Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şeklinde aile mahkemelerinin bakacağı işler açıkça belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesinde mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu hüküm altına alınmış olup aynı Kanun'un 115. maddesinde ise dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir. Somut olayda davacı, kendisi için maddi ve manevi tazminat, müşterek çocukları .... için ise nafaka isteminde bulunmuştur. Mahkemece tarafların 7 sene nikahsız yaşamaları, bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığından bahisle davacının maddi tazminat alacağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, nafaka konusunda ise bir karar verilmemiştir. Nüfus kaydına göre davalı ile dava dışı müşterek çocuk arasında soybağı kurulmuş olup, nafaka hakkındaki davaya aile mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece açıklanan yönler gözeltilerek, nafaka talebi ile ilgili olarak Aile Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekir....

    İli olduğu HMK.nun 6.maddesi ve TMK.nun 177.maddesi gereğince nafaka alacaklısı davacının yerleşim yerinin yetkili mahkemesi olduğundan mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 177.maddesi ile “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" hükmü düzenlenerek zayıf durumda bulunan davacıyı korumak amacı güden, kamu düzenine ilişkin genel yetki kuralı konmuştur. Kanun genel yetki kuralı getirmekle davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre, davacı (nafaka alacaklısı); isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, isterse HUMK.nun 9.maddesi gereğince davalının ikametgâhı mahkemesinde bu davayı açabilecektir. Somut olayda; davacı davalının yerleşim yerinde yetkili ve görevli mahkemede dava açmıştır....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1918 KARAR NO : 2023/1364 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2022 NUMARASI : 2020/146 ESAS, 2022/57 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının ödenmeyen nafaka alacaklarının tahsili amacı ile davacı aleyhine Didim İcra Müdürlüğünün 2020/1173 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davacının nafaka borçlarının tamamını ödediğini, ödenen nafaka bedellerine ilişkin dekontları dilekçesi ekinde sunduğunu belirterek, Didim İcra Müdürlüğünün 2020/1173 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece ...’ye müzekkere yazılarak hesap dökümü istenmiştir. 09/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 23/07/2014 dava tarihi itibariyle 2.346,62 TL davalı ...'a nafaka borcunun bulunduğu, 16/07/2014 takip tarihinden sonra davacının maaş hesabından işveren Kurum tarafından iki kez toplam 2.342,12 TL kesinti yapıldığı, bu bedelin İcra Müdürlüğünde işlem gören 2014/5243 Esas sayılı dosyaya yatırıldığının tespit edildiği, kesintinin dava tarihinden sonra olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmediği bildirilmiştir. Mahkemece 23/07/2014 dava tarihi itibariyle ödenmeyen nafaka borcu bulunduğu, maaştan yapılan kesintilerin dava tarihinden sonra yapılması nedeniyle itirazın reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Takip dayanağı 26.03.2012 tarihli ... 2....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, birleştirilen nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ve birleşen davada davacı-davalı (koca), avukat Nalan Toprak tarafından temsil edilmiş ve dava onun tarafından takip edilmiştir. Hüküm, davacı-davalı (koca) vekili avukat ...'a tebliğ edilmiş, ancak kararı davacı-davalı (koca) adına avukat ...temyiz etmiştir. Kararı temyiz eden avukatın dosyada vekaletnamesi bulunmamaktadır. Adı geçen avukat ...'tan varsa vekaletnamesinin veya vekaleti mevcut olan avukat tarafından kendisine verilmiş yetki belgesinin istenerek dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 11.02.2013 (Pzt.)...

          İcra Ceza Mahkemesinin 08/09/2015 tarihli ve 2015/266 esas, 2015/325 sayılı kararı ile aynı icra dosyası kapsamında daha önceki aylara ilişkin nafaka yükümlülüğüne uymama suçundan tazyik hapsi cezası verildiği gerekçesi ile yeniden hapsen tazyik kararı verilemeyeceğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, sanığın anılan karara ilişkin nafaka borcunu ödediğinden bahisle 10/03/2016 tarihli ek karar ile cezanın düşmesine karar verildiği gibi, ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği, somut olayda ise icra ödeme emrinin sanık müdafiine 30/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, her bir aya ilişkin taksit borcunun o ayın...

            Her ne kadar nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda üçüncü kişi konumunda olan borçlunun babası tarafından yapılan ödemeler nafaka borcuna mahsup edilemeyeceği gibi, ilam alacaklısının bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka #Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 2.11.2007 gün ve 11459-14813 sayılı ilamiyle * onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının birleşen nafaka davası yönünden düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 ve 5236 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1.maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında karar düzeltme sınırı 1.1.2006 tarihinden itibaren 6.580 YTL.’ye çıkarılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında açıklanan gerekçelerle karar düzeltmede bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda karar düzeltmede üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Karar tarihi itibariyle belirlenen yıllık nafaka miktarına göre karar düzeltmesinin istenemeyeceği anlaşılmıştır....

              Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Asıl davada, arttırılan aylık 230,00 TL ve kaldırılması talep edilen aylık 220,00TL miktar üzerinden yıllık nafaka miktarları 5.390,00TL'yi geçmemektedir. Hüküm, arttırılan yıllık nafaka (farkı) ve kaldırılması talep edilen yıllık toplam nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....

              Davacı tanıklarının beyanı duyuma dayalı olup, davalı tanıkları dava tarihi itibarıyla davalının emlakçılık yapmadığını söylediği gibi, zabıta da araştırmalarında 70 yaşında olan davalının emekli maaşından başka gelir getiren bir işi olduğunu tespit etmemiştir. O nedenle toplanan delillerle doğrulanmamış, endeks artışının da üzerinde belirlenen nafaka TMK'nun 4. maddesinde yazılı hakkaniyete uygun olmadığından usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ayrıca nafakanın kaldırılmasına dair dava birleştirilmiş ise de, dosyası bu dosya içine alınmamıştır. O halde, birleşen dava dosyası ve birikmiş nafaka tahsiline dair Bakırköy 13....

                UYAP Entegrasyonu