Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile gözönünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda; davacı tarafça velayetin değiştirilmesi talep edilmiş, davalı taraf ise boşanma davasında velayetin kendisine verildiğini, ancak davacıdan kaynaklı sebeplerle çocukla görüşemediğini savunmuştur. "...Mahkemece, 2007 doğumlu müşterek çocuk Kasım'ın velayeti, çocuğun dört yıldır babasının yanında kaldığı ve bulunduğu ortama alıştığı, babanın velayet görevini kötüye kullandığına ilişkin delil olmadığı ve velayetinin babaya verilmesinin çocuğun menfaatine olduğu gerekçesi ile anneden alınarak babaya verilmiştir....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - davalı koca; velayet yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda müşterek çocukların velayeti annelerine verilmiş, ancak, annenin velayet görevini yerine getirip getiremeyeceği yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Velayetin düzenlenmesinde, çocuğun üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir....
Her iki dava eldeki dava üzerinden birleştirilmiş,mahkemece neticeten ve özetle"...davacı-davalı erkek tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine-davalı-bir.davacı kadının birleşen davasında velayet değiştirilerek anneye verilmesine-baba ile kişisel ilişki tesisine"karar verilmiş,karara karşı davacı-birleşen davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı-birleşen davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"....kararın hukuka aykırı olup yerinde olmadığını,raporların çelişkili olduğunu,öğretmenlerinin görüşünün alınmadığını,ispatlanamayan velayet değişikliği davasının reddi kendi davalarının kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. Davalı-bir.davacı vekili 28.03.2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle"...istinaf başvurusunun yerinde olmadığını,reddini"istemiştir. GEREKÇE :Dava,kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve birleşen davada velayetin değiştirilmesi talebinden ibarettir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.1992 gün ve 1992/2- 140 E. 1992/248 K. ile 22.01.2014 gün ve 2013/2- 2085 E. 2014/30 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, "boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için, velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Uzman raporunda çocuğun davalı anne yanında kalmaya devam etmesinin üstün yararlarına uygun olacağının belirtildiği, dosya kapsamı ile de velayetin değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediği, yaşı küçüğün anne yanında kurulu düzeninin değiştirilmesinin üstün yararına olmayacağının değerlendirildiği, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar, 25.4.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, 20.05.2004 doğumlu müşterek çocuk ...'in velayeti davalı babaya verilmiştir. Boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık üç ay sonra, davacı anne tarafından velayetin değiştirilmesi talepli bu dava açılmış ve 04.03.2008 tarihinde tedbiren velayet davacı anneye bırakılmıştır. Velayetin kullanılması tedbiren kendisine bırakılan davacı annenin, sürekli olarak çocuğun baba ile kişisel ilişkisini engellediği, bu yüzden iki kez ceza aldığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır....
Mahkemece, müşterek çocuğun davacı anne yanında kaldığı sabit ise de; velayetinin davalı babada bulunduğu, öncelikle velayetin değiştirilmesinin gerektiği, velayet değiştirilmeden nafakaya hükmolunmasının karışıklığa neden olabileceği, davacı tarafından velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açılmadığı, velayetin değiştirilmesine ilişkin karar verilmediğinden nafakaya da hükmolu-namayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma sonucunda müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği ve halen velayetin davalı babada bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Davalı baba yurt dışında çalışmakta olup, dört yıldır müşterek çocuk davacı annenin yanında kalmakta olup anne tarafından bakılmaktadır. Dava 2006 yılında açılmıştır. Bu konularda da taraflar arasında uyuşmazlık yoktur....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *müşterek çocuğun boşanma kararından sonra doğmuş olması nedeniyle kesinleşen boşanma hükmünde velayet düzenlemesi yapılmamış olmasına bu davanın velayet düzenlemesine ilişkin bulunmasına ve mahkemece boşanma sonucu velayetin anneye verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.03.2007...
Somut olayda, tarafların boşanma ve velayeti değiştirilmesi istenen müşterek çocukları 04.12.2015 doğumlu Can Kadir Hanoğlu'nun velayet kararına ilişkin getirtilen dosyanın eldeki davanın tarafları ile ilgili olmadığı, yanlış dosya olduğu yapılan incelemeden anlaşılmakla öncelikle nüfus kaydında bildirilen tarafların boşanma ve çocuğun velayet hükümlerini içeren Menemen 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/719, 2020/26 sayılı dosyanın getirtilmesi, dosyanın iş bu dosya içine alınması , velayet karar ve gerekçesinin iş bu dosya yönünden değerlendirilmesi gerekir....
Bildirime konu çocuk T2 26/02/2009 doğumlu olup, babası ile annesinin 22/01/2014 tarihinde kesinleşen mahkeme ilamıyla boşandıkları, küçüğün velayetinin boşanma kararı ile birlikte babaya verildiği, baba Cengiz Kokmaz'ın da 16/02/2023 tarihinde cezaevine girerek kısıtlandığı anlaşılmıştır. Eşlerin boşanması sonucu küçüğün velisi olan babanın kısıtlanması halinde velayet kendiliğinden anneye geçmez. Velayet halen babadadır. Ancak baba kısıtlandığı için velayet görevlerini yerine getirmesi mümkün olmadığı gözükmektedir. Kesinleşen mahkumiyet kararına göre babanın velayet hakkı askıya alınmıştır. Bu sebeple velayetin babadan kaldırılması koşulları oluşup oluşmadığı, küçüğün velayetini annesinin isteyip istemediği aile mahkemesince değerlendirilmesi gerekir....