Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı (kadın) cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların iftira olduğunu ve kabul etmediğini, davacı ve ailesinin kendisini severek aldıklarını, taraflar arasında davacının kusurlu davranışları nedeniyle problemler çıktığını, davacının psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, boşanmak istemediğini, çocuğunu görmek istediğini, bütün kadın haklarından yararlanmak istediğini, bütün çeyizleri, altınları ve nafakasını istediğini bildirmiştir. Yargılama sırasında kendisini vekille de temsil ettirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; " Davacının evliliğin iptali talebinin reddine, davalının akıl hastası olmadığı belirlenmekle akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebinin de reddine, Davalı için takdir edilmiş olan dava tarihinden itibaren aylık 300 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir....

Ne var ki, boşanma hükmü temyize gelmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 3-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)Mahkemece, davacı-karşı davalı erkek tamamen kusurlu kabul edilerek kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastası olan erkeğin davranışları iradi olmadığına göre, kusurundan söz edilemez....

    Gerekçede ise davalının akıl hastası olduğu belirtildiği gibi, bu hastalık sebebiyle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, bu haliyle de taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu ifade edilmiştir. Gerekçe kendi içerisinde çelişmektedir. Akıl hastalığı sebebiyle boşanma kararı verilmesi durumunda davalıya kusur izafesi de mümkün değildir. Yargıtay denetimine elverişli olmayan şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.10.2016 (Pzt.)...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2021 NUMARASI : 2018/412 ESAS 2021/153 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; rahatsızlığının saklandığını, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının ailesinin kadını alıp götürdüklerini (10 gün önce), akıl hastalığı nedeniyle kadının evliliği yürütemediğini, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, 23/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile akıl hastalığı nedenine dayalı olarak, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini ıslah yoluyla talep etmiştir....

      Aile Mahkemesi'nde (E.2015/156) akıl hastalığı (TMK m.165) hukuksal sebebine dayalı boşanma davası açtığı ve söz konusu davanın halen derdest olduğu anlaşılmakla, davalı erkek tarafından açılan boşanma davasında kadının akıl hastalığı da ileri sürüldüğüne göre her iki davada verilecek kararlar diğer davayı etkileyecek nitelikte bulunduğundan her iki davanın birleştirilerek görülmesi amacıyla hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.630,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.07.2018 (Pzt.)...

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.02.2013 tarih 2013/192 karar sayılı kararıyla akıl hastalığı sebebiyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmıştır. Akıl hastalığına duçar olan kocanın davranışları iradi sayılamayacağından kendisine kusur izafesi mümkün değildir. Davalı-davacı kadının akıl hastalığı sebebine dayalı bir davası da bulunmamaktadır. Tüm bu hale göre kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi ve eşine hakaretler eden, bir miktar parasını da cebinden habersizce alan kadının bu kusurlu davranışları karşısında Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşullarının gerçekleşmiş olması da dikkate alınarak kocanın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı ..., 23.03.2000 tarihinde akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmış, kendisine annesi vasi tayin edilmiştir. Bu dava vasi tarafından açılmıştır. ... Medeni Kanununun 462/8.maddesi uyarınca boşanma davasına ilişkin olarak vasiye, kısıtlı adına dava açmak üzere vesayet makamınca izin verilip verilmediğinin araştırılması, izin verilmiş ise kararın onaylı bir suretinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 18.05.2011 (Çrş.)...

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2022 NUMARASI : 2020/260 ESAS 2022/83 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Akıl Hastalığı Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

            İlk derece mahkemesi, mutlak ve nisbi butlan koşullarının bulunmadığından bahisle, davacının boşanma talebi yönünden hüküm kurmuş ve boşanma davasının reddine karar vermiştir. Hükme karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 145/3. maddesinde, "Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması" evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptali sebebi olarak düzenlenmiştir. Dosyadaki vesayet kararının incelenmesinden davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 405/1. maddesindeki "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı" nedenine bağlı olarak kısıtlandığı anlaşılmıştır. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 01/12/2016 tarihli sağlık kurulu raporunda davalı kadının "Hafif derecede mental reterdasyon, organik olmayan psikoz" rahatsızlığının olduğu ve rahatsızlığın evlilik tarihinde mevcut olduğu belirtilmiştir....

              Hukuk Dairesince kaldırılarak akıl hastalığına dayalı boşanma davası açılmasına hükmedildiğini, bu itibarla 2017/780 esas sayılı dava dosyasındaki iddialarını tekrar ettiklerini, davalının akıl hastalığına yakalandığını ve kendisine T4 vasi olarak atandığını, bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini belirterek tarafların akıl hastalığı nedeni ile TMK 165.maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı ve vasi vekili cevap ve kabul dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile 08/07/2012 tarihinde evlendiklerini, tarafların evliliği sırasında müvekkilinin akıl hastalığına yakalandığını, davacı tarafça işbu dava ile talep edilen boşanma ve velayet isteği müvekkilince kabul edildiğinden davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesini müvekkil ile müşterek çocuk arasında uygun görülecek şekilde şahsi ilişki tesisi kurulmasını talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu