Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Türk Mahkemelerince verilen boşanma kararı ya da yabancı bir ülkede verilen boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin karar kesinleşmeden, mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığı takdirde, Anayasasının m.141/son ve HMK m.30 (HUMK.nun 77) hükümlerinde öngörülen usul ekonomisi uyarınca dava ret edilmeyip, derdest boşanma ya da yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması öteden beri uygulanan bir usuldür (HGK. 27.06.2012 gün ve 2012/8-268, 2012/420 sayılı kararı). Nevar ki, dosya kapsamından davacı yanın yabancı boşanma kararının tanınması talebini içeren davanın derdest olduğu konusunda Mahkemeyi de, sonrasında Özel Daire’yi de bilgilendirmediği anlaşılmaktadır....
Öyleyse değer artış payına ilişkin bu talebin boşanma kararı kesinleşmeden incelenme olanağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş boşanma davasının neticesinin beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, talebin yanlış yorumlanarak yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-davalı kadının boşanma davasıyla birlikte talep ettiği Antalya Merkez, D. Mahallesi, ... ada ... parselde kayıtlı 3 nolu bağımsız bölüm ile ilgili talebi yukarıda 2. bentte belirtilen taleple aynı doğrultudadır. Davacı-davalı kadının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 227. maddesinden kaynaklanan değer artış payına yöneliktir.Mal rejimi sona ermedikçe talebin incelenmesi ve tasfiyeye gidilmesi mümkün değildir. (TMK.md.225) Taraflar arasında mevcut boşanma davası sonucunda verilen boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre mal rejimi sona ermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından, kadının davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynetlere ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; velayete ilişkin düzenleme, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı - karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Reddedilen asıl boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat talepleri, kusur, kabul edilen karşı boşanma davası, aleyhine hükmedilen tazminatlar kabul edilen ziynet alacağı yönünden verilen kararı istinaf etmiştir. Davalı - karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tedbir, Yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük oluşu, tazminat miktarının düşük oluşu, ziynet eşyalarında aynen iadesi yada fiili ödeme gününde ki değerine karar verilmemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ve karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; lehine hükmolunan tazminat ve nafaka miktarları ile zina ve mal rejimi tasfiyesi davasında verilen kararlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak karşı dava açmış, birleşen davasında ise özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı...
TMK.nun 225/2 maddesi uyarınca mal rejimi boşanma davasının açıldığı 13.3.2003 tarihinde sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı” (743. Sayılı TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 sayılı Yasanın 10.m.). Davacı ... dava dilekçesinde, dava konusu meskenin adına tapuda kayıtlı iken anlaşmalı boşanma karşılığı davalı ...'ya devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, 4.10.2010 tarihli yargılama oturumunda ise, taşınmaz değerinin yarısının kendisine ödenmesini istediğini açıklamıştır. Mahkemece, bu istek katılma alacağı olarak değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, hüküm altına alınan alacağa esas kooperatif hissesinin boşanma dava tarihinden yaklaşık 14 yıl önce satıldığı, davacı tarafından satış parasının mevcut olduğunun ve/veya satış parası ile ikame mal edinildiğinin iddia ve ispat edilemediğine göre, davanın tasfiye tarihinde mevcut mal olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, boşanma dava tarihinden 14 yıl önce devredilen kooperatif hissesinin sanki hisseye davalı sahipmiş gibi, kooperatifin tamamlanması halinde davalı adına düşecek daire (daire 3. kişi adına tescilli olduğu anlaşıldığına göre) yönünden alacağa hükmedilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Birincisi sözü edilen madde TMK.nun mal rejimleri bölümünde değil, kanunun sistematiği açısından TMK.nun boşanma kısmında yer almaktadır. İkincisi ise, TMK.nun 178. maddesi boşanmanın eki niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminatlarla ilgili olup bunlar hakkında uygulanır. Mal rejimine ilişkin davalar ise boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde davalar olmadığını söylemekteler. Konunun çok tartışmalı olduğu ve henüz bir birlikteliğin gerek doktrinde ve gerekse uygulamada sağlanamadığı görülmektedir....
Dosyanın yapılan incelemesinde; tarafların boşanma dava dosyasına sundukları boşanma protokolünde mal rejimin tasfiyesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm bulunmadığı, diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyerecek biçimde açık olması gerektiği, bu durumda, 18.08.2005 tarihli duruşmadaki taraf beyanlarının mal rejiminin tasfiyesi yönünden feragat olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı anlaşılmakla, Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....