Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma kararı ile müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilip her biri yönünden aylık 15.000'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca boşanma ilamının 7. maddesinde her biri için aylık 600'er euro dan toplam 1200 euro eğitim gideri ödenmesine karar verildiğini, bunun yanında davacı eş için aylık 20.000- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin davacıya karşı nafakanın düşürülmesi ve eğitim ücretlerini kaldırılması davası açtığını hususunun doğru olduğunu, boşanmadan sonra müvekkilinin ekonomik durumunda değişiklikler olduğunu, boşanma sırasında müşterek çocukların İspanya da yaşadıklarını, ancak bir kaç yıl sonra anne ve çocukların Türkiye ye gelerek İzmir iline yerleştiklerini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin çocuklarla imkan el verdiğince görüşmeye çalıştığını, her ne kadar dava dilekçesinde müşterek çocuk için izin talep edilmiş ise de buna ilişkin belgelerin sunulmadığını, çocuğun nerede...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine,06/10/2020 tarihli uzman tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporuna, müşterek çocuğun aşamalardaki beyanına, müşterek çocuğun ifadesini annesinin baskısı ile verdiğine ilişkin dosyada delil bulunmamasına, çocuğun velayetinin annesine verilmesinin üstün yararına aykırı olacağına dair bir delil ve tespit de bulunmamasına, müşterek çocuğun velayetinin babasına verilmesine karşılık dava tarihinden önce uzun bir zamandan beri annesinin yanında yaşayıp, orada eğitimine devam ettiğine, dolayısıyla yaşadığı ortamdan ayrılmasının çocuğun menfaatine uygun olmayacağına, davalı babanın yeniden evlenip evlendiği yeni eşinin 13 yaşında olan çocuğunun da davalı ile birlikte yaşamasına göre, mahkemenin velayetin değiştirilmesine yönelik kararının dosya kapsamına göre doğru olduğu, müşterek çocuğun dava tarihinden öncesinden beri annesinin yanında yaşaması ve...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili müvekkili aleyhine nafaka alacağı ilamına dayalı ilamlı takip başlatıldığını, boşanmadan sonra müşterek çocuğun müvekkili yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının müvekkil tarafından karşılandığını, bu nedenle nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Taraflar 2.12.2015 tarihli protokolde kadının boşanmadan sonra dahi erkeğin soyadını kullanmaya devam edeceğini kararlaştırılmalarına rağmen mahkemece kadının evlilik soyadını kullanmaya devam etmesinin ayrı bir dava konusu olduğundan bahisle, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Bu husus protokolde değişiklik yapılması niteliğindedir. Tarafların onayı alınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş değişiklik hakkında tarafların görüşünü almak, anlaşmaları halinde bu anlaşma çerçevesinde, anlaşamamaları halinde ise davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edip sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Açıklanan yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir....
Aile Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının velayeti altında bulunan çocuklarının mallarını kullanmaya izin verilmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacı babanın isteminin TMK’nun 2. Kitabında düzenlendiği ve 4787 ile 5133 Sayılı Kanunlar uyarınca babanın çocuk malları ile ilgili istemi hakkında karar verme yetkisinin Aile Mahkemelerinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 11. Aile Mahkemesi ise, ergin çocuk... vesayet altında olmakla, bu ergin çocuğun mal varlığı hakkında vasinin tasarruf yetkisine izin ve tasdik işleminin vesayet dairelerinin görevine girdiği, Aile Mahkemelerinin bu durumdaki ergin çocuklar için izin verme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
ın özürlü olması nedeniyle İzmir 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/1523 E-1410 K sayılı ilamı ile kısıtlanarak annesinin kendisine vasi olarak atandığı, iş bu davanın da vasi marifetiyle açıldığı anlaşılmaktadır. TMK. nun 462/8. maddesi uyarınca; vasinin, vesayet altındaki kişiyi temsilen dava açabilmesi için vesayet makamından izin alınması gerekmektedir. Somut olayda; vasinin, vesayet makamından izin almadan bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacı annenin boşanmadan sonra çocukla fiziksel olarak bir, iki kere kişisel ilişki kurduğunu, ayda bir ya da iki kez çocuğu telefonla arayarak ilişki kurduğunu, davacının boşandıktan sonra yeni bir evlilik yaptığını, öncesinde başarılı bir öğrenim hayatı yaşayan çocuğun notlarının annesinin yanında kalmaya başladıktan sonra düştüğünü, müşterek çocuğun babası ile birlikte yaşamak istediğini açıkça beyan ettiğini, davalının yaşadığı Norveç ülkesinde yeni bir evlilik yaptığını ve bir çocuğunun daha olduğunu, davalının müşterek çocuğu yanında götürmek istediğini ancak davacının onay vermediğini, iş bu davada usulünce taraf teşkili sağlanmadığını, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak çocuğu 29.06.2015 doğumlu ...'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı anne tarafından açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasında annenin soyadını kullanmakta haklı sebebin varlığının ve çocukların üstün yararının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu, 41 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 27 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2019/585 ESAS-2020/434 KARAR DAVA KONUSU : çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının boşanma süreçlerinin Antalya 1. Aile Mahkemesinde başladığını, Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2019/557E 2019/637K sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Hira'nın Antalya 1. Aile Mahkemesinde görülen boşanma davası sırasında dünyaya geldiğini, Antalya 8....