Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından 08.02.2013 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı erkek tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 08.03.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış; davacı-karşı davalı kadının daha sonra 06.02.2014 tarihinde bağımsız olarak açtığı "zina" (TMK. md.161) sebebine dayanan ... 3. Aile mahkemesinin 2014/113 esas 2014/85 karar sayılı boşanma davası, bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, dava ve karşı dava hakkında hüküm kurulduğu halde, kadın tarafından açılan "zina" sebebine dayalı birleştirilen boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Davalar birleştirilerek görülmüş olsa dahi, her dava bağımsız niteliklerini korurlar ve birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, 18.12.2014 tarihli ilk kararda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, taraflarca temyiz edilen hüküm Dairemizin 10.10.2016 tarihli ilamı ile "davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası hakkında hüküm kurulmadığı" gerekçesiyle tüm yönlerden bozulmuş, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ve boşanmanın fer'ilerine yönelik temyiz itirazları ise incelenmemiştir. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 16.02.2017 tarihli ikinci kararda ise, davacı-karşı davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmünün kesinleştiği belirtilerek boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) karar verilmiştir....

      Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek kocanın boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...

          Mahkemece; boşanma kararının temyiz edilmediği, bu nedenle fer’ilere ilişkin takip başlatılmasında aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HUMK'nun 443/4. (HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. İcra takip dosyası ve icra yargılama dosyası içeriğinde bulunan bilgi ve belgelerden boşanma hükmünün temyiz kapsamında olup olmadığı bu nedenle takip tarihi itibarı ile boşanma yönünden hükmün kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından TMK 161. maddesine dayalı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 13.6.2019 da kesinleştiği, bu haliyle boşanma davasının konusuz kaldığı, erkeğin boşanma davası hakkında da karar verilmesine yer olmadığına, ancak kadının zinası ispatlanmış olup erkeğin dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davacı erkek yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek mirasçılarından ... Fırla ve ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve fer'ileri yönünden hüküm kurulmuştur. Davacı kadın, karara karşı nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, 14/10/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Kadının istinaf başvuru dilekçesinde boşanma hükmünün başvuru dışında kaldığı açık olarak belirtilmiştir. Davalı erkek 03/08/2020 tarihinde ölmüş ve davacı kadın 10/08/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir....

                Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

                  Yoksa birleşen boşanma davalarının boşanma sebepleri arasında toplam bir değerlendirme yapılarak "kusur ortalaması" mümkün değildir....

                    Yapılan incelemede; her ne kadar boşanma davasında, davalı erkeğe yapılan gerekçeli karar tebliğinin usule aykırı olduğu anlaşılmış ise de; erkek tarafından, boşanma davasının kesinleşme tarihi olan 08.09.2015 tarihinden sonra, 06.09.2017 tarihinde, Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2017/790 esas sayılı dosyası ile kesinleşen boşanma davasında kadın lehine hükmedilen nafakaların kaldırılması talebiyle dava açıldığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, hükmün 30.04.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu hüküm karşısında, davalı erkeğin beyan ettiği 22.03.2018 tarihinden önce boşanma davasına ilişkin gerekçeli kararı öğrendiği sabit olup, açıklanan bu sebeplerle, davalı erkek vekilinin gerekçeli kararı öğrendiği tarihten sonra kanuni süresi içinde başvurulmayan eski hale getirme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu