Bu hale göre mahkemece zinayı ispatlayan davacıya az da olsa kusur yüklenmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir..." şeklindeki ilamı dikkate alındığında zina özel ve mutlak boşanma sebebi olup karşı taraf davalının açılmış bir boşanma davası olmadığı bu hali ile kusur kıyaslaması yapılamayacağı anlaşılmış, Davacı tarafın zina sebebine dayalı açılan boşanma davasında davalının dinlenen tanık beyanlarından telefonunu özel himaye altına aldığı anlaşılmış olup istenen HTS kayıtlarında da Esma isimli kadınla görüşme ve mesaj kayıtlarının olduğu anlaşılmış olup,zina nedenine dayalı boşanma davasının objektif koşulu cinsel ilişki olduğundan bu hususta dosya kapsamında sübuta ermediğinden zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zinasının temadi etmediği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Bu hale göre mahkemece zinayı ispatlayan davacıya az da olsa kusur yüklenmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir..." şeklindeki ilamı dikkate alındığında zina özel ve mutlak boşanma sebebi olup karşı taraf davalının açılmış bir boşanma davası olmadığı bu hali ile kusur kıyaslaması yapılamayacağı anlaşılmış, Davacı tarafın zina sebebine dayalı açılan boşanma davasında davalının dinlenen tanık beyanlarından telefonunu özel himaye altına aldığı anlaşılmış olup istenen HTS kayıtlarında da Esma isimli kadınla görüşme ve mesaj kayıtlarının olduğu anlaşılmış olup,zina nedenine dayalı boşanma davasının objektif koşulu cinsel ilişki olduğundan bu hususta dosya kapsamında sübuta ermediğinden zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zinasının temadi etmediği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Davalı karşı ve birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; birleşen davalının, taraflar arasında görülen boşanma davasının yargılanması sırasında sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, akrabası Sema Nur isimli kişi ile zina yaptığını, yapmaya da devam ettiğini, bu kişi ile düğün yapıp sosyal medyadan paylaştığını, birlikte yaşadığını belirterek zina sebebiyle boşanmalarına, faiziyle birlikte 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, faiziyle birlikte 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesince; kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, ziynet alacağı talebinin tefrikine, davalı-karşı davacı erkeğin karşı davasının ve tedbir nafakasının kaldırılması talebinin reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; kadının reddedilen zina nedenine dayalı boşanma davasına, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların miktarına, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....
KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davaları ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, 2.İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davaları yönünden davalı-davacı erkek yararına, BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen boşanma davaları ve fer'îleri yönünden tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3.Yukarıda (2-a) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, Davacı-davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden davacı-davalı kadın yararına, BOZULMASINA, Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL’nin ...'dan alınarak ...'a verilmesine ve 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'...
alındığında ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin, terditli dava ve boşanma sebebine yönelik istinaf başvurusu ile davalı karşı davacı kadının ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davacı- karşı davalı erkek tarafından zina sebebine dayalı açılan boşanma davasının kabulü gerekir ise de; kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve bu kararın taraflarca istinaf edilmediği için kesinleştiği anlaşıldığından, asıl davadaki zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulü yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanma kararının kesinleşme tarihinde başlamak kaydı ile, velâyet görevi annelerine bırakılan ortak çocuklar, ..., ......
Davalı- davacı vekili davalarının, TMK 161, 162 ve 164 sebebi ile kabul edilmemiş olması, kusur, nafaka ve tazminat miktarının az olması, ziynet eşyasının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurarak kararın dava ve karşı dava bakımından asıl ve fer'ileriyle ve müvekkil aleyhine yorumlanacak tüm hususlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı karşı davalı vekili 17/11/2020 tarihli istinafa cevap dilekçesinde, karşı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma isteminin reddi gerekirken kabul edilmesinin doğru olmadığını belirterek, müvekkil aleyhine verilen maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin kararların bozulmasına, taraflarınca açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin yerel mahkemece verilen boşanma kararının Türk Medeni Kanunu 166/son maddesi gereğince onanmasına, karşı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi T3 kendisini farklı kadınlarla aldatmasına ilk zamanlarda çocukları ve yuvası için sabrettiğini ancak bu durumun eşi tarafından ısrarla devam etmesi sonucu eşine önce tavır aldığı ve devamında boşanmaya karar verdiğini, zina fiilinin ispatı zor olması sebebiyle davanın öncelikle evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma sebebine dayanılarak açıldığını, ancak tahkikat aşamasında davalı T3 zina fiilini gerçekleştirdiğini ispat etmeleri üzerine dosyalarını Islah Süresi içinde ıslah ederek 15.10.2020 tarihli dava dilekçelerinde de bahsettikleri davalı T3 eşini aldattığı için zina sebebiyle boşanma talep ettiklerini, talebin dava dilekçesinin ıslahı niteliğinde olduğu, bu durumda TMK.nun 161. maddesinde belirtilen 6 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiğini, tarafların zina hukuk sebebine dayalı olarak boşanmalarına (TMK m. l61) olmadığı takdirde...
Başka bir ifade ile zina, hayata kast, pek kötü davranma veya ağır derecede onur kırıcı davranışla karşılaşan eş, dilerse bu özel sebeplerden birine ya da bir kaçına, dilerse genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi, özel ve genel nitelikte sebeplerinden ikisine birlikte dayanarak da boşanma talep edebilir. Bu son halde, kanundaki özel boşanma sebebi ispatlanmış ise, af veya dava hakkının düşmesi gibi bir durum da söz konusu değilse, özel sebebe dayanılarak boşanma kararı verilmek gerekir. Davacı-karşı davalı (koca)'nın; birden fazla kadınla cinsel ilişkide bulunduğu, bu kadınlarla yatlarda ve barlarda sık sık birlikte olduğu; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu hususlar sabit kabul edilmiştir. Gerçekleşen bu eylemler “zina” niteliğindedir....
Davalı kadının kanıtlanan davranışları zina değil, Türk Medeni Kanununun 185.maddesindeki sadakat yükümlülüğüne aykırı “güven sarsıcı davranış” niteliğindedir. Zina nedeniyle boşanmaya neden olma, neden olan kişi için hem toplumsal statü ve moral, hem de hukuksal olarak ağır sonuçlar doğuran bir olgudur. Türk Medeni Kanununun 236/2.maddesi zina nedeniyle boşanma durumunda zinayı; zina yapan eşin edinilmiş mallara katılma rejiminde hesaplanacak katılma alacağının azaltılmasına hatta tümüyle kaldırılmasına yol açabilecek bir kusurlu davranış olarak kabul etmiştir. Açıklanan gerekçelerle; yerel mahkemenin davaya “zina nedenli olarak" kabulüyle boşanmaya karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu nedenle de bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....