Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı, davacı kadın ve çocuk yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve nafakaların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
gerçekleştirdiğine dair dosyada başkaca bir somut delile de rastlanılmadığı, erkeğin zina nedenine dayalı açmış olduğu boşanma davasını ispatlayamadığı, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davasının, mevcut dosyada sübut bulmadığı, kadının küçük düşürücü bir suç işlediği ya da haysiyetsiz hayat sürdüğü yönündeki iddiaların mevcut delillerle ispatlanamadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkek eşin zina ve suç işleme haysiyetsizce hayat sürme hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına...
Mahkemece, davacı tarafından açılan boşanma davasının reddedildiği, evlilik birliğini tekrar kurma görevinin boşanma davası reddedilen tarafa ait olduğu ancak boşanma davası reddedilen davacı kadının bir barış girişiminde bulunmadığı , ortak yaşamı tekrar kurmaktan kaçındığı aksine davalı kocanın barış girişimlerinde bulunduğu, davacı kadın tarafından bu girişimlerin olumsuz karşılandığı, bu durumda davacı kadının ayrı yaşamda haklı olmadığının kabulü gerekmekte olup, ayrı yaşamada hakkı olmayan kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. TMK'nın 185/3 maddesi gereğince; eşler birlikte yaşamak; birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır....
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir . 3.İlk Derece Mahkemesince verilen 14.01.2022 tarihli hükümde davacı- karşı davalının davasının reddine, davalı karşı davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlenmesine; davalı karşı davacı lehine tazminatlara, davalı karşı davacı...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından boşanma davası açıldıktan sonra tarafların barışıp bir süre birlikte yaşadıkları, daha sonra tekrar ayrıldıkları, davanın devamında taraflar arasında evlilik birliği yeniden tesis edilmesi sebebiyle, tarafların eldeki davadan önce gerçekleşen karşılıklı kusurlu davranışlarının taraflarca affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü ile önceki olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, buna göre boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, boşanma davası açılmasıyla ayrı yaşamakta hakkı olan davacı ile davacıyla birlikte kalan ortak çocuk lehine tedbir nafakası hükmedilmesinde ve hükmedilen tedbir nafakalarının miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, geçici velâyet ve tedbir nafakası konusundaki kararın, davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği, davalının müstakil bir velâyet düzenlenmesi...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; birleşen davada ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından açılan ve erkeğin boşanma davası ile birleşen tedbir nafakası davasında yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince; erkeğin boşanma davasının reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı-davacı kadın ile tarafların ortak çocuğu lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş,...
Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemekle birlikte kusur durumunun tespiti nafaka ve tazminatlar açısından önemli olup istinaf incelemesine konu dava 09.12.2017 tarihinde açılmakla, davanın açıldığı tarih itibariyle TMK'nun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla mahkemenin boşanma davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve yayasa uygundur. Buna göre davacının kusura yönelik, davalının boşanmaya yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Açıklanan sebeplerle davalı kadının istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince boşanma davasının reddine dair yeniden hüküm kurulmasına, davacı kocanın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı kadının istinaf talebinin KABULÜNE, Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi’nin 16.11.2021 tarih, 2020/120 Esas ve 2021/710 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında HÜKÜM KURULMASINA....
MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın anlaşmalı boşanma istemine ilişkin olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı kadının ve davalı erkeğin bizzat dinlendiği, tarafların boşanma hususundaki iradelerini serbest iradeleri ile açıkladıkları, boşanmanın mali sonuçları ve ortak çocuklarının durumu hususunda anlaştıkları, tarafların anlaşmalarının Mahkemecede uygun bulunduğu gerekçesiyle tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği belirtilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma kararından sonra tarafların evlilik birliğinin devam ettiği, davacı kadın tarafından 2021 yılında ... 1....
nın velâyeti altına konulduğu, eldeki davaya konu ihtarın gönderildiği 11.10.2018 ve eldeki davanın açıldığı 04.02.2019 tarihinde kısıtlılık kararının devam ettiği, davacı tarafından akıl hastalığına dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadığı, davalı kadın eş akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığına göre, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etme ve haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmeme iradesinin varlığından söz edilemeyeceği, somut olayda terk hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının yasal koşullarının oluşmadığı, gerçekleşen bu duruma göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının bu itibarla kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, boşanma davasının reddine, davalı kadın ve fiilen yanında bulunan ortak çocuk ......