Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2019/367 esas, 2019/202 karar sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşanma kararının 06/11/2019 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin boşandıktan sonra tesadüf eseri eski eşinin yeni erkek arkadaşı olduğunu düşündüğü şahsı eski eşi ile birlikte gördüğünü, bunun üzerine konu ile ilgili ortak çocukları da bulunduğundan bilgi almak istediğini ve eski eşi ile bu durumu konuştuğunu, müvekkilinin yaptığı araştırmalar sonucu bu şahıs ile müvekkilimi evlilik birliği içerisinde evliliğin son 7 yılında birlikte olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin bu durumdan habersiz olduğu için ortak çocukları da olması sebebiyle anlaşmalı boşanmayı kabul ettiğini, ancak söz konusu bu durumun müvekkili tarafından kabul edilebilir bir durum olmadığını, bu nedenle söz konusu yargılamanın yenilenmesini, davanın anlaşmalı olarak görülen boşanma davasından çıkartılarak "zina sebebiyle" çekişmeli boşanma davası olarak görünmesini, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat talepleri...

Dava, TMK 166/son maddesine dayalı boşanma talebine ilişkin olup, Of Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/535 Esas, 2016/432 Karar sayılı dosyasında açılan ve redle sonuçlanarak 08/09/2017 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile eldeki davanın açılma tarihi olan 01/12/2020 tarihi arasında TMK 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık zaman geçmiştir. Bu zaman zarfında taraflar arasında ortak hayat yeniden tesis edilememiştir....

Dava, TMK 166/son maddesine dayalı boşanma talebine ilişkin olup, Of Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/535 Esas, 2016/432 Karar sayılı dosyasında açılan ve redle sonuçlanarak 08/09/2017 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile eldeki davanın açılma tarihi olan 01/12/2020 tarihi arasında TMK 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık zaman geçmiştir. Bu zaman zarfında taraflar arasında ortak hayat yeniden tesis edilememiştir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasının yargılaması sürerken tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşanma hükmünün 24.11.2022 tarihinde kesinleştiği hususunun Bölge Adliye Mahkemesince 16.12.2022 tarihinde Uyap üzerinden bildirildiği, bu durumda boşanma davasının konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

    Yukarıda da açıklandığı üzere ilk derece mahkemesince verilen ilk hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise sadece velayet yönünden istinaf edilmiştir. Bu durumda, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Hal böyle iken, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, son kararla kesinleşen kadının boşanma davasındaki boşanma hükmü yönünden hüküm kurulması yine kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf kapsamı dışında tutularak kesinleşmekle, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası yönünden konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      in velâyetinin babaya verilmesine ve ortak çocuk Mert ... ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Müge Begüm'ün velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuk Müge Begüm ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Müge Begüm yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının kararın kesinleşme tarihinden başlamak üzere her ay işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının ziynet alacağı davası ile ilgili dava değerinin bildirilmemesi sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. C....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı, davalı-karşı davacı kadın ise hem Türk Medeni Kanununun 166/son, hem de 166/1 maddesine dayalı boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne (TMK. md. 166/1 ve son), davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının ise daha ziyade kusurlu olduğundan bahisle reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeniyle açılan davada boşanmaya karar verebilmek için; herhangi bir boşanma sebebiyle açılmış ve reddedilerek kesinleşmiş bir boşanma davasının bulunması; bu kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Yasa hükmünden de anlaşıldığı gibi; boşanma kararı verilebilmesi için herhangi bir kusur araştırması yapılması gerekmemektedir....

          Terk sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin haklı bir sebep olmadan en az dört aydan beri eşini terk etmiş olmasıdır. Tarafların birlikte seçtikleri (TMK.md.186) veya Türk Medeni Kanununun 188. maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden birinin seçtiği, ya da hakim tarafından belirlenen (TMK.md.195) hallerine uygun, oturmaya elverişli, bağımsız bir evleri yoksa , terk eden eşin bu davranışı haklı sebebe dayanır. Terk edilen eş (TMK.md.164) diğerini açıklanan bu kurallara uygun olarak ortak konuta çağırmakla yükümlüdür. Çünkü ortak hayat bunu zorunlu kılar (TMK.md.185/3)....

            DAVA Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, 2011 yılında kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve 14.03.2014 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile eylemli ayrılık hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

              O hâlde, ortak konutu terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin, gerçekte terk eden eş olması nedeniyle, terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu sonucun, yasanın konuluş amacına da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Aksine görüşün kabul edilmesi hâlinde; ortak konuttan kovulan, fiilen ayrılmaya zorlanan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesi engellenen eşe karşı, haksız konumda bulunan eşin boşanma davası açma hakkı olduğunun kabulü ile boşanma kararı elde edebileceğinin düşünülmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı her türlü duraksamadan uzaktır. 16....

                UYAP Entegrasyonu