Somut olayda, paylaşımın içeriği, sebebi, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince manevi takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı anlaşılmakla, aynı ilkeler gözetilerek davanın kısmen kabulü ile davacı yararına 4.000TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun miktarda olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 39....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi-Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından aile konutu şerhinin kaldırılması, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülerek taşınmazın paylaşım harici tutulması talepleri ile tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli...
Davacı, Facebook isimli sosyal medya/internet sitesinde çıkan ve kişilik haklarını zedeleyen paylaşım nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğundan, internet yayınının yapıldığı her yer haksız eylemin gerçekleştiği ve zararın doğduğu yer olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle davanın açıldığı mahkeme haksız eylemin gerçekleştiği ve zararın meydana geldiği yer itibariyle yetkili olduğundan yetkiye yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava konusu paylaşım içeriği aynı zamanda suç teşkil etmekte olup Türk Borçlar Kanunu'nun 72.maddesi ve hakaret suçunun Türk Ceza Kanunu'nunda öngörülen zamanaşımı süresinin sekiz yıl olması gözetildiğinde zamanaşımına yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dava konusu olaya ilişkin davalı hakkında sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan Ankara 2....
Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2020 tarih ve 2019/952 - 2020/155 sayılı kararı Suç : Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama Hüküm : TCK'nın 61 ve 301/2 maddesi delaletiyle 301/1, 43/1, 53/1-2-3, maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın aşamalardaki savunmasında ‘’Facebook sosyal paylaşım ağı hesabının başkaları tarafından ele geçirildiğini ve propaganda içeren paylaşımların kendisi tarafından yapılmadığını’’ belirtmesi karşısında; öncelikle sanığa ait Facebook sosyal paylaşım sitesindeki hesabının başkaları tarafından ele geçirilip...
Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına ve mal rejiminin tasfiyesine karar verildiği görüşünden hareketle katılma alacağı talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; yabancı mahkeme ilamının boşanma hükmü ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...in 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak kızı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında iptal tescile, mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, mirasbırakanın temlikteki amacının mal kaçırmak değil mirasçılar arasında paylaşım yapmak olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Somut olaya gelince, dinlenen tanıklar temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı hususunda bir beyanda bulunmamışlar, muvazaa olgusunun varlığına dair dosyaya bir delil sunulmamıştır. Bir başka anlatımla muvazaa iddiası kanıtlanmış değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Paylaşım Şeklinin Hüküm Altına Alınması KARAR Asli müdahil ... İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti. vekili, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.08.2014 tarihli ek kararında; vasi ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen paylaşım şekli kısıtlının menfaatine uygun kabul edilmediğinden inşaatın durdurulmasına karar verildiğini, tarafların yeni paylaşım şekli üzerinde mutabık kaldıklarını belirterek tarafların paylaşım iradelerinin Mahkeme tarafından hüküm altına alınarak inşaatın durdurulması kararının kaldırılmasına, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği yüklenici olan davacının hakedişlerinin devrine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; kısıtlı ...'nun .....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...'ın maliki olduğu 331 ada 109 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ...'a devrettiğini, onun da taşınmazın 5000m2 kısmını ...'a, 7929m2 kısmını mirasbırakana temlik ettiğini, devrin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Asıl ve birleştirilen davada davalı, davacıların iddiasının taraf muvazaasına ilişkin olduğunu yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, mirasbırakanın hak dengesini gözeten bir paylaşım yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacıya mal kelimesini, değersiz ve boş anlamında kullandığını, davacının adliye önünde eşini yanına alarak basın açıklaması yaparak, hakim beyin davadan attığını, müvekkilini savunamadığını bildirmesi üzerine çok üzüldüğünü, kızının da baş örtüsünden dolayı derslere alınmadığını, iktidarın baş örtüsü olayını çözmeye çalıştığını, nasıl olur da eşinin baş örtüsü taktığı için duruşmadan atılan birinin bu olayın çözülmesi için hükümete yardımcı olmadığını belirterek mal cümlesini değersiz ve boş anlamda kullandığını, özür dilediğini belirtmiştir....
ın kendisine teklif edilen adı geçen gayrimenkulun hissesini kabul etmediğini ve eşinin üzerine yaptığını beyanı" dikkate alındığında; olay tarihinde ve/veya öncesinde sanık ve katılanan evlilik birliğinin devam ettiği süre zarfında 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu tarfından kabul edilen mal paylaşım rejimine göre, edinilen her hangi bir gayrimenkul olup olmadığı varsa buna sanığın katkı payı duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....