Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan yargılama sonucunda boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri karşısında davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi düzenli bir işi ve geliri bulunmadığı anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı da anlaşılan kadın için tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, mevcut hayat şartları dikkate alındığında kadın için takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası miktarının da makul olduğu anlaşılmakla davalı erkeğin kendi tazminat taleplerinin reddine, davacı kadın için tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesine ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre; işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka miktarı ile, çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplamı ise, onu, yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide; "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, Turgut; Aile Hukuku, 2.cilt, İst.2002, sh.294)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davalı-davacı kadın ağır kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiştir. Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşine sürekli ağır hakaretler ettiği ve balta ile vurmaya kalkıştığı, buna karşılık davacı-davalı erkeğin de eşine hakaret ettiği ve ... attığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir....

      Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Hal böyleyken mahkemece kadının ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine göre davacı-davalı erkek lehine maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) takdiri doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir....

        Nafaka yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Tarafların gerçekleşen kusur oranlarına, sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın için takdir edilen nafaka azdır, mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1)ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olarak kabul edilmiş, kusur durumu gerekçe gösterilerek davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedebilmek için nafaka talep eden eşin ağır kusurlu olmaması ve boşanmakla yoksulluğa düşecek olması gerekir....

          H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin; kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile; Tefenni Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 18.01.2021 tarih, 2019/76 esas ve 2021/12 karar sayılı ilamının kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ''Davacı T1'ün maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile TMK'nın 174/1,2 maddeleri uyarınca 30.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı T3 alınarak davacı T1'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine.''...

          Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusurunun bulunmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakasının kaldırılması-Maddi ve Manevi Tazminat ile Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, karşı davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre,davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden tarafların Belçika ülkesinde boşandığı, boşanmaya ilişkin bu kararın 10.09.2013 tarihinde Türkiye'de tanınmasına karar verildiği, tanıma kararının 28.10.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Belçika ülkesinde boşanma kararı, tarafların biraraya gelmemeleri sebebiyle verildiğinden, taraflar boşanmaya sebep olan olaylarda...

              İlk derece mahkemesinin, davacının yoksulluk nafakası talebinin red gerekçesinin usul ve yasaya uygun olması nedeni ile davacının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür....

              UYAP Entegrasyonu