Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/04/2021 NUMARASI : 2021/165 ESAS-2021/230 KARAR DAVA KONUSU : Bono Üzerinde Yer Alan Avalin Rızası KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

Somut olayda, davanın dayanağı olarak gösterilen 05.04.2017 tanzim ve 05.08.2017 vade tarihli 50.000,00- TL bedelli senet bono (kambiyo senedi) niteliğinde olup davacının eşi Ayhan Karaağaç'ın bono üzerinde yer alan imzası da aval hükmündedir. Davacı vekilince rızası bulunmadığından bahisle ve avalin geçersiz olduğu iddiasıyla istinaf incelemesine konu bu dava açılmıştır. Kambiyo senetleri ve bu kapsamda avalin hüküm ve sonuçları TTK'nda düzenlenmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, TTK'nun 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğindedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, dava konusu bono üzerinde yer alan avalin rızası bulunmaması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

Uyuşmazlık davacı hakkındaki takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfında olup olmadığı ve kambiyo senedi vasfında sayılırsa rızasının kefil/aval olarak borçtan sorumlu olunabilmesi için gerekip gerekmediği noktasındadır. Davacının sunduğu yargıtay 11. Hukuk dairesinin kararına göre aval veren de aval verirken eşinin rızası alınmalıdır, 12. Hukuk Dairesinin kararında ise aval verilmesi rızasına bağlı değildir. Yine aval verenin adı yanında idari bir birim niteliğinde bir adres belirtilse de bu adresin yazılması bonoya düzenleme yerinin yazıldığı anlamına gelmez. Düzenleme yerinin bono da ya ayrıca ve açıkça yazılması gerekir. Böyle ayrıca ve açıkça yazılmamış ise keşideci adı altındaki en az bir idari birimin keşide yeri olarak kabulü söz konusudur. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Mahkememiz avalin kefaletten farklı olduğu, kefalet için rızası gerekirken aval için rızasının gerekmediği kanaatindedir....

    Bu neden aval içinde eşin rızası gerekir. Ancak somut olayda aval veren Nedra lehine aval verilen Mesut'un eşi olduğundan eşin rızası var sayılabileceğinden kararın bu değişik gerekçeyle bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

      Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhi, bono ve poliçenin ön yüzü dışında arka yüzünde ise mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Bono üzerine 'kefil' ibaresi konsa dahi bu aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK m.702). TTK'nun 724. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumlu olur. Somut olay yönünden talebi konu bono arkasında 'kefil' şerhli imzası bulunan ... bakımından aval kaydı arka yüzde ve kimin lehine verildiği belirtilmediğinden (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 25/05/2016 tarihli, 2016/1885 Esas-14824 Karar sayılı Kararı) geçersiz olmakla ihtiyati haciz talebinin bu borçlu yönünden reddine..." gerekçesiyle; borçlular ... ve ... yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, ... yönünden reddine, karar verilmiştir....

        Sırf bu ihtiyaç dahi avalin " rızası" noktasında kefalete ilişkin hükümlere tâbi kılınmasını imkansız hale getirmektedir. Gerçekten de iki kişi arasında düzenlenen bir sözleşmede borçluya kefil olan kişinin evli olup olmadığı, eşin rızasının bulunup bulunmadığı kolaylıkla belirlenebilirken; tedavül kabiliyeti sebebiyle bir kambiyo senedinde avalistin evli olup olmadığının ve eşinin rızasının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunluluğu, hamile kambiyo senetleri hukukuna tamamen yabancı bir yük getirecektir. Bu detayların senede derç edilmesi ve sonraki cirantaların hiçbir tereddüte mahal olmaksızın bunu bilmesi mümkün değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2017 tarih, 2017/12- 1135 E ve 2017/1012 K sayılı ilamı). Somut olayda, takibe dayanak bonoda davacı aval veren konumunda olup, yukarıda açıklanan olgular karşısında TBK'nın 584. maddede yer alan " rızası" geçerlik koşulunun kambiyo senetlerine mahsus verilen aval müessesesinde uygulanamayacaktır....

        Sırf bu ihtiyaç dahi avalin " rızası" noktasında kefalete ilişkin hükümlere tâbi kılınmasını imkansız hale getirmektedir. Gerçekten de iki kişi arasında düzenlenen bir sözleşmede borçluya kefil olan kişinin evli olup olmadığı, eşin rızasının bulunup bulunmadığı kolaylıkla belirlenebilirken; tedavül kabiliyeti sebebiyle bir kambiyo senedinde avalistin evli olup olmadığının ve eşinin rızasının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunluluğu, hamile kambiyo senetleri hukukuna tamamen yabancı bir yük getirecektir. Bu detayların senede derç edilmesi ve sonraki cirantaların hiçbir tereddüte mahal olmaksızın bunu bilmesi mümkün değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2017 tarih, 2017/12-1135 E ve 2017/1012 K sayılı ilamı). Somut olayda, takibe dayanak bonoda davacı aval veren konumunda olup, yukarıda açıklanan olgular karşısında TBK'nın 584. maddede yer alan " rızası" geçerlik koşulunun kambiyo senetlerine mahsus verilen aval müessesesinde uygulanamayacaktır....

          - K A R A R - Davacı vekili, davacı bankanın aval şerhinin bulunduğundan bahisle arandığını, ancak dava konusu bonodaki aval şerhindeki imzanın davacı banka yetkililerine ait olmadığını, bono üzerinde iki adet düzenleme tarihinin bulunduğunu, senedin sahte olduğunu iddia ederek dava konusu bono nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Ş. vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Tekstil…Ltd. Şti. vekili, davanın reddini istemiştir....

            Sırf bu ihtiyaç dahi avalin " rızası" noktasında kefalete ilişkin hükümlere tâbi kılınmasını imkansız hale getirmektedir. Gerçekten de iki kişi arasında düzenlenen bir sözleşmede borçluya kefil olan kişinin evli olup olmadığı, eşin rızasının bulunup bulunmadığı kolaylıkla belirlenebilirken; tedavül kabiliyeti sebebiyle bir kambiyo senedinde avalistin evli olup olmadığının ve eşinin rızasının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunluluğu, hamile kambiyo senetleri hukukuna tamamen yabancı bir yük getirecektir. Bu detayların senede derç edilmesi ve sonraki cirantaların hiçbir tereddüte mahal olmaksızın bunu bilmesi mümkün değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2017 tarih, 2017/12-1135 E ve 2017/1012 K sayılı ilamı). Somut olayda, takibe dayanak bonoda davacı aval veren konumunda olup, yukarıda açıklanan olgular karşısında TBK 584. maddede yer alan " rızası" geçerlik koşulunun kambiyo senetlerine mahsus verilen aval müessesesinde uygulanamayacaktır....

              UYAP Entegrasyonu