Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2018/1059 Esas sayılı dosyasında davalı kocanın davacı kadının annesine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, bu konuda tanık Özgenur'un iddiayı doğrular beyanlarının bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği" gerekçesiyle erkeğin; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve zina (TMK md. 161) nedenlerine dayalı boşanma davaları, erkeğin birleşen; zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası ile kadının birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadının birleşen davaya (Antalya 12....

Aile Mahkemesinin 2010/951 esas, 2010/1265 karar sayılı dosyasında 04/03/2008 tarihinde açılan birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının kabul edildiği, erkeğin ise aynı dosyada 14/03/2008 tarihinde açmış olduğu boşanma davasının reddedildiği, kararın 11/02/2011 tarihinde kesinleştiği, kadının bağımsız tedbir nafakası almaya devam ettiği ve önceki boşanma davasının açıldığı tarihten sonra kadının herhangi bir kusurlu davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı kadın, davaya cevabında fiili ayrılık döneminde bir araya gelmediklerini beyan etmiş, daha sonra vekili tarafından verilen dilekçede tarafların ortak hayatı kurmak üzere bir araya geldikleri ileri sürülmüş, davalı-karşı davacı kadın ve tanıkları da bu yönde anlatımda bulunmuşlardır....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/1756 ESAS 2020/832 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların otuz yıllık evli olduklarını, tarafların on yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Alanya'da davalının Konya'da ikamet ettiğini, müvekkilinin açtığı boşanma davasının reddedildiğini, 2012 yılında o kararın kesinleştiğini, bu davadan önce ayrı yaşayan tarafların hiç biraraya gelmediklerini, evliliğin fiilen bittiğini belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/1756 ESAS 2020/832 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların otuz yıllık evli olduklarını, tarafların on yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Alanya'da davalının Konya'da ikamet ettiğini, müvekkilinin açtığı boşanma davasının reddedildiğini, 2012 yılında o kararın kesinleştiğini, bu davadan önce ayrı yaşayan tarafların hiç biraraya gelmediklerini, evliliğin fiilen bittiğini belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur tespiti ve tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.02.2012 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı (koca), Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmıştır. Tarafların, ilk davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı aşkın sürede fiilen bir araya gelmedikleri toplanan delillerle sabittir....

      Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmayıp, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da yoktur. O halde davalı-davacı kadın tarafından açılan davanın da reddine karar vermek gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2018(Çrş.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terke dayalı boşanma davası yoktur. Davalıdan kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanığının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılabilmesi şartı olan 3 yıllık ayrılık süresinin dosya kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediği, birleşen davanın kabulü ve asıl davanın reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır....

              Davacı davalı erkeğin davası TMK'nun 166/son maddesine, davalı davacı kadının davası ise TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasıdır. Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Davacı davalı erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına kusur yüklenemez....

              UYAP Entegrasyonu