hiçbir pay verilmediğini, mal rejiminin boşanma davasının açılmasıyla sona ereceğini, hal böyleyken dava tarihinde hala davalıya ait olan mesken niteliğindeki taşınmaz edinilmiş mal olup tasfiyeye tabi olduğunu, taraflar arasında mal rejimi hakkaniyetli şekilde tasfiye edilemediğinden işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu bildirerek mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Sokak, Birlik Sitesi, C Blok, Daire: 8 Karabük” taşınmaz üzerinde davacının yarısında yasal hakkı olduğu halde davalı T8 bunu davacıdan kaçırmak istediğini, 28.02.2017 tarihli duruşmada davacının boşanma sonrasında “mal rejiminin tasfiyesine ilişkin haklarını saklı tutmasını” kabul etmemesinin hiçbir izahi bulunmadığını, davacı tarafından Gebze 3 Aile Mahkemesinde açılan anlaşmalı boşanma davasının, salt davacının mal rejiminin tasfiyesine yönelik haklarını saklı tutması talebinin davalı Necdet tarafından kabul görmemesi nedeniyle reddedildiğini, bu itibarla davacının davalı eş Necdet 'in mal kaçırmaya yönelik niyetini açık olarak anlamış bu sebeple acele olarak açacağı çekişmeli boşanma davasından önce eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil davasını açtığını, sonrasında 07.09.2017 tarihinde İstanbul 2....
Aile Mahkemesinin 2009/857 Esas numarasına kaydedilen boşanma davası devam etmektedir. TMK.nun 225/2. maddesi hükmüne göre; kabul ile sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasındaki mal rejimi sona erer. Başka anlatımla, boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşler arasındaki evlilik birliği devam eder. Boşanma kararı ile evlilik birliğinin sona ermesi mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların görülebilirlik koşuludur. Somut olayda; eşler arasında görülen Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2009/857 Esas sayılı boşanma davasının sonuçlanarak kesinleşmesi beklenmeden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Esas sayılı dosyasıyla boşanma , İzmir ...Aile Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasıyla boşanma nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, tasfiyeye konu olan mal rejimi, tasfiye - alacak davası olan İzmir ...Aile Mahkemesinin ... Esas sayılı davanın davalısı kocanın tek başına hissedarı, sahibi ve yetkilisi olduğu, evlilik sürerken edinilen tüm malların tamamının ... Soğutma, Isıtma Klima Mühendislik İnşaat Taahhüt San ve Tic Ltd Şti adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin boşanma davası açtığı için kocasının tek yetkilisi, tek ortağı ve tek sahibi olduğu davalı şirketin içini boşaltarak şirketteki müvekkili haklarını zayi etme eylemine engel olmak adına şirkete kayyum talebinin zorunlu olduğunu, şirketin tamamının kocası adına olduğunu ama yarısının edinilmiş mal olduğunu, tasfiyeye girdiğini ve İzmir ...Aile Mahkemesinin ......
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma (TMK md. 166/1) kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi uygun görülmemiştir. 2-Davacı kadın tarafından mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş olup mal rejiminin tasfiyesine yönelik bu isteğin incelenebilmesinin; eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkün olduğu, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde mal rejiminin buna ilişkin davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği (TMK. 225/2). boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı hususları dikkate alınarak, davacı kadının davasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin tefrik edilip boşanma davasının neticelenmesinin beklenmesi ve oluşacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler....
Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 04.08.2011 tarihinde açıldığı ve 12.11.2012 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davaya konu ... bankasındaki hesap davalı adına 11.08.2006 tarihinde açılmış ve tamamı çekilerek 27.03.2007 tarihinde kapanmıştır. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Somut olayda;Taraflar 05.07.2001 tarihinde evlenmişler,22.01.2014 tarihinde boşanma davası açılmıştır.Boşanma kararının kesinleştiği tarih 17.06.2015 tarihidir. Öte yandan;Davalı yan boşanma kararı sonrası yapılan protokol sebebiyle artık davacı yanın araç ile ilgili bir alacağının kalmadığını,davacı yan ise protokolün boşanma hükmüne yönelik yapılıp mal rejimi ile ilgili olmadığını ve evlilik birliği içerisinde alınan araç ile ilgili mal rejiminden kaynaklanan alacak haklarının bulunduğunu iddia etmektedir....
Aile Mahkemesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talepli dava açmış, davacı erkek 04.10.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat etmiş, mahkemece 05.10.2017 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir, hüküm, tarafların istinaf etmemesi üzerine 17.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler, 22.12.2015 tarihinde evlenmiş, 01.11.2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 15.01.2019 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. 24.07.2017 tarihinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talepli açılan dava dosyasında davacı erkek tarafından feragat edildiği tarihte boşanma davasının devam ettiği, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma davası olmadığı anlaşılmakla, evlilik birliği devam etmektedir, diğer bir deyimle davadan feragat edildiği tarihte eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225)....
Bu husus nazara alınmadan davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının "hükmün kesinleşmesi" yerine hüküm tarihinden itibaren tayini doğru bulunmamıştır. 3-Davacının, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazla ilgili talebi, mal rejiminin tasfiyesi, niteliğindedir. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225). Bu hükme göre, boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin bu talebin boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır....