Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı- davacı kadının yukarıda da açıklandığı üzere eşine hakaret ettiği ve küçük düşürücü sözler söylediği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı- davacı kadının gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir. Davacı- davalı erkeğin açtığı davada Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi koşulları oluşmadığından mahkemece farklı gerekçe ile de olsa Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinde bir yanlışlık görülmemiş, red gerekçesi açıklanan şekilde düzeltilmiştir....

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadın, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı halde mahkemece talep dışına çıkılarak TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğuna, kusur tespitine, erkeğin reddedilen boşanma davası ve fer'ilerine, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, velayet düzenlemesine ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadının, Türk Medeni Kanununun 166/1 ve yargılama devam ederken 162. maddesi gereğince hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı ve ilk açılan dava ile birleştirildiği, davalı-karşı davacı erkeğin ise Türk Medeni Kanununun 161. maddesi gereğince zina hukuki hukuki sebebine dayalı olarak karşılık boşanma davası açtığı anlaşılmaktadır....

    Aile Mahkemesinin 2017/910 esas sayılı dosyasında ikame ettiği boşanma davasında "hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış'' sebebine dayalı açmış olduğu boşanma davasında yine 20/09/2017 tarihi akşamında televizyon kumandası ve yumrukla darp etmesi şeklindeki sebeplere dayalı olarak 150.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş ve mahkemece 8.000,00 TL manevi tazminat hüküm altına alındığı, kararın istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere her iki davanın taraflarının, konusunun ve nedenlerinin aynı olduğu anlaşıldığından derdestlik sebebiyle dava şartı yokluğundan davanının usulden reddine ..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma davasındaki manevi Tazminat talebinin TMK 174....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince kadının TMK m.162’ye dayalı davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş ve hükme karşı davalı erkek tarafından boşanma(TMK m.166/1) ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve hüküm davalı tarafça boşanma(TMK m.166/1) ve ferileri yönünden temyiz edilmiştir....

      Ancak davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK m.166/1) ve hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı (TMK m.162) boşanma davaları ile bağımsız tedbir nafakası davası (TMK m.197) olup, davalı-karşı davacı erkeğin ise terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası (TMK m.164) varken; gerekçede TMK 166/1-2. maddesine dayalı tek boşanma davasından bahsedilmiş, hangi davanın hangi gerekçe ile kabul veya reddedildiği belirtilmediği gibi,boşanma davasının kabulüne dayanak "vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırıdır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkeme 09.06.2015 tarihli kararla taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarını ayrı ayrı TMK’nun 166/1 maddesi uyarınca kabul etmiş, işbu 09/06/2015 tarihli karar davalı-karşı davacı kadın tarafından “Davacı-karşı davalının açtığı boşanma davasının kabulü ve maddi ile manevi tazminat taleplerinin reddi” yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 04.05.2017 tarih, 2015/23265 esas ve 2017/5500 karar sayılı ilamıyla davacı-karşı davalı erkeğin davasının münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı olarak ikame edildiğinden, erkeğin davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi olarak değerlendirilerek, bu hukuki sebebe göre karar verilmesinin...

          Tüm dava dosyası, İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı tarafın istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından TMK'nun 162 maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenlerine dayalı açılan boşanma davası ile TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davaları hakkında; kadının zinası ispat edildiği halde bu eylemin TMK'nun 162 ve 166/1- 2 maddesi uyarınca kadına yüklenecek kusur olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince ayrı ayrı açılan bu davalardan da erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı ise de bu yönde tarafların istinaf başvuruları olmadığı dikkate alındığında bu hataya değinilmekle yetinilmesinin gerektiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/971- 9295 E.K....

          -TL maddi ve 150.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 07/04/2014 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden iki müşterek çocuklarının olduğu, davanın öncelikle TMK'nun 163. maddesi kapsamında haysiyetsizce hayat sürme nedenine dayalı boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 162. maddesi kapsamında hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının haysiyetsizce hayat sürdüğü veya davacının hayatına kast edip pek kötü muamelede bulunduğu iddialarının ispatlanamaması nedeniyle davacının söz konusu özel boşanma nedenlerine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

          GEREKÇE; Asıl dava; TMK'nun 162. maddesinde yer alan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma, aksi halde evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Tarafların 27/10/1995 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek 31/08/1996 doğumlu Ahmet ve 05/05/2001 doğumlu Aslı isimli çocuklarının olduğu, incelenen aile nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır....

          UYAP Entegrasyonu