WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi kapsamında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 409/2 maddesinde ise, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği, hâkimin karar vermeden önce kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebileceği hükme bağlanmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; kısıtlı adayı ... hakkında, davanın reddine esas alınan ...Devlet Hastanesinin 30.12.2015 tarihli heyet raporunda, ...'...

    mevcut olmaması sebebi ile davacının akıl hastalığı hukuksal nedenine dayalı boşanma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    Doktrinde ve uygulamada akıl hastalarının rıza ehliyetlerinin bulunmaması nedeniyle akıl hastalarına karşı işlenen eylemlerde zor, cebir, şiddet ve tehdit bulunmasa bile rıza ehliyetinin yokluğu nedeniyle TCK'nın 102. maddesindeki suçun oluşacağı kabul edilmektedir. Bu durumda akıl hastalığı doğrudan suçun oluşumuna neden olmaktadır. Yani akıl hastalığı nedeniyle rıza kabul edilmediği için suç tipik hale gelmekte ve suçun unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilmektedir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin13/03/2019 tarih, 2018/1753 Esas, 2019/110 Karar ilamı ile akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanarak, kendisine Mehmet Tarık Atakan'ın vasi olarak tayin edildiği, kararın 22/09/2019 tarihinde kesinleştiği, her iki davanın davalı-birleşen dosya davacısı kadının vasisi tarafından takip edildiği, kadının davası yönünden vasiye vesayet makamının 29/09/2020 tarihli ek karar ile husumete izin ve davayı takip yetkisinin verildiği görülmüştür. Davalı-birleşen dosya davacısı kadının TMK.nun 14. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olmasından dolayı fiil ehliyetine sahip değildir. Dolayısıyla davranışları ve eylemleri iradi olmayıp, eylemlerinden sorumlu değildir. Davalı-birleşen dosya davacısının eylemleri tarafına kusur olarak yüklenemez. (TMK.nun 14. ve 15. maddeleri). Davacı-birleşen dosya davalısı erkeğin akıl hastalığına dayalı bir davası da yoktur (TMK m.165)....

      İhtisas Kuruluna sevkiyle muayenesinin yapılarak suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına veya fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmasına etkili akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı ve şayet varsa buna bağlı olarak TCK'nın 32/1 veya 32/2. maddelerinden faydalanıp faydalanamayacağı hususlarında rapor alınması, Mağdure ile ilgili olarak, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 18.09.2013 tarihli raporunda orta derecede mental retardasyon tanısı ile %70 engelli olduğu bildirilmesine rağmen Kocaeli Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 05.02.2018 günlü, 626 sayılı raporda hafif mental retardasyonu bulunması nedeniyle mağdurenin işlenen fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayamadığı ve anılan fiillerle ilgili davranışlarını yönlendiremeyecek durumda olduğunun bildirilmesi suretiyle mevcut raporlar arasında çelişki oluşup raporların içerikleri itibarıyla yetersiz olması karşısında, mağdurenin İstanbul Adli...

        İnceleme konusu somut olayda; akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanık hakkında yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 Sayılı CMK’nın 231/6.maddesinin (a).bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Yargılama sırasında sanığın tutum ve davranışlarından cezai ehliyetini etkileyecek akıl hastalığı olduğu yönünde mahkemede bir kanaatin oluşmadığı, dosya içerisinde sanığın akıl hastası olduğuna ilişkin herhangi bir belgenin de bulunmadığı, duruşmalarda akıl hastası olduğunu ileri sürmeyen sanığın, hükümden sonra yazdığı temyiz dilekçesinde psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu belirtmesinin, suç tarihi itibariyle akıl hastası olabileceği şeklinde değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, Oluşa...

            ın yapılan yargılaması sonunda; akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına dair Taşköprü Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 16.07.2008 gün ve 2007/144 Esas, 2008/209 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Tüm dosya içeriğinden, sanığın TCK.nın 32/1. maddesi kapsamında tam akıl hastası olduğunun ve bu nedenle ifadesinin alınamayacağının anlaşılması karşısında, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Sanığın, psikolojik rahatsızlığının olduğu ve hakkında akıl hastalığına ilişkin düzenlenmiş raporları olduğunu belirtilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince rapor alınmasının gerektiği gözetilmeden, alınan eski raporlarına dayanılarak eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, 2-Akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyeti bulunmadığı kabul edilen sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin kanıtlar gösterilip tartışılarak eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin saptanması, eylem gerçekleştirilmemiş veya kanıtlanamıyor ya da suç oluşturmuyorsa beraatine, eylem kanıtlandığı ve suç oluşturduğu takdirde ise akıl hastalarına...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığı Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, tehdit, hakaret ve üst soya karşı yaralama suçlarının birlikte işlendiği belirlenerek dosya görüşüldü: 1) Sanığın savunmasından sonra TCK'nın 32/1. maddesi kapsamında akıl hastası olduğunun kabulü üzerine, sanığa CMK'nın 150/2. maddesi gereği zorunlu müdafi tayin edilmesine karşın sanığın tayin edilen müdafi huzurunda savunması alınmadan savunma hakkının kısıtlanması suretiyle hüküm kurulması, 2) Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suçlara ilişkin olayın soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan ve olayın tek tanığı olan .......

                  UYAP Entegrasyonu