteyebilecekleri düzenlenmiştir. İİK'nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir....