Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8. HD'nin 20/02/2019 tarih ve 2017/13253 Esas, 2019/1687 Karar, 10/04/2019 tarih ve 2018/12846 Esas, 2019/3941 Karar vs.) Mal rejiminin tasfiyesi davalarında görülebilirlik koşulu dava şartı niteliğindedir....

Davalı-davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebinin incelenebilmesi için, mal rejiminin sona ermesi gerekir. Mal rejimi de, evliliğin boşanma ile sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı tarihte sona erer (TMK.md.225). Bu da boşanma kararının kesinleşmiş olmasını gerektirir. Taraflar arasındaki boşanma hükmü henüz kesinleşmemiştir. Bu hususta harcı yatırılarak açılan bir dava mevcut olduğuna göre, tasfiye talebinin bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi ve boşanma hükmünün kesinleşmesinin beklenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

    Davalı vekili, davacının açtığı boşanma davasının reddedildiğini, esasen vekil edenini hamile iken davacının terk ettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının redle sonuçlandığı, davalının davacıyı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiği, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesinin tarafların menfaatine olduğu kanaati ile davanın kabulüne, dava tarihinden geçerli olmak üzere taraflar arasındaki mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK.nun 206. maddesi gereğince açılmış taraflar arasındaki yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüştürülmesi isteğine ilişkindir....

      Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 sayılı HMKm.30) bekletici mesele yapılmalıdır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Tarafların boşanmasına ilişkin davanın 04.09.2007 tarihinde açıldığı, 18.09.2009 tarihinde verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 16.06.2011 tarihli ilamı ile onandığı, onama kararına karşı süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmadığından kararın 14.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eşler arasındaki mal rejimi de evliliğin sona ermesi koşuluyla, boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona ermiştir (TMK m. 225/2). Bir başka anlatımla mal rejimi boşanma davası ile sona eren evlilikte, boşanma davasından verilen hükmün kesinleşmesi koşuluyla geriye etkili olarak, boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona erer....

        Çözüme kavuşturulması gereken husus; boşanma dava dosyasında tarafların tutanağa geçirilen imzalı beyanlarında sözünü ettikleri "mal" ve "eşya" sözcüklerinden, mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilecek mal varlıklarının anlaşılıp anlaşılamayacağıdır. 4721 sayılı TMK.nun ikinci kitabının birinci kısmının dördüncü bölümünün başlığı "Eşler Arasındaki Mal Rejimi" dir. Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla "Edinilmiş Mallara Katılma", "Mal Ayrılığı", "Paylaşmalı Mal Ayrılığı" ve "Mal Ortaklığı" başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de "mal" ya da "malvarlığı" tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219.maddede "Edinilmiş Mallar", 220.maddede "Kişisel Mallar" ve 222/2.maddede "Paylı Mülkiyete Konu Mallar" hakkında düzenleme getirilmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/12/2019 NUMARASI : 2018/632 ESAS, 2019/1056 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı-davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 2002 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek üç çocuklarının olduğunu, taraflar evlendikten sonra davalının ailesi ile birlikte yaşamaya başladıklarını, davalının ailesi tarafından istenmediğini, müvekkilinin dışlandığını, 4 yıl sonra davalının babası ile tartışması sonucu davalının babasının tarafları ve iki çocuklarını evden kovduğunu, davalının ailesi ile yaşadıkları evden hiçbir eşya almadan...

          Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) sonucunun bekletici sorun yapılması gerekir. Mal rejiminin tafiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir. .//.....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....

            Hukuk Dairesinin ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşlerin arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 sayılı HMK mad. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8....

            UYAP Entegrasyonu