Somut olaydaki uyuşmazlık, tevhit işlemi sonucu oluşan yeni taşınmazın emsal inşaat oranının 1,85'den 2,5 oranına çıkması sonucu oluşan fazlalıktan akit tarafların ne miktar yararlanacağı ve (B) blok 13 numaralı davaya konu bağımsız bölümün paylaşımının nasıl yapılacağı ile ilgilidir. Mahkemece emsal artışı sonucu oluşan fazla inşaat alanı, dairelerin konumu ve değeri ile m² hesaplaması yapılması ve sözleşme gereği belirlenen paylaşım oranı üzerinden sonuca gidilmesi gerekli iken bilirikişi raporlarındaki salt m² hesabı baz alınarak hesaplama yapılması doğru olmamıştır. Bu itibarla, mahkemece mahallinde yeni bir bilirkişi heyeti marifeti ile inceleme yapılıp, yukarıda belirtilen ilkeler de değerlendirilerek paylaşım miktarının belirlenmesi ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....
Ne var ki, davacının bu iddiası usul, yasaya ve yönteme uygun değildir. Şöyle ki; davacı ile dava dışı arsa malikleri ve davalı yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde inşa edilecek binanın %50’sinin arsa maliklerine %50’sinin yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. Bu paylaşım şekline yönelik herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Sözleşmede, sözleşme ekinde yer alan paylaşım krokisinde, davacıya verilecek 4 nolu iken 3 olarak değiştirilen dairenin m2 tutarı konusunda emsal gösterilen 7 iken 6 numara olan üst kattaki daire ile eşit büyüklükte olacağına ilişkin düzenleme yoktur. Paylaşım şeklini gösteren kroki basit kroki olup herhangi bir ölçü taşımamaktadır. Hiçbir maddi olguya dayanmadan sadece krokinin çizim şekline bakılarak 3 ve 6 nolu dairelerin eşit olacağını kabul etmek dosya kapsamı belgelere ve somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir....
Noterliğinin 21.11.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 3. maddesi gereği emsal hesabının 2.5 üzerinden hesaplanacağı ve paylaşım oranının da %50 olduğu yine sözleşmenin 5. maddesine göre de inşaatın 31.12.2009 tarihinde tamamlanmış ve iskan için müracaat edilmiş olacağını davalı firmanın inşaatı süresi içinde bitiremediğini, davalı firmanın müvekkilinin hiçbir araştırma yapmasına müsaade etmeksizin ... 22. Noterliğinin 30.12.2009 tarih ve 46675 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde paylaşım sözleşmesi yaptığını bu sözleşmeye göre davalının asıl sözleşmeden fazla olarak 28 m² müvekkiline verildiği gerekçesi ile müvekkilinden 30.06.2010 vadeli 20.000,00 TL lehtarı ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı asilin TBMM 26. dönem İstanbul milletvekili olduğu, gerek Türkiye siyasetinde evveliyatı eskiye dayanan ve gerekse doktor kimliğiyle uzunca dönem yasama faaliyetlerinde yer alması dolayısıyla Türkiye siyaset geleneğinde önemli yeri olan ve tanınırlığı yüksek bir kimse olduğu, davacının aynı zamanda twitter adlı internet sitesinde bir çok takipçisinin bulunduğu ''@MBekaroglu'' isimli hesabı kullandığı, bu yolla meclis çalışmalarına ve güncel-politik meselelere dair bilgi ve düşüncelerini paylaştığı, davalının bir sosyal paylaşım sitesindeki ''CHP ve Zihniyetini İstemiyoruz' adlı sayfada 07.01.2021 tarihinde yapmış olduğu paylaşım ile davacı hakkında "Senin gibi namussuz, ahlaksız, dönek biri zor bulunur, sen Erbakan'ın ayağının tozuna kurban ol, pis koministler, ne oluyor sizlere, İslami Dava partisinden ayrılıp, dinsiz kominist partilere katılıyorsunuz" şeklinde ifadeler kullandığı, davacının şahsını, haysiyetini ve politik...
