Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı taraf; kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, velayet düzenlemesi, müşterek çocuğun velayeti tedbiren kendisine verildiği halde davacıya ödenmek üzere dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur....

Davalı - karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkiline iftira atıldığını, davacının müvekkiline fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, uzaklaştırma kararı verildiğini, müvekkiline atfı kabil bir kusurun bulunmadığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için aylık 2.000 TL, müşterek çocukların her bir için 1.000'er TL Tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine 1.000.000 TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminata hükmedilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından 25/01/2023 tarihli ara karar ile; müşterek çocuklar Yaren Sıla ile Yiğit Umut'un velayet haklarının tedbiren anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine karar verildiği görülmüştür....

Fazla talebin reddine. mahkememizin 2006/517 Esas sayılı dosyasında verilen her iki tarafın da tazminat talepleri, davacı/karşı davalı erkeğin iştirak ve tedbir nafakası, davalı/karşı davacı kadının yoksulluk ve tedbir nafakası talepleri dışındaki hükümlerinin kesinleşmiş olması nedeni ile kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına. maddi ve manevi tazminat, yoksulluk ve tedbir nafakası isteği boşanmanın eki olup daha önce kesinleşen boşanma kararı ile davacı/karşı davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiğinden yeniden ücreti vekalet takdirine yer olmadığına. karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbiren velayet ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca açılan bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olup, mahkemece kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş olduğunun anlaşılmasına göre davacının nafakanın miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md.1; TMK.md.339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md, 4/...

    edilmek üzere tedbiren kişisel ilişki kurulmasına, 4- Velayet ve kişisel ilişkiye yönelik hükümlerin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına, 5- Davacı kadının müşterek çocuklar için tedbir nafakasına yönelik isteminin KISMEN KABULÜ ile; Dava tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının davalı kocadan alınarak çocuklar yararına harcanmak üzere davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6- Davacı kadının tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile; Dava tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile hüküm kesinleşinceye kadar davacı kadın için aylık 300,00- TL tedbir nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 7- Davacı kadın adli yardımdan yararlandığından alınması gereken 80,70 TL başvuru ve 80,70 TL harçtan peşin harcın davacı kadından alınarak hazineye gelir kaydına, 8-...

    DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Boşanma-Kişisel İlişki Kurulması Davalı-davacı kadın tarafından açılan “tedbir nafakası” davalı-davacı koca tarafından açılan “karşı boşanma” ve birleşen “tedbiren çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesi” davalarının birlikte yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen hüküm; davacı-davalı kadın tarafından kocanın karşı boşanma davasının kabulü, yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı ile kişisel ilişki davası nedeniyle yargılama gideri yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın...

      O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının niteliği de gözetilerek kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. Boşanma hükmü kesinleştiğinden tedbir nafakasının konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Erkek tam kusurlu kabul edilmekle; ilk derece mahkemesince erkeğin yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin ekonomik durumu kadına göre daha iyi olması nedeniyle de tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmüş olup erkeğin bu yöndeki istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan sebeplerle davalı karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve sonuç olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca nafaka ve tedbiren velayet düzenlemesi yapılması talebini içeren davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, davalı-davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek, davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadının birleşen nafaka ve velayet davalarının kısmen kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. madddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarından ... ve Yusuf'un velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 300’er Türk lirası iştirak nafakasına, ortak çocuk Fadime’nin velayetinin ise davalı babaya verilmesine, davalı-davacı kadın için aylık 230 Türk lirası tedbir nafakasına, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı erkek yararına 3.000 TL manevi tazminat verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir....

        SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, açtıkları karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklardan Osman için 500,00 TL, tedbir-iştirak nafakası, Neslihan, Beyzanur ve Elif'in reşit olması ancak ihtiyaçlarını karşılamak için 750,00 TL tedbir nafakası takdirine, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat takdirine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse şimdilik 1.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        DAVA TÜRÜ : Nafaka-Tedbiren Velayet-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından ortak çocuk Zeynep'in velayetinin anneye verilmesi (tedbiren ve kesin velayet), yoksulluk nafakası, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbiren velayete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-ç maddesi gereğince bağımsız olarak açılan velayete ilişkin kararlar temyiz edilemediğinden davalı-davacı erkeğin tedbiren velayete yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı-davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bent...

          UYAP Entegrasyonu