AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2018 NUMARASI : 2017/655 ESAS, 2018/367 KARAR DAVA KONUSU : SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 25/05/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; küçük Ayberk Karacaoğlu'nun öz annesi olduğunu, oğlunun soyadının nüfus cüzdanında babasının soyadı olan Karacaoğlu olarak yazılı olduğunu, bu durumun oğlunda psikolojik olarak sosyal yaşamında derin yaralara yol açtığını, babanın sadece çocuğunun dünyaya gelmesinde katkı yaptığını, bunun dışında boşanmadan önce ve boşanmadan sonra çocuğuna gerçek bir babanın davranışlarını sergilemediğini...
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; 5510 sayılı Yasa'nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen davacının, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve davacının aldığı yetim aylığı ve yararlandığı sağlık hizmetlerinin devamının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı ...’ın eşi ...’dan 13.09.2006 tarihinde boşandığı, 20/09/1996 tarihinde vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı, 15/01/2007 tarihinde boşanmadan 4 ay sonra kızları ...’nin doğduğu, ......
yılında yapılan işlemle davalı hakkında aylığın iptali ile yapılan tüm ödemelere göre 01.02.2008-31.12.2009 tarihleri arasında kalan dönemde yapılan 12.716,44 TL’nin borç tahakkuk ettirildiği ve 23.11.2012 tarihinde yapılan tebligata rağmen davalının ödeme yapmaması nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Miras Haklarını düzenleyen 181’inci maddesi “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler....
No:15/9 .../....” adresine gidildiği, eşi ...’in adreste alınan beyanında; 2007/2008 gibi eşinden boşandığını, boşanmadan önce ...’ta yaşadıklarını, boşandıktan sonra eşi ve kızının ...’ta kaldığını, kendisinin Ankara’ya taşındığını, Duman Sok No:24/4 ...’de ikamet ettiğini, 2012 yılında tekrar evlendikleni, bu adresi satın aldığını, burada yaşadıklarını söylediği, davacının eşinin ikinci kez evlenmeden önce tek başına yaşadığını söylediği, Duman Sokaktaki adrese gidildiği,bina yöneticisi ... şifai beyanında; davacı ve eşinin bir kız ve bir oğluyla birlikte kiracı olarak binada 1-1.5 yıl oturduklarını, sonra ev alıp taşındıklarını söylediği, ev sahibinin damadı ve 9 numaralı dairede ikamet eden ...’ün şifahi beyanlarında ; davacı ve eşinin bir kız ve bir oğluyla birlikte kiracı olarak binada 4 numarada 2 yıl kadar oturduklarını, sonra ev alıp taşındıklarını söylediği, denetmence boşandığı dönemde fiilen birlikte yaşadıkları kanaatine varıldığı, görülmüştür....
Asliye Ticaret) Mahkemesi’nce verilen 18.12.2007 tarih ve 2003/1166-2007/891 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili ... ile davalı ... boşanmadan önce, davalının müdür yardımcısı olarak görev yaptığı bankada müvekkili şirketin de hesabı buluduğunu, müvekkilinin teminat mektubu talebinde bulunurken davalıya verdiği altı imzalı talimatnameyi davalının gizlice doldurarak kendisi için ahz-u kabz yetkisi ihdas ettiğini, bu şekilde müvekkili şirketin hesabından 6.700 USD para çektiğini ileri sürerek, bu meblağın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....
dan boşanan ...'ın iddet müddetinin kısaltılmasına karar verildiği, yine ilamın gerekçe kısmında Edremit Devlet Hastanesi Baştabipliği'nin 27.11.1998 tarih ve 398 sayılı raporunda ...'ın hamile olmadığının bildirildiği, rapor tarihi ile ...'in düzeltilen doğum tarihi arasında 3 ay 12 gün kaldığı, bu sürenin de biyolojik olarak bir çocuğun doğmasına imkan vermediği anlaşıldığından; mahkemece iddet müddetiyle ilgili bu dosya da incelenerek durumun açıklığa kavuşması için yaşının düzeltilmesi davaname ile istenen ...'in boşanmadan önceki bir tarihte doğup doğmadığı konusu da araştırılıp, gerektiğinde Hüseyin'in yaşının düzeltilmesi konusunda Cumhuriyet Savcılığınca ek davaname düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususlarında bir değerlendirme yapılıp kayıtlarla çelişmeyen bir karar verilmesi gerekirken, doğum tarihinin 09.03.1999 olarak düzeltilmesi doğru görülmemiştir....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Anılan 56. maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Anılan 56. maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Kaldı ki davacı boşandığında baba halen yaşamaktadır. Bir kişinin ilerde ölecek babasından aylık almak için önceden boşandığını, kabul etmek saiklerle hareket etmek demektir. Murisin ölümünden önce eşinden ayrılan kadının, murisinden kalan sosyal güvenlik hakkının devamı niteliğinde olan yetim aylığından mahrum bırakılmaması, sosyal devlet olmanın gereğidir. Davacının burada boşanma hakkını kötüye kullandığından söz edilemez. Diğer taraftan dosyada davacının boşanmadan sonra boşandığı eşin sarhoş olarak gelip hakaret etmesinden dolayı C....