Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı-karşı davalı kadın, ziynet alacağı talebinde de bulunmuştur. Ziynet alacağı talebi, boşanma davasının fer’isi niteliğinde olup, eksik incelemeyle hüküm tesis edilmiştir. Boşanma davasında yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemek ve ziynet alacağı davası yönünden de yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin talebi yönünden tefrik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, tazminat ve nafaka miktarları ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava konusu ziynet alacağı toplam miktarı 42.275,14 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 58.800,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

    Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Mahkemece dava konusu altınların miktarı, niteliği ve neden erkekte kaldığı hususunun tam olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve tanık beyanlarından kadının talep ettiği ziynetlerin varlığı ve niteliği sabit olup, yine dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu altınların davalı tarafından bozdurulduğu ve bedelinin davacı kadına verilmediği, davalı erkeğin ziynet bedelini de alarak davacının teyzesiyle kaçtığı anlaşılmaktadır. Öyleyse kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile ziynetlere ilişkin talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı - Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, yoksulluk nafakası, kişisel ilişki ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Mahkemenin sabit kabul ettiği taraflara kusur olarak yüklenilen davranışlar, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde belirtilen ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu gerektirir nitelik ve yeterlilikte değildir. Terk (TMK. md. 164) hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir dava da bulunmamaktadır....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, ziynet alacağı davası, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ziynet alacağının miktarı 13.500,00TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00TL'yi aşmadığından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi gereğince temyiz sınırı altında olmakla, ziynet alacağına ilişkin karar kesindir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, reddedilen kendi boşanma davaları, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile reddedilen kendi tazminat talepleri ve kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Ziynet alacağının miktarı 42.609,75 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 58.800 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362\l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

            GEREKÇE : Asıl dava, TMK 166/son maddesi uyarınca açılan boşanma, karşı dava, TMK 161 ve 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Dairemizin 2020/315 E. - 2021/224 K.sayılı ilamı ile kadının tedbir nafakası hakkında ve tazminat taleplerine faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, ziynet alacağı konusunda yemin delilinin hatırlatılmaması, ziynetler ile ilgili harç ve yargılama gideri konusunda hüküm kurulmaması, ziynet alacağının reddedilmesine rağmen davalı erkek lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır. Davacı-k.davalı erkek istinafında, asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddini, tazminatların kaldırılmasını, ziynet alacağı yönünden de ziynet davası reddedilmesine rağmen karşı taraf lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin ,kendi aleyhine yargılama gideri ve harçlarının hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın düzeltilmesini istemiştir....

            Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. (6100 Sayılı HMK'nın 33.maddesi) İddianın ileri sürülüş şekline göre, dava artık değere katılma alacağı ve ziynet alacağına ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

            İlk derece mahkemesi kararının “hüküm sonucu” bölümünde kadın lehine 50.000TL maddi tazminata hükmedilmiş ve hükmün gerekçesinde hükmedilen maddi tazminatın 36.508,60TL’sinin kadının kabul edilen ziynet alacağı bedeli olduğu belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesi, “Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu olan taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.” hükmünü amir olup TMK m.174’de düzenlenen “maddi tazminat” boşanmanın eki niteliğindedir. Kadının ziynet alacağı talebi ise, boşanmanın eki niteliğinde olmayıp boşanmadan ayrı bir davadır. Bu itibarla, mahkeme tarafından kadının maddi tazminat talebi ile ziynet alacağı davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, hükmedilen maddi tazminatın içinde ziynet alacağı taleplerinin de olduğundan bahisle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma- Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Davalı-karşı davacı kadın eşinin ziynetleri elinden alıp vermediğini iddia etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise ziynetleri almadığını savunmuştur. Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin ziynetlerin kadında olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ziynet alacağı davasında ispat yükü kadına aittir. Davalı-karşı davacı kadın davasını bildirdiği delillerle ispatlayamamıştır....

                UYAP Entegrasyonu