Ancak çocuk daha sonra tekrar dinlendiğinde bu sefer de babasıyla kalmak istediğini, annesinin iki ayda bir kendisini görmeye geldiğini beyan etmiştir. Yine dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda da çocuğun babanın yanında kalmak istediğini bilirkişiye beyan ettiği görülmüştür....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine,06/10/2020 tarihli uzman tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporuna, müşterek çocuğun aşamalardaki beyanına, müşterek çocuğun ifadesini annesinin baskısı ile verdiğine ilişkin dosyada delil bulunmamasına, çocuğun velayetinin annesine verilmesinin üstün yararına aykırı olacağına dair bir delil ve tespit de bulunmamasına, müşterek çocuğun velayetinin babasına verilmesine karşılık dava tarihinden önce uzun bir zamandan beri annesinin yanında yaşayıp, orada eğitimine devam ettiğine, dolayısıyla yaşadığı ortamdan ayrılmasının çocuğun menfaatine uygun olmayacağına, davalı babanın yeniden evlenip evlendiği yeni eşinin 13 yaşında olan çocuğunun da davalı ile birlikte yaşamasına göre, mahkemenin velayetin değiştirilmesine yönelik kararının dosya kapsamına göre doğru olduğu, müşterek çocuğun dava tarihinden öncesinden beri annesinin yanında yaşaması ve...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili müvekkili aleyhine nafaka alacağı ilamına dayalı ilamlı takip başlatıldığını, boşanmadan sonra müşterek çocuğun müvekkili yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının müvekkil tarafından karşılandığını, bu nedenle nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacı annenin boşanmadan sonra çocukla fiziksel olarak bir, iki kere kişisel ilişki kurduğunu, ayda bir ya da iki kez çocuğu telefonla arayarak ilişki kurduğunu, davacının boşandıktan sonra yeni bir evlilik yaptığını, öncesinde başarılı bir öğrenim hayatı yaşayan çocuğun notlarının annesinin yanında kalmaya başladıktan sonra düştüğünü, müşterek çocuğun babası ile birlikte yaşamak istediğini açıkça beyan ettiğini, davalının yaşadığı Norveç ülkesinde yeni bir evlilik yaptığını ve bir çocuğunun daha olduğunu, davalının müşterek çocuğu yanında götürmek istediğini ancak davacının onay vermediğini, iş bu davada usulünce taraf teşkili sağlanmadığını, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; Davalı T3 ile davacının kızı Nilgül Kılıç'ın Fransa Valence Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14/01776- 201 numaralı 12.08.2014 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuk T6 velayetinin annesine verildiği, boşanma kararından sonra çocuğun annesi ve annesinin ailesi ile yaşamaya başladığı, boşanmadan 5- 6 yıl sonra davalı babanın çocuğun kendisine gösterilmediğini iddia ederek velayetin değiştirilmesi için Fransa mahkemelerinde dava açtığı, dava açıldıktan sonra çocuğun annesinden alınarak bir kuruma yerleştirildiği, bu süreçte anneye ve akrabalarına görüşme hakkı tanındığını, yurt dışında velayete ilişkin dava devam ederken anne Nilgül Kılıç'ın kalp krizi geçirerek 08/02/2020 tarihinde vefat ettiği, davalı babanın annesi vefat müşterek çocuğu Türkiye'ye getirip yatılı bir okula kaydettirdiği, çocuğun halen Türkiye'de yatılı bir okulda kaldığı, hafta sonları babaannesi ve dedesinin evine gittiği, davalı babanın ise Fransa da yaşadığı...
Mahkemece davacının iddiasının borcun ödenmesi, alacaklıdan mehil alınması, ilamın zamanaşımına uğraması sebeplerinden biri olmadığı gibi, yargılamayı gerektirdiği, mahkemenin kısıtlı yetkili olması nedeniyle değerlendirilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşanmadan itibaren kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Somut olayda, borçlu tarafça tanık deliline dayanılmış, tanık listesi mahkemeye sunulmuştur. Buna göre, Mahkemece, tarafların boşanmasından sonra çocuğun borçlu baba yanında kaldığına ilişkin borçlu iddiası yönünden bildirdiği tanıkları dinlenilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasında çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumunda menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir. (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....
DAVA Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandığını, boşanma kararının 21.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, ortak çocuğun velâyet inin annede kaldığını, davalı babanın boşanmadan sonra ortak çocuğa karşı kayıtsız kaldığını, sadece 2 kere 2-3 saat süreyle kişisel ilişki kurduğunu, boşanma kararı ile belirlenen nafakaları ödemediğini, çocuğun şu an 4 yaşına yaklaştığını, kreş eğitiminde muhakeme yeteneği kazanarak kendi soyadı ile annesinin soyadının farklılığını sorgulamaya başladığını, bu durumdan rahatsızlık duyduğunu, taraflar arasındaki boşanma protokolünde ortak çocuğun soyadının değiştirilmeyeceğine ilişkin madde bulunmadığını, cevap dilekçesinde belirtilen tarihlerde çocuk ile davalı babanın görüşmediğini belirterek davanın kabulü ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk Sinan Ali'nin baba soyadı olan "Çıbıklı" yerine, anne soyadı olan "Baysal" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/06/2019 NUMARASI : 2018/315 ESAS - 2019/194 KARAR DAVA KONUSU : Şahsî İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiğini ve yaz tatilinde 45 gün süre babası ile şahsî ilişkiye hükmedildiğini, davalının boşanmadan sonra yeniden evlendiğini, çocuğun babası ile kaldığı 45 gün boyunca annesi ile görüştürülmediğini, telefonla görüşmesinin yasaklandığını, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle 45 günün çok zor geçtiğini, çocuğun bu süre içinde psikolojisinin bozulduğunu, davalının yeni eşinin banyoda çocuğun kalçasına vurmak suretiyle çocuğa şiddet uyguladığını...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2020 NUMARASI : 2018/610 ESAS 2020/46 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya 2....