Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aval, “aval içindir” veya bununla anlamlı başka bir ibare ile ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. Aval şerhinin çekin ön yüzüne yazılması zorunlu değildir. Maddenin üçüncü fıkrası gereğince, düzenleyenin imzası hariç olmak üzere ön yüze atılan her imza aval şerhi sayılır. Diğer yandan çekin arka yüzüne atılan her imza ciro hükmünde ise de, aval verildiğini gösterir bir ibare kullanılarak arka yüze imza atılması mümkün olup söz konusu imza, ciro değil aval hükmündedir. anlatımla, aval şerhini içermeksizin çekin arka yüzüne atılan her imza ciro hükmündedir. Somut olayda, takibe konu çekin arka yüzünde; “Avalimdir ...” ibaresinin yer aldığı ve anılan şahsın imzasının bulunduğu görülmektedir. Öyleyse, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu imza ciro hükmünde değil, aval hükmünde olup, yukarıda yer verilen maddenin dördüncü fıkrası gereğince de kimin için aval verildiği belirtilmediğinden düzenleyen için verilmiş sayılır....

    Toplanan deliller çerçevesinde; iptali istenen bono davacının rızası hilafına elinden çıkarak zayi olduğu, Türk Ticaret Kanununun 761. ve 762. maddeleri gözetilerek 3 ay önelli 3 ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yaptırıldığı, usulüne uygun olarak yapılan yasal ilanlara süresinde itiraz edilmediği, bononun da bulunamadığı anlaşılmış olmakla talep gibi karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir....

      Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “açık rızası” şarttır. Somut olayda, davalı dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, davalı banka, bu işlem sırasında davacı kadının verdiği iddia edilen muvafakatnamedeki imzanın kadına ait olduğunu kesin olarak ispat edememiştir. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere “geçerli olduğunu” kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur....

        Somut olayda, davalı dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, davalı banka, bu işlem sırasında davacı kadının muvaffakatname verdiğini iddia ederek dosyaya davacı kadının imzasını taşıyan bir muvaffakatname sunmuş ise de söz konusu muvaffakatname de tarih bulunmadığı gibi bu muvaffakatin dava konusu ipotek için verildiği de açık değildir. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere “geçerli olduğunu” kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/634 Esas KARAR NO : 2023/182 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) DAVA TARİHİ : 18/08/2022 KARAR TARİHİ : 02/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili bankanın farklı şubelerine tevdi edilen, Keşidecisi : ----- Adresi :------ Hamil :------- Ödeme Günü : 15.08.2022 Miktarı : 190.000,00-TL(YüzdoksanBinTürkLirası) Düzenleme Tarihi : 07.07.2022 Bononun taşınma sırasında müvekkili bankanın rızası dışında elinden çıktığını, müvekkil Banka’nın rızası olmaksızın elinden çıkan yukarıda bilgileri yer alan kıymetli evraktan dolayı ödenmemesi gereken bir bedelin ödenmek zorunda kalınması, malın kötüniyetli kişilerce teslim alınması, ya da haciz gibi istenmeyen bir durumla karşılaşılması telafisi imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceğini, öncelikle kıymetli evrak bedelinin ödenmemesi için...

            Olan, 14.10.2020 keşide tarihli, 25.03.2021 Vade tarihli, 8.000,00 TL bedelli bono" müvekkili bankanın uhdesinde ve zilyetliğinde iken kaybedildiğini ve tüm aramalara rağmen de bulunamadığını, bononun kaybolduğunu, müvekkili bankanın rızası hilafına elinden çıktığını, halen kimin elinde ve nerede olduğunun bilinmediğini, söz konusu bononun kötü niyetli kişilerin eline geçmesi durumunda müvekkili bankanın zarara uğrayacağını, bu sebeple öncelikle mezkûr bono ile ilgili “ödeme yasağı kararı” verilerek kararın keşideciye tebliğini ve “bononun iptalini” talep ettiğini, müvekkili bankanın rızası hilafına elinden çıkan davaya konu bonoların kötü niyetli kişilerin eline geçmiş olması ihtimaline binaen bononun ödenmesinin yasaklanmasını ve yapılacak yargılama neticesinde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK.nun 818/s maddesi yollamasıyla TTK. 757 ila 764 maddelerine göre, kaybolan bononun iptali talebine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda takip konusu senedin keşideci şirket yetkilisi olarak şirket adına imzalanması nedeniyle şahsi sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, keşidecinin sorumluluğu için tek imza yeterli olup bundan başka atılan her imzanın aval sayıldığı ve ikinci imzanın kaşe üzerinde olmasının da avalin sorumluluğunu etkilemediği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

                Uyuşmazlık; Davacı hakkında --------- sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu senetten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu şeklinde tespit edildi.Davalının takibe dayanak yaptığı senedin borçlusunun dava dışı ------- olduğu, senette davacının aval veren olarak yer aldığı görülmüştür. ------------ özgü bir tür kambiyo taahhüdüdür ---------Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senetleri bakımından kendine özgü bir teminat türü olarak aval müessesesi kabul edildiğinden, bono üzerinde "kefil" yazıyor olması, bu taahhüdü kefalet haline dönüştürmez. Bono üzerine "kefil" ibaresi konulsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.Aval 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 700 ila 702 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunda avalin tanımı yapılmamış; sadece aval ile poliçedeki bedelin ödenmesinin teminat altına alındığı belirtilmiştir (TTK.m.700)....

                  Uyuşmazlık; Davacı hakkında --------- sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu senetten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu şeklinde tespit edildi.Davalının takibe dayanak yaptığı senedin borçlusunun dava dışı ------- olduğu, senette davacının aval veren olarak yer aldığı görülmüştür. ------------ özgü bir tür kambiyo taahhüdüdür ---------Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senetleri bakımından kendine özgü bir teminat türü olarak aval müessesesi kabul edildiğinden, bono üzerinde "kefil" yazıyor olması, bu taahhüdü kefalet haline dönüştürmez. Bono üzerine "kefil" ibaresi konulsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.Aval 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 700 ila 702 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunda avalin tanımı yapılmamış; sadece aval ile poliçedeki bedelin ödenmesinin teminat altına alındığı belirtilmiştir (TTK.m.700)....

                    KARŞI OY YAZISI Davacı ... ve davalı ...’ın evliliği devam ederken, davalı (ipotek veren) diğer davalı banka (ipotek alan) yararına aile konutunu ipotek ettirmiş; davacı Türk Medeni Kanununun 194. madde uyarınca aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Aile konutuna tapu kaydıyla malik olan eşin, aile konutuyla ilgili tasarruf işleminde, diğer eşin açık rızası alınmamış ise; yapılan bu tasarruf işlemi “tasarruf yetkisi eksikliği” nedeniyle “askıda hükümsüzlük” yaptırımına tabi olup; kural olarak hükümsüzdür. Rızası alınmayan ; menfaati devam ettiği sürece, bu tasarruf işleminin iptalini talep edebilir. Davacının açtığı iptal davası devam ederken, davalı koca ölmüş; evlilik sona ermiştir. Böylece Türk Medeni Kanununun 599. madde uyarınca davacı koca ölümle birlikte eşine mirasçı olması sebebiyle aile konutunda yasal miras payı oranında ayni hakka sahip olmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu