"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, Türk Medeni Kanununun 166/4.maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın 25.2.2005 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibarıyla doğrudur. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, ortak hayatı kurmaktan kaçınan ve bir başka kadınla fiilen evliymiş gibi yaşayan eşine şiddet uygulayan davacı tamamen kusurlu olup, davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık" nedeni ile boşanma davası açmış, mahkemece ilk davanın reddinden sonra tarafların 3 yıl süreyle bir araya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı verilmiş ve boşanmaya neden olan olaylarda ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkek tam kusurlu olarak kabul edilmiştir....
Bunun üzerine mahkemece erkek tarafından açılan eldeki davanın, boşanma yönünden konusuz kaldığı belirlenerek esası hakkında karar verilmemiş, davalı kadın sadakatsiz davranışları nedeniyle tamamen kusurlu kabul edilerek davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Erkek tarafından açılan dava münhasıran özel boşanma nedeni olan zina hukuki nedenine dayalıdır. Davalı kadının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yeniden evlenmek maksadıyla yanında akrabalarının da bulunduğu ortamda başka bir erkekle görüşmüş olması kadının zina yaptığının kabulü için yeterli değildir. Hal böyle olunca, toplanan delillerden; davalı kadının zina eylemini gerçekleştirdiği kanıtlanamamıştır. Davacı erkek zina sebebiyle boşanma davası açmakta haklı olmadığına ve davalının kusurunun kanıtlanamadığına göre davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İncelenmesine gerek duyulan ... 1. Aile Mahkemesinin 2006/336 esas sayılı terk nedenine dayalı boşanma dosyasının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 18.09.2008...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma davasında (TMK m.166/4) davacı taraf; kusur tespiti, davalı kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, hükmün gerekçesinin son paragrafının dosya içeriği ile bağdaşmadığı görülmekte ise de, davanın reddine karar verilmiş olup, gerekçedeki uyumsuzluğun sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadının usulüne uygun Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı olarak bir nafaka davası bulunmadığı gibi kocanın boşanma davasının da reddine karar verildiğine göre, boşanma davası içerisinde Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihine kadar devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde boşanma davasının reddine ilişkin karar kesinleştikten sonra da fiili ayrılık süresince devamına karar verilmesi doğru değildir....
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların aynı şehir veya farklı şehirde yaşamaları hali konusunda bir ayrıma gidilmeksizin, süreleri ve saatleri belirli ve infazı kabil kişisel ilişki hükmü kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3.Bölge Adliye Mahkemesi kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar arasındaki ilk davayı açarak fiili ayrılığa neden olan davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğuna hükmedilmiş ise de dosyanın tetkikinden, taraflar arasında görülen ve reddedilen ilk boşanma davasından sonra ortak yaşamın kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı-davalı kadın tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirdi....
Tüm bu açıklamaların ışığı altında , somut olayda, asıl dosyada davacı kadın tarafından TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı olarak boşanma davası; birleşen dosyada da, hem TMK'nun 161. m.sinde düzenlenen zina ve TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı olarak davalı erkeğe üç ayrı boşanma davası açıldığı, özellikle ekli birleşen dosya için 14/03/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında birleşen dosya için uyuşmazlık konularının zinaya dayalı boşanma davası, kabul görmez ise evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair boşanma davası olduğu... şeklinde tespit yapıldığı, yerel mahkemece 03/12/2019 tarihli kısa kararın 1. bendinde asıl ve davanın ve birleşen TMK'nun 166/1 m.si gereğince açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, gerekçeli kararının 1 nolu hüküm fıkrasında ise, tarafların boşanmalarına karar verilirken TMK'nun 166/1 m.sinin zikredilmediği, gerekçede de zinaya dayalı boşanma davasının...
Dosyadaki bilgi belgelere, özellikle tanık beyanlarına ve adres kayıt sistemi verilerine göre reddedilen ilk boşanma davasından sonra fiili ayrılığın devam ettiği yani ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle yalnızca boşanma talepli asıl dava kabul edilmiştir. Ancak reddedilen ilk davada davacı erkeğin evden nedensiz ayrıldığı, bu nedenle kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Yine iş bu esas numarasında açılan karşı davada toplanan delillerden davalı erkeğin fiili ayrılık döneminde karşı davacıdan başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu ilişkiden Elif Hıdır isimli 29/03/2017 doğumlu evlilik dışı bir çocuğu bulunduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan karşı davalı erkek fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığından ve reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa neden olduğundan (ANKARA BAM 2.HD. E: 2019/2543, K: 2021/1708; İSTANBUL BAM 10.HD....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davacının boşanma isteğinin reddine, karşı davacının zina nedenine dayalı boşanma isteğinin reddine, karşı davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğinin kabulü ile; tarafların T.M.K'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, davalı karşı davacı yararına mahkememizin 16/01/2018 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının bugünden geçerli olmak üzere aylık 1.300,00 TL ye çıkarılmasına, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak davacı - karşı davalıdan alınıp davalı - karşı davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davacının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL maddi 30.000,00TL manevi tazminatın davacı - karşı davalıdan alınıp davalı - karşı davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin reddine, tarafların mal rejiminin tasfiyesinden...