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mezkur paylaşım nedeniyle kendisinin şahsının, haysiyetinin ve politik kimliğinin hedef alındığını iddia ettiğini, davacının iddialarına katılmalarının imkansız olduğunu, çünkü müvekkilinin davacının şahsını, haysiyetini ve politik kimliğini hedef almadığını, Türkiye Cumhuriyeti milletvekili olarak tüm milletvekillerine olduğu gibi kendisine de saygı duyduğunu, müvekkilinin mezkur paylaşıma yapmış olduğu yorum ve eleştirinin T1 yapmış olduğu paylaşım nedeniyle yapıldığını, yorumda yazmış olduğu eleştirilere bakıldığında, T1 ifadeleri yanında masum kalacağının şüphesiz olduğunu, davacının siyasi bir kişilik olması nedeniyle eleştirilere daha çok maruz kalacağı ve bunlara diğer vatandaşlardan daha çok hoşgörülü olması gerektiğinin de izahtan vares olacağını, müvekkilinin mezkur mahkemedeki yargılanması basit yargıma usulüne göre yapıldığını ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini belirterek davanın reddine...
Davacı, Facebook isimli sosyal medya/internet sitesinde çıkan ve kişilik haklarını zedeleyen paylaşım nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğundan, internet yayınının yapıldığı her yer haksız eylemin gerçekleştiği ve zararın doğduğu yer olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle davanın açıldığı mahkeme haksız eylemin gerçekleştiği ve zararın meydana geldiği yer itibariyle ve aynı zamanda davacının yerleşim yeri mahkemesi olduğundan yetkiye yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava konusu olaya ilişkin davalı hakkında sesli, yazılı ve görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan Ankara 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/138 Esas sayılı dosyasında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, 20/04/2021 tarih ve 2021/847 Karar sayılı karar ile neticeten 1.740TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi kararı ile 01/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 4....
sözleşme ve protokol kapsamında asli edim piyasa riskinin paylaşılmasına (ve risk paylaşım bedelinin ödenmesine) karar verildiğini, her iki tarafa da edim yüklendiğini, risk paylaşım işleminin protokol süresi boyunca her gün düzenli ve sürekli olarak yapıldığını, sözleşme ve protokol kapsamındaki ilişki sürekli edimli bir borç ilişkisi olup, sürekli edim içeren sözleşmelerden dönmenin mümkün olmadığını, davalı tarafça sözleşme ve protokolün geriye dönük olarak feshedildiğine dair beyanların hukuki bir temeli bulunmadığını, protokolün feshedildiği tarihe dek Ağustos 2018 ve 1-2 Eylül 2018 dönemlerinde piyasa riski paylaşıldığını ve ilgili sürelere ilişkin risk paylaşım bedelleri doğduğunu, bu bedelin sözleşmenin 7. maddesine göre hesaplanarak davalı şirkete fatura edildiğini, davalı şirketin bu bedeli ödemekte imtina etmesi üzerine Ankara .......
nın üzerlerine atılı suçun sübutunun ve vasfının belirlenebilmesi bakımından; 27.03.2014 tarihinde söz konusu toplantıya ilişkin ses kayıtlarının Youtube isimli sosyal paylaşım sitesinde yayınlanması olayıyla ilgili olarak soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığı araştırılarak bulunması halinde ilgili dosyadan onaylı bir suretinin dosya içerisine alınması ve ilgili birimlerden içeriklerin Youtube'da yayınlanan haline ilişkin ses kayıtları ve bu ses kayıtlarına ilişkin metin çözümleri ile ses kaydının...'da ilk yayınlanma tarih ve saati sorularak, Telekominikasyon İletişim Başkanlığının ... isimli sosyal paylaşım sitesine erişim yasaklanmasına dair kararı ile Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliğinin 28.03.2014 tarih ve 2014/366 D.iş sayılı kararında belirtilen Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2014 tarih ve 2014/1051 soruşturma sayılı dosyasının da dosyaya getirtilmesinden sonra Cumhuriyet Gazetesi'nin sitesi ile gazete nüshasında yayınlanan içeriklerle,...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan anneleri Hava Beşer'in maliki olduğu 15 parça taşınmazdan bir kısmını davalı oğlu ...'un mirasbırakandan alım-satım yoluyla, bir kısmını ise taşınmazların mirasçılara intikalindan sonra kendilerinin bilgisizliği ve tecrübesizliğinden faydalanıp hileli davranışlarla hataya düşürerek 27.02.2007 tarihli miras paylaşım sözleşmesi ile temellük edip bunlardan bazılarını birleştirilen davada davalılara devrettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemişler, yargılama sırasında birleştirilen davada 517 ve 518 parsel malikleri davalılar ... yönünden davalarından feragat ettiklerini, 28.04.2014 tarihli dilekçeler ile mirasbırakan tarafından davalı ...'...
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda sanığın, katılana yönelik olarak,... isimli sosyal paylaşım sitesindeki hesabından yazdığı ve katıldığı TV programında söylediği kabul edilen sözlerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı ve ağır eleştiri niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....