Zira dava İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, menfi tespit davalarında dava tarihindeki borçluluk durumu saptanıp borçlu olunmayan kısım varsa o tutar üzerinden borçlu bulunulmadığının tespiti biçiminde hüküm kurulmalıdır. Somut olayda mahkemece menfi tespit davasının niteliğiyle bağdaşmayacak şekilde hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bonoya dayalı takip Taraflar arasındaki uyuşmazlık bonoya dayalı takipten kaynaklanan menfi tespit isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, bonoya dayalı yaptıkları takip dosyasında hacze gidildiğinde borçlu davacı tarafından banka ödeme dekontu sunulması üzerine ilgili icra dosyasından feragat edileceğinin ve senedin icra dosyasından teslim alınabileceğinin borçluya bildirildiğini, akabinde takipten feragat ettiklerini, buna rağmen davacının bonoyu almadığının anlaşılması üzerine noter ihtarnamesi ile davacıya bonoyu icra müdürlüğünden alabileceğini ihtar ettiklerini, davacının buna rağmen bonoyu teslim almayıp işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının olmadığını, bu davanın açılmasına kendilerinin sebep olmadığını, cari hesap alacağına dayalı takibin ise derdest olduğunu, müvekkili ile davacı arasında mal alışverişine dayalı ticari ilişki mevcut olup, davacının muhtelif tarihli faturalardan dolayı... borcu olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın davalının yaptığı takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğundan icra dosyası görülmeden sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı, icra dosyasının celbi hususunda verilen kesin süreye rağmen masraf yatırılmadığı gerekçeleriyle kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Bu durumda mahkemece, dava konusu bononun önlü arkalı, okunaklı, tastikli bir örneğinin dosyaya sunulması konusunda davacı vekiline önel verilip, iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bonoya dayanılarak girişilen icra takip dosyasının davanın sonucu yönünden mutlaka celbi gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacının keşideci, davalılardan ...’in lehdarı bulunduğu nakden düzenlenen 01.09.2005 tanzim, 13.01.2006 vadeli 180.000.00 YTL’lik bonoya istinaden lehdar tarafından keşideci hakkında icra takibi yapıldığı ve takipten sonra da alacağın davalıya temlik edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Karara karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. 1-Dava, takipten sonraki sebeplere dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının, borçlu olduğu meblağın tespiti ile bakiye kalan miktar yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılan veya yapılması muhtemel olan kişi/borçlu tarafından aslında borçlu olmadığının ispatı için açılan davadır. Borçlu, borcu henüz ödemeden, takipten önce veya takipten sonra borçlu bulunmadığının tespiti için bu davayı açabilecektir....
Mahkemece davacıların takibe konu bonoya mahsuben takipten önce diğer davalı şirkete 3.000 YTL’lik ödemesi olduğu gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine,davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüyle takipten önce 3.000 YTL’nin ödendiğinin tesbitine, takibin 3.000 YTL’nın ana para 4.805.26 YTL işlemiş faiz üzerinden devamına, davalı ... Bakırın haksız takibine konu 3.000 YTL ana para ve 4.372.74 YTL işlemiş faiz toplamının %40’ı oranında tazminatın bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Davalı Tutucular A.Ş’nin dava konusu senette sıfatı bulunmamaktadır. Davacının bu şirkete yaptığını iddia ettiği ödemenin senedin lehdarı durumundaki diğer davalı ...’ı bağlayacağı yolundaki yerel mahkeme kararı isabetsiz olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir....
-TL bedelli bononun ise henüz ödenmediği, takipten sonra yapılan bu ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava takipten dolayı açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takibe konu miktar kadar borçlu olmadığını iddia etmektedir. Mahkemece her ne kadar takipten sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği belirtmişse de dava tarihi itibariyle alacak borç miktarı ve davacı ödemeleri araştırılıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, İİK. 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.Davacının aleyhindeki takibe süresinde itiraz etmemiş olması takip hukukuna ilişkin bir takım sonuçlar doğurur ise de, icra takibinde talep edilen faiz miktarı ile faiz oranının maddi hukuk kuralları çerçevesinde menfi tespit davasına konu edilmesine engel teşkil etmez.Mahkemece bu yönler üzerinde durulup iddia ve savunma çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Takip dayanağı senedin murisin eli ürünü olmadığını, basit bir göz incelemesi ile dahi senetteki yazı, imza ve rakamların bütünlük ifade etmediği ve murisin eli ürünü olmadığının anlaşılacağını, Müvekkil, açılan takip ile icra tehdidi altında bulunduğundan işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, İİK.72.maddesi gereğince öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte olursa teminat karşılığı takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi gerektiğini." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, takibe konu bononun muris ...'...