bu mal varlığı yönü ile taleplerinin bulunmadığını belirterek, davalının davaya konu taşınmazları 32 yıllık evlilik birlikteliğinde kazanmış olması ve boşanma kararı sonrası bu mal varlığını 3. kişilere devredeceği yönünde hareketlerde bulunması sebebi ile ivedi olarak davaya konu mal varlığı üzerine tedbir konulması ile davanın kabulü ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şöyle ki, TMK'nun 225.maddesinde mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebiyle evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık veya eşlerin ayrı yaşamaları mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır. Somut olayda, tasfiyeye konu 1600 parseldeki 1/4 hisse mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi olan 10.07.2008 tarihinden önce 04.01.2003 tarihinde davalı eş tarafından satın alınarak adına tescil edildiğine göre, evlilik birliği içinde edinildiği ve satın alınma tarihine göre edinilmiş mal niteliğinde olduğu tartışmasızdır....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2022 NUMARASI : 2020/345 ESAS, 2022/340 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, tarafların 2019 yılında evlendiklerini, davalının müvekkiline ve ailesine hakaret, küfür, tehdit ettiğini,baskı yaptığını, davalının kumar oynadığını, davalının müvekkilini evden kovduğunu, davalı hakkında gazetelerde "banka çalışanı milyonlarca lirayı zimmetine geçirdi" diye haberler çıktığını, müvekkilinin toplum içine çıkamadığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ile 150.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata, ziynet...
Diğer yandan mal rejiminin tavsiyesi davası, boşanma davasının fer’î niteliğinde olmadığından, boşanma davasında tarafların anlaşmış olmaları kural olarak boşanma davasının fer’î niteliğindeki tazminat, nafaka ve velâyet konularını kapsadığı kabul edilmelidir. Şayet eşler, boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesi hususunda da anlaşma yapmak istiyorlarsa, bu hususun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta olması çok önemlidir. Soyut, muğlâk, her anlama gelebilen, farklı şekilde yorumlanmaya açık, müphem kelime ve cümleler kullanılan anlaşma metinleri sonradan açılan davanın görülmesine engel teşkil etmez. 25. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, tarafların İzmir 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Ziynet Alacağı ... ve ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet alacağı davasının usulden reddine dair .... .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ....01.2015 gün ve 630/44 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekilinin, boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı ve evlilik birliği içerisinde edinilen araç yönünden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi tefrik edilerek iş bu temyize konu esasa kaydedilmiştir....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır. Aynı koşul yurtdışında verilmiş boşanmaya ilişkin mahkeme kararları hakkında Türkiye'de verilecek tanıma tenfiz kararları için de aranmaktadır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise görülebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekir....
Dosya kapsamı ve davacı vekilinin verdiği dilekçeleri dikkate alındığında davanın evlilik birliği içinde alınan ve davalı adına tapuya tescil edilen 3935 ada 3 parsel üzerindeki binanın 7. kat 42 numaralı dairesi üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde alındığını ancak, davacının boşanma davası sırasında haklarından feragat ettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen ve kesinleşen boşanma davasının yargılaması sırasında 04.03.2008 tarihli yargılama oturumunda davacı Mehmet'in "...boşanma nedeniyle eşimden herhangi bir nafaka, maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti istemiyorum....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. .//.. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacak davası niteliğindedir....
er TL tedbir, yoksulluk-iştirak nafakası ile boşanma nedeni ile kadın lehine 100.000,00.'er TL maddi-manevi tazminatın yasal faizi ve yargılama harç ve giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesinin cevap ve karşı dava ile talep edildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırılmasına göre, kadının; ev hanımı, geliri ve mal varlığının bulunmadığı, anne-baba ve çocukları ile birlikte yaşadığı, başkaca mal varlığının olmadığı, erkeğin de;şoför olduğu, aylık 3.000,00.TL ücret aldığı, yıllık 5.000,00.TL kira ödediği, tek başına yaşadığı, mal varlığının tespit edilemediğinin belirlendiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde verilen kararın özeti; Davacı-karşı davalı erkeğin TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK.'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/190 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ara karar istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T3 22/12/2020 tarihinde evlenmişlerdir. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılması konulu boşanma davası (Konya 7. Aile Mahkemesi 2023/415 E.) derdest durumdadır. Mal rejiminin tasfiyesi ile 1000 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına, davalının menkul, gayrimenkul mal ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi; Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....