Doktrinde ağırlıklı görüş; boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasında mal rejimi sona erdiğine göre zamanaşımının başlangıç tarihi boşanma dava tarihi olduğu yönündedir. Ne var ki, 6098 sayılı TBK'nun 153/1. fıkrasının 3. bendine göre, "Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemezse başlamaz, başlamışsa durur" açık hükmü karşısında, zamanaşımının başlangıç tarihi boşanma dava tarihi kabul edilse dahi, duran veya işlemeyen zamanaşımı boşanma kararının kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağından, doğal olarak zamanaşımının başlangıç tarihinin boşanma kararının kesinleştiği tarih olduğunun kabulü daha uygun görülmektedir. Mahkemece davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir....
Katılma alacağına ilişkin talebin, mal rejiminin sona ermesi halinde görüleceği, rejim sona ermedikçe bu talebin incelenmesinin ve tasfiyeye gidilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında açılan boşanma davası sonucunda verilen hükmün henüz kesinleşmediği, mal rejiminin sona ermediği ve katılma alacağına ilişkin talebin boşanma kararı kesinleşmeden inceleme olanağı olmadığı hususları göz önüne alınarak, katılma alacağına ilişkin talebin tefrik edilip, boşanma davasının neticesinin beklenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken katılma alacağının boşanma davasının fer'isi niteliğinde olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Aile Mahkemesi'nden verilen 12.11.2013 gün ve 438/1030 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderacatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, Hollanda Breda Mahkemesi'nde 2004 yılı Kasım ayında açıldığı anlaşılan boşanma davası sonucu tarafların boşanmalarına karar verilmiş bulunmasına, TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma halinde mal rejiminin boşanma dava tarihi itibariyle sona ermesine, evlilik birliği süresince ve tasfiye tarihinde dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlı olmasına, boşanma sonrası taşınmazın davalı adına tescilinin mal rejiminin tasfiyesine konu edilemeyeceğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun...
Aile Mahkemesinin 2019/28 Esas 2019/168 Karar sayılı dosyasında mübrez delillerden bu durumun açıkça görülebildiğini, kaldı ki huzurdaki davada karşı tarafın, davalının davanın açıldığı tarihte müvekkilinin tescil talebine dönük kabul beyanı bulunduğunu, mal rejimi tasfiyesine dönük boşanma protokolünde ve boşanma davasında açık bir feragat beyanı olmamasına rağmen, boşanma protokolü ve boşanma davası mal rejimini tasfiye etmemesine rağmen, yerel mahkeme tarafından ittihaz olunan hükümde taraflar arasında mal rejimi tasfiyesine ilişkin hüküm kurulmuşçasına karar verilmesi usul ve yasaya hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davalının dava dosyasına sunduğu, davacının talebine ilişkin itirazı olmadığı, taşınmazın devrini kabul ettiğine ilişkin beyanı dahi nazar-ı itibara alınmadığını, yerel mahkemenin eşler arasında herhangi bir talep olmadığı konusunda anlaştıkları kanaatine vardığını, oysa boşanma protokolü incelendiğinde, tarafların mal rejimine dönük ileriye dönük bir...
, davacı kadının anlaşmalı boşanma davasındaki beyanları ve protokol hükümleri ile bağlı olduğu, gelecekte mal rejimine yönelik dava açma hakkını kullanmasının dürüstlük kuralına aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacı 3.kişi ile borçlunun borcun doğumundan sonra anlaşmalı olarak boşandıkları, dava konusu taşınmazların boşanma protokolü ile 3.kişiye bırakıldığı ve tarafların boşanmadan sonra da birlikte yaşamaya devam ettikleri boşanma protokolünün alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlara ait tasarrufların icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, tefrik edilen taşınmazla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 05.10.2011 gün ve 874/1473 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ve davalı arasındaki mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; TMK'nun 225. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinin istenebilmesi için taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma sebebiyle sona ermesinin gerektiği, bu şartın gerçekleşmediğinden talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....
Banktan 02.06.2004 tarihinde 60 ay vadeli 110.000 TL bedelli konut kredisi kullanılmış olup, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 27 taksit ödenmiş olup, 33 taksit sonraya kalmıştır. Mahkemece boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi taksit ödemelerinin yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre oranlama yapılmak suretiyle hesaplamada dikkate alınması gerekirken, boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borç miktarının taşınmazın boşanma dava tarihindeki değerine oranlanması suretiyle taşınmazın %52'lik kısmının kredi borcu olduğundan bahisle yazılı şekilde hesaplama yapılarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 09 L 8707 plakalı araç, 17.06.2006, 09 D 1757 plakalı araç da 14.05.2009 tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....
Dava konusu bağımsız bölüm 10.10.1996 tarihinde noterde yapılan kooperatif hissesi devir sözleşmesiyle davalı adına alınmış, boşanma davasının sonuçlanmasından sonra 26.12.2001 tarihinde ferdileşme ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir. TMK'nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır....