Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre; red edilen nafaka arttırım miktarı aylık 250,00- TL'dan yıllık 3.000,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla red edilen nafaka arttırım miktarı yıllık sekizbin -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, red edilen nafaka arttırım miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, red edilen nafaka arttırım miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karara istinaden her ay düzenli şekilde nafaka borcunu eksiksiz yatırdığını, her yıl sonunda ÜFE oranında arttırım yaptığını, geriye dönük nafaka farkı olarak 3.520- TL ödeme yaptığını, nafaka bedellerini oğlu İlkay Demir'e velayeten annesi Sıdıka APTRAIM'in Garanti Bankasında bulunan hesabına yatırdığını, ödemiş olduğu nafaka bedellerinin tekrar icraya verilerek farklarıyla istendiğini beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; şikayetin kabulüne karar vermiş, davalı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararlarına karşı ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. Hüküm tarihi itibariyle aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen parasal kesinlik sınırı 41.710- TL'dir....

Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, boşanmadan sonra gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....

    Bu bağlamda, nafaka alacağının tahsilini teminen borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği gibi hakkaniyet kuralları gereği takip öncesine ait, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığının da kabulü gerekir....

      Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; borçluya ait taşınmazın satılması üzerine sıra cetveli düzenlendiği, şikayetçi dosyasının nafaka alacağına ilişkin olduğu ve 8. sırada yer verildiği, İİK'nun 101. ve 206/1. maddesi gereğince nafaka alacaklarının imtiyazlı alacak olduğu, satış bedelinden önce imtiyazlı alacak sahibi olan nafaka alacaklısının yararlanacağı, artan para olması durumunda ilk haczi koyduran alacaklıya verilmesinin gerekeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dosyasında bulunması gereken ... 2.Aile Mahkemesinin 2006/61 E-2008/408 K sayılı nafaka dosyasına rastlanılamamıştır. Sözü geçen nafaka dosyasının dosyasına konulması ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, nafaka, manevi tazminat ve alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davası ile birlikte açılmış nafaka, manevi tazminat ve katkı payı alacağına ilişkin bulunduğuna ve nafaka, manevi tazminat istekleri de temyiz edilmiş olduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürülüğü dosyası (2018/4610) incelendiğinde, davacı borçlu T1 hiç bir zaman nafaka borçlarını zamanında ödemediğini, icra dosyasına sundukları 22.07.2018 tarihli beyanlarında da belirttikleri gibi nafaka borçlusundan 11.000,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin, nafaka borçlusu ve aynı zamanda çocuğunun babası olan T1 bundan böyle nafaka borcunu muntazam ödeme vaadi nediyle ( borcun tamamını ödemediği halde ) borçlunun önceden hazırladığı belgeleri imzaladığını, müvekkili tarafından imzalanan belge nedeni ile nafaka borcunun 17.02.2012 tarihine kadar ödendiğini kabul ettiklerini, buna rağmen nafaka borçlusunun muntazam ödeme yapmadığının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri ile de sabit olduğunu, bu durumu kendisi de kabul ettiğinden Ağustos 2018 aylık nafakasını dosyaya 1.500,00 TL olarak yatırdığını, bu nedenle toplam nafaka alacağının 17.02.2012 tarihinden başlayarak bu tarihiden sonra 11.032,00 TL düşülerek birikmiş nafaka alacağının belirlenmesi gerektiğini belirterek bilirkişi...

            Aile Mahkemesi'nin 2011/775 Esas 2011/1246 Karar sayılı dosyası ile davalıya nafaka talepli dava açtığını, bu dava devam ederken davalının müvekkiline sözler vererek nafaka ödeyeceğini, küçüğün ihtiyaçlarını karşılayacağını vaat ettiğini bu nedenle müvekkilinin kendisine inanması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılarak düşürüldüğünü, davalı tarafça müvekkiline ödeme yapılmadığını, lise öğrencisi olan müşterek çocuğun bir çok giderinin bulunduğunu müvekkilinin kızının ihtiyaçlarını karşılamaya gücünün yetmediğini belirterek müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı 07/04/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; Davacı ile sulh olma ihtimalimiz yoktur. Ben 4.600,00TL civarı maaş alıyorum. Nafaka miktarının mahkemenin belirlemesini talep ediyorum. Uygun miktarda nafakaya hükmedilmesini talep ederim. Maaşım dışında her hangi bir gelirim yoktur....

            Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiği yönündeki içtihatlar Yargıtay'ın son içtihatları ile yumuşatılmış ve aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Bunun dışında, okul ücreti, dershane, kıyafet, gıda, aidat, kira vb. ahlaki yükümlülük kapsamında nafaka alacaklısına veya 3. kişilere yapılan ödemelerin nafakaya mahsup edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davalının, aidat, okul taksidi, vergi, araç masrafı ve çocuklar için 3. kişilere yapılan çeşitli ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabulü mümkün değildir. Davacı tarafça bu ödemelerin nafakaya istinaden yapıldığı yönünde bir kabulü de bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu