Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2-a), (2-b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre boşanma davasının esası ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden davalı kadının boşanma davasına ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.01.2017(Prş.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 30.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlar, ortak çocukları 20.08.2008 doğumlu ....'ın velayeti anneye verilmiş baba ile ortak çocuk arasında aynı veya ayrı şehirde bulunmaları durumuna göre kişisel ilişki düzenlenmiştir. Bu davada davacı, ortak çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Boşanma hükmü ile kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı baba ...., davalı anne ile ortak çocuk ise....yaşamaktadırlar....

      Dosya kapsamından müşterek çocuk Hüseyin Ediz'in 08.08.2016 doğumlu olduğu, ilk derece mahkemesince ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesi doğru ise de ilk derece mahkemesince tesis edilen kişisel ilişki kısmen, annenin velayet görevini yerine getirmesini ve annenin de ortak çocukla vakit geçirmesini engelleyecek nitelikte olduğundan kişisel ilişkiden beklenen amaç da gözetilerek davalı-karşı davacının kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ortak çocuk ile baba arasında dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda yeniden karar verilmiş, ortak çocuğun yaşı, yukarıda kişisel ilişkiye yönelik yapılan açıklamalar da dikkate alınarak ortak çocukla baba arasında ilk derece mahkemesince tesis edilen yaz tatiline yönelik kişisel ilişki de değişikliğe gidilmemiştir....

      ve çocuklarının masraflarına karışmayarak müvekkilini ve müşterek çocukları zor durumda bıraktığını belirterek karşı tarafça açılan boşanma davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'...

        SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.03.2017(Prş.)...

          Mahkemece bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen her iki boşanma davası, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakaları, kadının maddi ve manevi tazminat talepleri ile kadının kendi boşanma davasının kabulüne bağlı vekalet ücreti ile bozma öncesindeki yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere kadın yararına 03.12.2015 tarihli ara kararla hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği halde bu hususta yeniden hüküm kurulması hatalı olduğu gibi, ara kararla hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihi itibariyle sona erdiği gözetilmeden 20.03.2019 tarihli kararla kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

            , boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ise nafakanın iştirak nafakası olarak devamına; birleşen dava tarihinden Dairenin karar tarihine kadar davacı kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın Dairenin karar tarihinden sonra aylık 1000,00 TL'ye artırılmasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ise nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına; takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının, kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere, her yıl %15 oranında arttırılmasına karar verilmiş; uzman raporunda ortak çocuğun velâyet konusunda tercih yapmak istemediği, uzman raporunda anne yanında kalmasının, ortak çocuğun yararına olacağının rapor edildiği, ortak çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla velâyet hususunda verilen kararın isabetli olduğu, ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin de uygun bulunduğu, kadının çalışmadığı ve boşanma...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat ve nafakaların reddi ile velayet yönünde temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma davalarında kabul hukuki sonuç doğurmaz. (TMK m.184) Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Taraflarca mahkemeye bu yönde delil sunulmadığı gibi geçimsizlik de ispat olunamamıştır. Açıklanan sebeplerle davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken boşanma hükmü kurulması doğru olmamıştır....

                Davacı tarafından açılan asıl dava TMK 171 ve 172. maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, Mahkememizin 2015/159 E.-2015/513 K. sayılı kararında davalı kadın tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın 05/05/2016 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın ise 3 yıl geçtikten sonra 24/09/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür. Türk Medeni Kanununun 172. maddesine göre ayrılık süresinin bitiminde eşler arasında ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre tarafların ayrılık süresi içerisinde evlilik birliğini yeniden kurmak amacıyla bir araya gelmedikleri anlaşıldığından asıl davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadının temyizi üzerine mahkeme kararı kadın tarafından açılan davanın kabulü gerektiği yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen ortak çocuk lehine iştirak nafakasına hükmün kesinleştiği tarihten itibaren hükmetmek gerekirken başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilmesi usul ve yasaya aykırı ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.(HMK madde 370/2)....

                  UYAP Entegrasyonu