Müvekkilin ziynet eşyalarının akıbeti ile ilgili herhangi bir bilgisi yoktur. 5- Davacı tarafın öfke kontrolü sorunu bulunmaktadır. 6- Zina iddiası tamamen asılsız ve hukuki mesnetten yoksundur. Davacı tarafın aşırı kıskançlık problemi bulunmaktadır. 7- Müvekkilin davacı tarafı darp ettiği iddiası doğru değildir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava zina olmaz ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dosya incelendiğinde, tarafların 30/01/2019 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı görülmüştür....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin zina sebebi ile açtığı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; Dosya içeriğine göre erkek lehine verilen koruma kararının itiraza tabi olup temyize tabi olmadığı anlaşılmakla, davalı- karşı davacı kadın vekilinin koruma kararına yönelik yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Dolayısıyla uzun süreli fiilî ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukukî sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz. Öte yandan, TMK'nın 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiilî ayrılık süre koşulu da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle burada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, çok uzun süreli fiilî ayrılık olarak kabul etmek gerekir. Somut olayda, davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) boşanma davası açtığı, ilk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Asıl dava, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10/01/2023 tarih, 2022/8742 esas ve 2023/105 karar sayılı ilamıyla; "Davacı-karşı davalı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak ayrı ayrı boşanma kararı verilmesi talebi ile boşanma davası açılmış, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı karşı boşanma davası açılmış, İlk Derece Mahkemesince kadının 166ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kadının zinaya dayalı davası ise ispat edilemediği gerekçesiyle reddedilmiş, erkeğin boşanma davasının da reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/01/2018 NUMARASI : 2015/140 ESAS - 2018/4 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI ; Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; taraflar arasında ki evliliğin davalının " kocasının işi gereği yoğun çalışmasını sorun haline getirip kavga çıkarmak, davacının ailesinin bu evliliği istememesine dayalı tavırlarını sürekli gündemde tutmak, kocasına karşı küfür ve hakaret " ten kaynaklı sorunlu geçtiğini ve son olarak davacının iş yerinin aracını servise bakıma götürdüğünde davalının güvenmeyerek iş yerini arayacağını söylemesi üzerine, davacının bu güvensizlikle evliliğin yürümeyeceğine kanaat getirerek baba evine döndüğünü...
K. adında bir şahıs ile kaçtığını ve zina fiilinde bulunduğunun tespit edildiğini, kadının giderken altınlarını beraberinde götürdüğünü iddia ederek, tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanmasına, erkek yararına hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası olup, mahkemece Dairemizin 18.03.2019 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tarafların yurt dışında boşandıkları ve ... süredir ayrı yaşadıkları, yurda izne geldiklerinde de ayrı evlerde kaldıkları, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukûki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m.166/1)....
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili, cevap-birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların son 12 yıldır aynı evde iki yabancı gibi yaşadıklarını, davacı kocanın evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemesi, müvekkilimi hakaret, ölümle tehdit etmesi, müvekkile karşı şiddet uygulaması ve davacının konutu terk etmesi nedeniyle tarafların iki yıldan beri ayrı yaşadıklarını,davacı erkeğin kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davacının ortak konutu terk ettiğini, tarafların iki yıldır ayrı yaşadıklarını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'...
Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m.166/2) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Gerçekleşen duruma göre, mahkemece delillerin zina hukuksal sebebine dayalı dava çerçevesinde değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....