"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, TMK 172/2. maddesinde düzenlenen ayrılık süresinin sona ermesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası olup yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, mahkemece belirlenen ayrılık süresi sona erdikten sonra tarafların biraraya geldikleri ve karı koca olarak birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp redle sonuçlanan boşanma davasında karar 21.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak "altı yıldır ayrı yaşamalarına" da dayanmış, hukuki sebepler kısmında da, fıkra belirtmeksizin Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesine yer vermiştir. Davacı tarafından daha önce davalı aleyhine bir boşanma davası açıldığı, bu davanın 03.06.2009 tarihinde feragat sebebiyle reddedildiği görülmektedir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davanın varlığı, ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmesi ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulmamış olması "birliğin temelinden sarsılmış sayılmasına" yasal karine teşkil eder (TMK.m.166/son)....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanununun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Toplanan deliller ve yapılan yargılamadan davalı erkeğin davacı kadını tehdit ettiği ve kadına hakaret ettiği anlaşılmakta olup, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....
Mahkemece "dinlenen tanık beyanlarına göre red ile sonuçlanan davanın ilgili hükmünün kesinleşmesinden sonra üç yıllık süre geçtiği halde ortak hayatın yeniden kurulamadığı, dolayısıyla TMK.nun 166/4. maddesi koşullarının oluştuğu" gerekçesiyle taraflara kusur izafe edilmeden boşanmalarına karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalı kadına boşanma dava dilekçesinin 07.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kadının vekili vasıtasıyla süresinden sonra 22.06.2018 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kadının cevap dilekçesinde belirttiği vakıalara ve bu vakıaların ispatına yönelik delilere usulünce dayandığı kabul edilemez. Ne var ki; erkek dava dilekçesinde, daha önce açılan ve ret ile sonuçlanan Antalya 2. Aile Mahkemesinin 2013/864 esas ve 2015/61 karar sayılı dava dosyasına delil olarak dayanmıştır....
Tefhim edilen kısa kararda, boşanmaya sebep olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle, davacı-karşı davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiş ise de; gerekçeli kararın hüküm kısmında, boşanmaya sebep olaylarda eşit kusurlu olan tarafların maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı...." gerekçesi ile karar bozulmuş, bozma sebebine göre davacı -karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizin bu bozma kararı ile ilk verilen hüküm tamamen ortadan kalkmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiş, her iki boşanma davasında verilen boşanma ve fer'ilerine yönelik hükümler kesinleşmediği halde, bozma sonrası verilen 23.02.2017 tarihli ikinci kararda; her iki tarafın boşanma davaları ve fer'i talepleri hakkında hüküm kurulmaması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı erkek tarafından akıl hastasığı hukuki sebebine dayalı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Akıl hastalığı sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir (TMK m. 165). O halde, davalı kadının hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı konusunda resmi sağlık kurulu raporu alınmak üzere tam teşekküllü hastaneye sevkedilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken; eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı, davalı-karşı davacı kadın ise hem Türk Medeni Kanununun 166/son, hem de 166/1 maddesine dayalı boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne (TMK. md. 166/1 ve son), davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının ise daha ziyade kusurlu olduğundan bahisle reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeniyle açılan davada boşanmaya karar verebilmek için; herhangi bir boşanma sebebiyle açılmış ve reddedilerek kesinleşmiş bir boşanma davasının bulunması; bu kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Yasa hükmünden de anlaşıldığı gibi; boşanma kararı verilebilmesi için herhangi bir kusur araştırması yapılması gerekmemektedir....
Kararın 26/10/2008 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında TMK'nın 166/4. maddesi gereğince boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davada; somut olayımızda kararın kesinleşesinden itibaren 3 yıllık süre içerisinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı, iş bu davanın, Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, bu tarihten itibaren başlayarak 3 yıl içinde tarafların bir araya gelmedikleri ve ortak hayatın yeniden kurulamadığının tarafların beyanları ve tanık beyanları ile de tartışmasız olduğu anlaşılmış olup taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşıldığından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulü ile; Giresun İli, Şebinkarahisar...
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina davası yönünden hüküm kurulmaması, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur. 2. Dairenin 29.06.2015 tarihli kararı ile kadının zinaya dayalı davası hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması nedeniyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların asıl ve karşı boşanma davaları ve fer'îlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. B....