Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdii etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir". şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Somut olayda; TTK.nun ilgili maddeleri gereğince Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilk ilan tarihi 15.12.2022 olmak üzere toplamda 3 kez yasal ilanın yapılmış olduğu, bononun vade tarihi olan 25.11.2022 tarihinden itibaren 3 aylık yasal bekleme süresinin geçtiği, mahkememize davaya konu bono ile ilgili herhangi bir itirazın ve başvurunun ise yapılmadığı, dosyaya sunulan bono fotokopisinden ve bonoya ilişkin yasal sürede başvuru olmamasından davacının son yetkili hamil olarak kabul edilmesinin gerektiği, davacının zilyetliğinde bulunan bonoyu kaybettiği, bu haliyle bononun hamilin elinden rızası dışında çıktığı anlaşılmıştır....

    Somut olayda; takip dayanağı bononun arka yüzünde "bu senet ... ve ... yan yanayken doldurulabilir" şeklinde bir beyan mevcut ise de, bu beyanın “bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi” unsurunu ortadan kaldıran nitelikte bir ibare olmadığı, takibe konu senedin, 6102 sayılı TTK'nun 776/1. maddesinde yer alan unsurları haiz olup, bono vasfında olduğunun kabulü gerekir. O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle, takibe konu senedin bono vasfını içermediğine yönelik şikayet yerinde olmadığından, mahkemece, borçlunun borca itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Bu durumda; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca malik olan tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer eşin geçerli olmayan işlemin iptali için dava açabileceği kuşkusuzdur. Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın, 11.02.2013 tarihinde ipotekli olarak davalı ... tarafından satın alındığı ve davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu borcun ödenememesi sebebiyle, davalı adına kayıtlıyken 05.06.2015 tarihinde davalı ...'...

        Dosyada mübrez belgeler, -------------- sayılı raporu, icra dosyası, bono senedi ile dosya içeriği kül hâlinde düşünülüp değerlendirildiğinde; icra takibine konu edilen ---- ödeme günlü----- bedelli, ----- düzenleme tarihli, keşidecisi------ olarak görünen, lehdarı-------- olan bono senedi üzerindeki imzanın davacı ------- ait olmadığının --------- raporu ile sabit olduğu, bono senedi üzerinde yer alan imzanın davacı-borçlunun eli ürünü olmadığı, kişinin imza atmadığı bir bono senedi sebebiyle senet lehdarına ve hamiline borçlu olmasının sözkonusu olmayacağı, bu yönüyle davacının bono senedinden kaynaklı olarak davalılara borcu bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup açıklanan sebeplerle----------dosyasında dayanak bono senedi sebebiyle davacının, davalılara borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Bilirkişiler bono aslında yer alan ve davacı adına atılı olan imza ile mukayese belgelerde yer alan davacı imzalarını karşılaştırmak sureti ile hazırladıkları raporda icra takibi ve davanın dayanağı olan bono da yer alan davacı ... adına atılı olan imzanın davacı ... eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirlemiştir. Raporlar arasındaki çelişki nedeniyle Mahkemece İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına karar verilmiş olup, 21.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda bono aslında yer alan ve davacı adına atılı olan imza ile mukayese belgelerde yer alan davacı imzalarını karşılaştırmak sureti ile hazırladıkları raporda icra takibi ve davanın dayanağı olan bono da yer alan davacı ... adına atılı olan imzanın davacı ... eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirlemiştir. Ankara C. Başsavcılığı’nın 2016/121354 soruşturma sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinden KYOK kararı verildiği anlaşılmıştır....

            'dan alındığını, müvekkili söz konusu bonoyu aldıktan sonra işleme koymak için aramış ancak söz konusu bonoyu bulamadığını, bugüne kadar ilgili senet ortaya çıkmadığını, müvekkilin hamili olduğu bono şuan kayıp olup rızası hilafına elinden çıkmış bulunmakta ve nerede olduğu da bilinmediğini, söz konusu bono müvekkilin iradesi dışında kötü niyetli 3. şahısların eline geçmiş olabileceği gibi nerede olduğu da bilinmediğini, müvekkilini alacağına kavuşabilmesi için iptal kararı verilmesini, gerekirse dava sonuna kadar çekin ödenmesinin durdurulmasını açıklanan nedenlerle öncelikle yukarıda keşidecisi ve miktarları belirtilen ve müvekkilin rızası dışında elinden çıkan bono için ödeme yasağı verilmesini, dava sonunda bononun iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, kıymetli evrak iptali isteminden kaynaklanmaktadır....

              HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Mahkememizce senet üzerine konan ödeme yasağının kaldırılmasına, 3-İhtiyati tedbir kararı yönünden davacı taraftan alınan teminatın, HMK nun 392/2.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının kalktığı tarihten itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmaması halinde davacıya iadesine, 4-Harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 5-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, Dair, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.11/06/2021 Katip ... e-imzalıdır Hakim ... e-imzalıdır...

                Mahkememizce zayi edildiği bildirilen bono yönünden nitelikleri belirtilerek tefrikle işbu esasa kaydedilen bonolar yönünden de Mahkememizin ...lı dosyasında Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde birer hafta ara ile üç defa ilan yaptırılmıştır. Toplanan delillere göre; Dava konusu bonoların sureti incelendiğinde, iptali talep edilen bonoların, ciro ile elinde bulunduran hamilleri tarafından bedelinin tahlisi için davacı bankaya teslim edildiği, dava dilekçesi ekinde yer alan tutanaklardan anlaşıldığı üzere bonoların davacının rızası hilafına elinden çıkarak zayi olduğu, senet üzerine ödeme yasağı konulduğu, mahkememizce yaptırılan son ilan tarihi itibari ile üç aylık başvurma süresinin dolduğu ve senetin ibraz edilmediği gibi akıbetinin de belli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin talebinin kabulü ile dava konusu edilen bononun TTK 764/1 madde uyarınca zayi sebebiyle iptaline karar vermek yasal ve yerinde görülmüş, bu itibarla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                  takibinde sunduğu 11/01/2019 tarihli dilekçenin borca itiraz dilekçesi olup olmadığı üzerinde de durulmak suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur....

                  (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanunu, iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı yolsuz tescilin düzetilmesini isteme hakkını, taşınmaz üzerinde ayni hakkı zedelenen kişiye tanımıştır (TMK. m. 1024/3). Şu halde taşınmaz üzerinde ayni veya sınırlı ayni hak sahibi bulunmayan şahsi hak sahiplerinin tescilin yolsuzluğunu ileri sürerek düzeltme davası açma hakları yoktur. Davacının taşınmaz üzerinde ayni bir hakkı bulunmamaktadır. O sadece, ilk devir işlemine rızası gereken olup, rızanın yokluğu, bu devir işlemini geçersiz kılar ise de, sonraki devirler üzerinde etkili değildir. İlk devir için gereken “açık rıza”, “ tasarrufu” niteliğinde olmayan sonraki devirler için gerekli değildir. Olayda, davacının eşi, “aile konutunu” davacının “olurunu” almadan, 7.3.2007 tarihinde dava dışı ...'e devretmiş, devralan ... de, taşınmazı daha sonra 20.2.2009 tarihinde davalı ...'a satmıştır. Üçüncü kişi ...'...

                    UYAP Entegrasyonu