Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından; tarafların ........2004 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık onbir yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup 400 TL yetim maaşı aldığı; davalının ise emekli olup ....292 TL aylık aldığı, aynı zamanda sanayide bir iş yerinin olduğu ve limited şirkette hissesinin bulunduğu, anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    2014/421 Esas, 2014/828 Karar sayılı ilamı hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla; aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, davacı erkek tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir ....

      tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Eldeki davada davacının boşanma davasının reddine, davalı kadın lehine daha evvel hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Taraflar halen fiilen ayrı yaşamaktadır. Müşterek çocuk davalıyla birlikte kalmaktadır. Davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığı devam etmektedir. Kadının tekstil işinde sigortalı çalışmaya başlaması tedbir nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Fiilen ayrı yaşamaya neden olan davalı, birlik giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Kadının çalışmaya başlaması ancak, nafaka miktarının belirlenmesinde etkili olabilir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davasının reddi, kendi tedbir nafakası talebinin reddi ile ortak çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakalarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre...

          Tedbir nafakasının kararın boşanma yönünden kesinleşinceye kadar devam edecek olması nedeniyle artış oranının belirlenmesine ilişkin talep yerinde değil ise de; yoksulluk nafakasının talep halinde gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmesi gerekir. Gösterilen sebeplerle, davacının istinaf itirazının kabulü ile, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE (TEFE) artış oranında artırılmasına, hüküm ve gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Dosya kapsamından; tarafların 01.09.2010 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı/karşı davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacı/karşı davalının çalışmadığı; davalı/karşı davacının ise polis memuru olup 2.869 TL aylık aldığı, yeniden evlendiği, bu evlilikten bir çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davalı- davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine ilişkin 24.03.2016 tarihli ilk kararda yer alan hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden, bu hususlara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı- davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı- davalı...

              Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümler de aynı kurala tabidirler. Ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat,vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih, 2001/12-206 E. 2001/217 K. ). Anılan Yasa maddesinde, tedbir nafakasının infazı, ilamın kesinleşmesine bağlı tutulmamıştır. Somut olayda; .......... 5. Aile Mahkemesi'nin 18/09/2015 tarih, 2014/425 E. 2015/656 K. Sayılı boşanma ilamı ekinde hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Her ne kadar boşanma ilamı kesinleşmeden, ekinde hükmedilen tazminat alacakları icra takibine konu edilemez ise de tedbir nafakasının infazı ilamın kesinleşmesine bağlı değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Bandırma 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2004/9 Esas sayılı ve 22.03.2005 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 125,00 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk lehine aylık 50,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacı ve müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını ve nafakaların...

                  Mahkemce; red ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleşmesinden sonra tarafların 3 yıl geçmesine rağmen fiilen bir araya gelmedikleri, davacı lehine TMK'nun 166/son maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK.166/1- 4.maddesi gereğince boşanmalarına, yine davalı lehine Adana 2. Aile Mahkemesinin 2012/656 Esas 2013/150 Karar sayılı kararı gereğince aylık 350,00 TL tedbir nafakası verilmiş ise de, davalının Saha Gayrimenkul isimli iş yerinde sekreter olarak çalıştığı, davacının ise emekli olduğu gerekçesi ile hükmedilen 350,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalının boşanma hükmüne karşı bir istinaf talebi bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu