Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada ... Asliye ( Aile ) Hukuk, ... Asliye (Aile) Hukuk, ... Asliye (Aile) Hukuk ve ... 2.Aile ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 352. ve devamı maddeleri uyarınca açılan çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeridir. Somut olayda mallarının korunması istenen küçüklerin anne ve babasının boşandıkları, velayetlerinin babalarına verildiği, babalarının ise 2008 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda sağ olan anneye öncelikle velayetin verilip, verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekecektir....
havale tarihli yasal süresinde sunulan cevap dilekçesinde özet ile; "dava dilekçesi içeriğinin kabul edilmez olduğu, davalının boşanmanın ardından boşanmanın çocuğun üzerindeki etkisini gözlemlemek ve varsa sıkıntıları gidermek amacı ile çocuğunu Lotus Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezine götürdüğü, burada psikolog Sinem Özhazinedar aracılığı ile destek aldırdığı, ara ara devam ettiği, görüşmeler neticesinde herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediği, davalının boşanmadan sonra çocuğun baba ve ablası ile görüşmelerine, çocuğun üstün yararı ve ailevi ilişkilerinin geliştirilmesi adına ve babanın yasal haklarını kullanması adına hiçbir olumsuz tavırda bulunmadığı, görüşmelerine, tatil yapmalarına engel olmadığı, bu süreçte çocuğun defalarca baba ile yüz yüze görüştüğü, bu görüşmelerin çocuğun eğitim saatlerine rast gelmesi nedeni ile öğretmeninden izinler alındığı, öğretmen tarafından olumsuz karşılansa da babanın çocuğu ile görüşmesinin aksatılmadığı, davalının ve eşinin...
Somut olayda; davalının memur olduğu, ayda 2.166 TL geliri olduğu, 390 TL kira verdiği, evli ve bir çocuğu olduğu; davacının velayeti kendisinde olan annesinin memur olduğu, aylık 2.250 TL maaşı olduğu, kendisine ait evde yaşadığı, ev kredisi borcu ödediği; davacı çocuğun ise 2004 doğumlu olduğu, öğrenci olduğu, annesi ile kaldığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle dava tarihi itibarıyla davacının annesinin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı biraz fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". TMK. 328/1.maddesine göre; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." TMK. 330/1.maddesine göre; Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur." TMK. 331.maddesine göre; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya kaldırır." düzenlemesine yer verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2006/367 Esas, 2006/715 Karar sayılı 29/09/2006 tarihli kararı ile boşandıklarını, bu evlilikten T5 isminde çocuklarının olduğunu, davacı babanın doktor olarak görev yaptığını, davalı annenin öğretim görevlisi olarak çalıştığını, boşanma sonucunda müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, müvekkilinin o tarihte Van Devlet Hastanesinde çalışması nedeniyle davalı annenin çocuğu görmesinin zor olacağı gerekçesiyle çocuğun müvekkilinin ailesinin yanında kalması talebinde bulunduğunu, müvekkilinin çocuğun anne şefkatinden uzak büyümemesi için davalının bu talebini yerine getirdiğini, ancak daha sonra davalı annenin bu durumu kendi lehine çevirerek müvekkilinin velayet görevini ihlal ettiğini ileri sürdüğünü, velayetin değiştirilmesini talep ettiğini, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, ancak müşterek çocuğun şu anda 15 yaşında olup artık babası ile yaşamak istediğini, müşterek çocuğun bu süreçte annesi tarafından kendi bulunduğu şehre götürülerek...
in aynı köyde oturup evlerinin karşı karşıya olduğu, suça sürüklenen çocuğun annesinin zaman zaman mağdureye suça sürüklenen çocuğun küçülen tişörtlerini verdiği, olay günü 14:30 sıralarında mağdurenin köy yolundan evine doğru giderken suça sürüklenen çocuğun yanına gelerek "daha çok küçülen tişörtüm var bizim eve gelirsen sana veririm" diyerek yanından ayrıldığı, mağdurenin sanığın evine gitmeyerek kendi evine gittiği ve annesinin tarlada işçi olarak çalışmasından dolayı yalnız olarak kaldığı, suça sürüklenen çocuğun bu defa mağdurenin evinin önüne gelip "tişört almaya gelmeyecek misin" şeklinde ısrarı üzerine, mağdurenin evden çıkarak birlikte suça sürüklenen çocuğun evine gittikleri, dolaptan kıyafet almak için yatak odasına girip, mağdurenin yatağın köşesinde oturup cep telefonu ile uğraştığı, suça sürüklenen çocuğun dolaptan kıyafet çıkardığı esnada aniden arkasını dönüp mağdureyi yatağa itip üzerine abanıp bacaklarını ve kalçasını tutup sıktığı, mağdurenin çığlık atıp sıyrılarak yataktan...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi İ Kısıtlı adayı küçük hakkında açılan davada ... 12.Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, evlilik dışı doğan küçüğe annesinin küçük olduğu iddiasıyla vasi atanması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 337. Maddesinde "Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir." hükmüne yer verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre ise “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümlerine yer verilmiştir....
anlaşılması karşısında, yaşı 18'den büyük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun kararı temyiz etmesi gerektiği, annesinin temyize yetkili olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun annesi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan katkı payı ... ve Sevim İzmirli aralarındaki boşanmadan sonra açılan katkı payı davasının reddine dair ... 13. Aile Mahkemesi'nden verilen 28.12.2012 gün ve 948/1026 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.07.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi....