Somut olaya gelince; eşler, 28.10.1997 tarihinde evlenmiş, 29.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179)....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı tarafından Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde 13.12.2021 tarihinde 2021/174 Esas sayılı boşanma davası açıldığını, taraflar arasında görülen bu boşanma davasının hala derdest vaziyette olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 214. maddesi uyarınca mal rejimi tasfiyesi davasında yetkili mahkemeler sayılırken, evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi halinde gerçekleştirilecek mal rejimi tasfiyesinde yetkili mahkemenin, boşanma kararını veren mahkeme olduğunun belirtildiğini, söz konusu madde ile boşanma kararı verilmesi halinde gerçekleşecek mal rejimi tasfiyesine ilişkin davalarda, taraflar arasında derdest olan boşanma davasının görüldüğü Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) yetkili olduğunu, şu halde, İstanbul Aile Mahkemeleri bu dava bakımından yetkisiz olup, davanın usulden reddini talep ettiklerini, ayrıca taraflarınca yetkili mahkeme olan Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile Mahkemesi sıfatıyla...
Taraflar 16.03.1972 tarihinde evlenmiş, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.04.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur (TMK.nun 225/2). MK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında sözleşmeyle başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (MK.nun 170 m.) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202 ve 4722 sayılı Yür. K.nun 10/3.madde ve fıkrasına göre yasal Edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı ... 31.12.2004 tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesinde; yukarıda açıklandığı üzere kendisi ve davalıyla müşterek kızları olan Reyhan ... adına olmak üzere toplam Birmilyar....
Mahkemece; davanın, evlilik birliği içinde edinilen mala katkı payına ilişkin dava olduğu, bu tür davaların boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılması gerektiği, daha önce açılan boşanma davasının reddedilmiş olması nedeniyle taraflar evli bulunduğundan böyle bir davanın görülemeyeceği ve ayrıca davacı tarafından açılan davanın inşaat ve eser sözleşmesine dayalı dava olarak kabul edilmesi halinde ise davacının bu yöndeki iddiasını da ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 25.08.1986 tarihinde evlenmiş, 15.10.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.10.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.)....
Dosyanın incelenmesinde; tarafların evli iken Garanti Bankasından bir miktar konut kredisi çekerek 2005 yılında Karşıyaka da bir mesken aldığı, bu meskenin kadın adına tescil edildiği, konut kredisi borçlusunun da kadın olduğu ancak erkeğin de bu borca kefil olduğu, tarafların boşanmasıyla birlikte taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi olan 04.03.2011 tarihinde sona erdiği (TMK m 225/2), belirtilen konuttan dolayı erkek tarafından Karşıyaka 2. Aile Mahkemesinin 2012/673 esasına açılan dava sonunda verilen ve 01.04.2016 tarihinde kesinleşen kararla, taraflar arasındaki mal rejiminin belirtilen konut yönünden tasfiye edildiği anlaşılmaktadır (TMK m 225/2). Yapılan açıklamalara göre; mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona ermiştir. Davacının talebi ise mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra yaptığı ödemelere ilişkindir....
Bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal aylığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 30.09.2005 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222)....
Dava, evlilik birliğinin boşanma nedeniyle sona ermesine dayalı mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Dosya arasında mevcut Bakırköy 9. Aile Mahkemesi'nin 2021/714 Esas, 2021/679 Karar sayılı ilam suretinin incelenmesinde; davacının T2, davalının Adeli Semiz olduğu, tarafların 12/11/2021 tarihli hükümle TMK.nun 166/3. maddesi gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Boşanma davasının yargılaması sırasında 12/11/2021 tarihli celsede taraflar "...eşya, katılım alacağı, katkı payı alacağı, mal paylaşımı, .... talebim yoktur, anlaştığımız şekilde boşanmamıza karar verilmesini talep ediyorum..." şeklinde beyanda bulunmuş, beyanın boşanma ilamının 6. maddesine geçirildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 311. Maddesinde, " Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." hükmü düzenlenmiştir....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, taraflar arasındaki yararlar dengesine, TMK'nun 4. maddesinde (TBK md. 50/2) öngörülen hukuk ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunduğuna göre, davalı-birleşen davacı vekilinin tüm, davacı-birleşen davalı vekilinin aşağıda belirtilen bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. .//.. 2- Davacı-birleşen davalı vekilinin Halkbank'dan çekilen para ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir...
Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m.225). Boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Bu durumda boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin talebin boşanma davasından tefrik edilmesi ve boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken bu taleple ilgili olumlu yada olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....