Dava, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının ziynet eşlaranının davacıda kaldığına ve kişisel eşyalarının değerine yönelik temyiz itirazına gelince; Davacı dava dilekçesinde ziynet ve kişisel eşyalarının davalıda kaldığını ve aynen iadesi veya bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı evlenmelerinin üzernden 15 yıl geçtiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden ve ziynet eşyasının reddedilen kısmı yönünden eksik vekalet ücreti verildiğini belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyasının İadesi K A R A R Temyize konu uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların on yıl kadar önce evlendiklerini, geçinemediklerinden halen ayrı yaşadıklarını, aralarında boşanma davasının devam ettiğini, 14.11.2000 tarihinde düzenlenen ve muhtar ile azaların imzasını da taşıyan eşya listesinde yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının davalının yedinde kaldığını, davacıya teslim edilmediğini belirterek, senette yer alan ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse bedeli olan 24.810 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, taraflar arasındaki boşanma davasının halen derdest olduğunu, davacının tespit dosyasında da görüleceği üzere eşyalarını alıp götürdüğünü, davacının hiçbir eşyasının bulunmadığını, boşanma davasında dinlenen tanık beyanlarına göre davacının zaman zaman evi terk edip gittiğini, bu terkler sırasında dava konusu edilen bütün eşyalarını götürdüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; boşanma gerçekleşince davalının kendisini tehdit ettiği için ziynet ve diğer eşyalarını alamadan müşterek konutu terk ettiğini ileri sürerek, ziynet ve diğer eşyaların aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 39.749,00 TL'ye yükseltmiştir....
Somut olayda; davacı kadın boşanma dava dilekçesinde, boşanma ve ferilerine ilişkin istemle birlikte tüm ziynetlerinin davalıda kaldığını iddia ederek, davalıdan tahsilini talep etmiştir. Boşanma davasının yargılaması sırasında dinlenen tanıklar, yalnızca taraflar arasındaki geçimsizliğe ilişkin beyanda bulunmuşlar, ziynetlere ilişkin her hangi bir beyanda bulunmamışlardır.Mahkemece, ziynet eşyalarına ilişkin taleple ilgili yapılacak araştırmaların, boşanma davasının yargılamasını uzatacağından bahisle, ziynet eşyalarına ilişkin talebin tefrikine karar verilmiştir. Tefrikten sonra yapılan ön inceleme duruşmasında ise, dosyaya bildirilen kanıtların toplandığı, başkaca kanıt toplanmasına yer olmadığı gerekçesiyle boşanma dosyasında toplanan delillerle yetinilmek suretiyle, hüküm tesis edilmiş, böylece, tefrik gerekçesine aykırı bir durum oluşturulmuş, hukuki dinlenilme hakkına aykırı hareket edilmiştir....
Davalı koca her ne kadar iki adet çeyrek aldığını da kabul etmiş ise de davacı kadının talepleri arasında çeyrek altın talebi olmadığından davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; bilirkişi raporunda belirtilen, 1 çift küpe (14 Ayar) 4,00 gr X 293 = 1.172,00 TL olmak üzere ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya AYNEN İADESİNE, aynen iadesi mümkün değil ise kabul edilen ziynet eşyasının bedeli olan 1.172,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmesi gerekmiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalılar tarafından alıkonulduğunu, evi terk ederken kendisine verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise altınları almadıklarını, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuşlardır. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalıların zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu veya evde kaldığını ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın dava konusu ettiği ziynet eşyalarının davalılar tarafından alıkonularak kendisine iade edilmediğini dosyaya sunduğu deliller ile kanıtlayabilmiş değildir....
Davacı kadın ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyaııetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, vc götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir....