erTL maddi ve manevi tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesinin talep ve dava edildiği, yargılama sırasında kadın vekili tarafından 15/11/2017 tarihinde sunulan ve açılan dava dilekçesi ile evlilik birliğinin, erkeğin kusurlu davranışları ile temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin dava ile düğün nedeni ile kadına takıldığı iddia edilen 22 ayar 2 adet yüzük, 22 ayar 3 adet bilezik, 22 ayar 1 adet bileklik, 1 adet boyun seti altınların aynen iadesi, olmadığı takdirde değerinin erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesinin talep ve dava edildiği, ziynet eşyasına ilişkin alacak davasının nispi harcının 14/02/2018 tarihinde tamamlandığı, kadın tarafından açılan davaların dosyadan tefriki ile boşanma davası yönü ile Adana 2....
ve eşinin katkıları karşılığı annelerine birinci katın, davacı ... ve eşinin katkıları karşılığı da ... ’ye ikinci katın verilmesi gerekirken ... ’ye daha fazla yer verildiğini dava dilekçesi ile öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, asıl ve birleştirilen dava yönünden temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değerden reddedilip Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; mal rejiminin tasfiyesine yönelik verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın boşanma davası ve fer'ilerinin yanında mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvurma harcı dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi yönünden peşin nispi harcı alınmamıştır. Boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmekle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğinden davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davası da görülebilir hale gelmiştir....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline ve tasfiye konu malların edinme tarihine göre dava, artık değere katılma alacağına ilişkindir. Somut olayda, bölge adliye mahkemesince tarafların anlaşmalı boşanma davasının duruşmasındaki beyanlarına göre, mal rejimini tasfiye ettiklerinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre karar hatalı olmuştur. Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasındaki imzalı beyanlarında ‘...katkı payı talebim yoktur...’ şeklinde olup ayrı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmemiş, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm yoktur....
erTL iştirak nafakasına, boşanma nedeni ile 100.000,00.'erTL maddi ve manevi tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesinin talep ve dava edildiği, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak 09/02/2018 tarihinde tarihinde tebliğ edildiği, erkek tarafından yasal iki haftalık cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırılmasına göre, kadının; ev hanımı olduğu, geliri ve mal varlığının olmadığı, kirada yaşadığı, erkeğin de; pastane işlettiği, evi olduğu, BMW arabasının olduğu, ekonomik durumunun iyi olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı kadın tarafından TMK'nun 166/1- 2 maddesince açılan boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK'nun 166/1 maddesine göre evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velayet hakkının davacı anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında görüş günü düzenlenmesine, dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra davacı kadın ve müşterek çocuk için aylık 150,00.'şerTL yoksulluk ve iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, boşanma nedeni ile davacı lehine 5.000,00.'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/135 d.iş sayılı dosyasında tespiti yaptırılan eşyalardan tarafıma ait şahsi eşyalarım ve çeyiz eşyalarımı boşanma kararının kesinleşmesinden 2 ay sonra davacıdan eşyalarımı alacağım...." şeklinde beyanda bulunduğu, boşanma hükmünde de "6.Tarafların anlaşma beyanları nazara alınarak maddi manevi tazminat, tedbir-yoksulluk ve iştirak nafakası, altın alacağı konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 7.Tarafların anlaşmaları gözetilerek dilekçe ekinde sunulan 18/12/2014 tarihli anlaşma protokolünün tasdikine" karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı ...'in boşanma protokolündeki ve boşanma davasında duruşmadaki beyanları, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara, altın ve eşya alacağına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısıyla eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı erkek Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, davalı-karşı davacı kadın cevap dilekçesiyle boşanma davasının reddini talep ederek eğer boşanma kararı verilecekse nafaka ve tazminat talebinde bulunmuş, karşı dava dilekçesinde ise mal paylaşımına ilişkin talepte bulunmuştur....
Zira, kanun koyucu mal rejimleri için ayrı ve özel bir zamanaşımı süresi öngörmek isteseydi, bunu ayrıca düzenler ve salt boşanma ile sınırlı olarak değil de mal rejiminin diğer sona erme halleri (TMK m. 225) için de öngörürdü (KILIÇOĞLU, s. 1292). Şu halde katılma alacağında zamanaşımı süresinin TMK'nun 178. Maddesi uyarınca belirlenmesine imkân bulunmamaktadır. Katılma alacağı Kanundan doğan bir (parasal) alacak hakkı olup, doğumuyla birlikte temlik edilebilir, haczedilebilir ve rehnedilebilir (AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ Karaman, Derya: Türk Medeni Hukuku: Aile Hukuku, C. 2, 14. B., İstanbul 2012, s. 174; ZEYTİN, Zafer: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, 2. B, Ankara 2008, s. 234; YETİK, Nurten: Boşanma, Anlaşmalı Boşanma ve Mal Rejimleri, 3. B, Ankara 2008, s. 128; KIRMIZI, Mustafa: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Aile Konutu, İstanbul 2012, s. 245; GÜMÜŞ, Mustafa Alper: Teori ve Uygulamada Evliliğin Genel Hükümleri ve Mal Rejimleri, İstanbul 2008, s. 380)....
Bu hüküm sayesinde, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasına rağmen eşlerin 'yıllar sonra' maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir. Bütün alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı süresinin olması gerekir. Bu süre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlayacaktır." açıklaması vardır. Boşanma, evliliği (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 63) ve mal rejimini sonlandıran bir sebeptir. Evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına rağmen eşlerin "yıllar sonra" maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası gibi sebeplerle karşı karşıya gelmelerini önlenmek isteyen Kanun Koyucunun katılma alacağında (TMK m. 231) farklı düşünmesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu sistematiği ile de bağdaşmaz....