Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delilerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 14/05/2012 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 09/07/2015 tarihinde açılmıştır....

    Aile Mahkemesinin 2012/856 esas, 2014/179 karar sayılı dosyası ile boşanma davasının reddedilmesinden sonra tarafların bîr araya gelerek ortak hayatı sürdürdükleri ve 4721 sayılı TMK'nın 166/4 maddesinde belirtilen şartların oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de; 4721 sayılı TMK'nın 166/4 maddesi "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir." hükmünü haizdir. Davalı kadın cevap dilekçesinde bu geçen süre zarfında ortak günlerde ortak çocuklarla birlikte eşinin ve kendisinin bîr araya geldiklerini İleri sürmüştür....

      Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "Ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır. O halde, kadın tarafından açılan davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunu'nun 171. maddesi uyarınca ayrılık kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanununun 169. maddesinde gösterilmiştir....

        Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK m. 166/4). Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için; davacı tarafın, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri bakımından değer taşır....

          Bozmaya uyulmakla her iki boşanma davasındaki boşanma talepleri hakkında yeniden hüküm kurularak tarafların karşılıklı davaların kabulüyle tarafların boşanmalarına, boşanmanın ferilerine ve kadının boşanma davasındaki vekalet ücreti ve bozma öncesi yargılama giderleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak; davalı-karşı davacı erkeğin davasındaki boşanma hükmü Dairemizin 25.12.2018 tarihli ilamı öncesinde temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden kadının boşanma davası konusuz hale gelmiştir....

            Dava, ortak çocuklar hakkında velayetin düzenlenmesi istemine yöneliktir. Ortak çocukların annesi sağdır. Ortak çocukların anneleri davaya dahil edilmeden yargılama yürütülmüştür. Oysa, dava annenin hukuki durumunu etkileyeceğinden, annenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekmektedir. Eksik hasımla yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Velayet davaları kamu düzenine ilişkin olup, değişen durum ve koşullar ile yeni delil durumuna göre yeniden dava açılabilir. Ne var ki, davacı erkek aleyhine Alanya 1. Aile Mahkemesinin 2013/1349 esas sayılı dosyası ile 18/11/2013 tarihinde boşanma davası açıldığı, söz konusu boşanma davasında ortak çocuklar hakkında velayet düzenlemesi yapıldığı ve dosyanın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Boşanma dava dosyası ile eldeki dava dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunmaktadır. Delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasıdır. Ayrılığa karar verilebilmesi için, boşanma sebeplerinin gerçekleşmesi ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının mevcut olması gerekir (TMK m. 170/3). Barışma ihtimali mümkün olmayan hallerde ayrılığa karar verilemez. Toplanan delillerden, her iki tarafın, ailelerinin evlilik birliğine olan müdahalelerine sessiz kaldıkları, davalı kadının ise, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Şu hale göre; evlilik birliği davacı ile davalının açıklanan kusurlu tutum ve davranışları sonucunda ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmıştır....

                Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davacı erkek tarafından Kocaeli 3 Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 11/09/2012 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davalı kadın tanıklarının beyanlarının evlilik birliğinin yeniden kurulduğunun kabulü olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin devamı amacıyla biraraya geldiklerinin yeterli delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin fiili ayrılık (TMK m. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır....

                  Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir. Toplanan delillerden reddedilen davadan sonra tarafların biraraya geldikleri, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/272 esas sayılı dosyasına konu olay tarihi olan 08.04.2011 tarihine kadar birlikte yaşadıkları, bu olay sonrası yeniden ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davacı erkek, ortak hayatın yeniden kurulmadığını kanıtlayamamıştır. O halde davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                    Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine göre; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin, amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bunun da delillerle duraksamasız olarak ispatlanmış bulunması gerekir(Dairemizin, 11.07.2012 gün ve 2012/690 E. 2012/19470 K. sayılı kararı). Somut olayda, davacı erkeğin 17.04.2008 tarihinde açtığı boşanma davası reddedilmiş ve ret kararı 27.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Temyize konu dava ise, 10.11.2014 tarihinde açılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu