"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davasından tefrik edilen ev ve ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesine ilişkin olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait olması icap eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel Eşyanın İadesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma ve ziynet eşyası alacağı isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 13/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ... temyiz dilekçesinde boşanma, velayet ve kişisel ilişki dışındaki taleplerinden feragat ettiğini bildirmiş 28.12.2015 tarihli bu dilekçede kimlik ve imzanın davacıya aidiyetine ilişkin kimlik tespiti yapılmış, ancak bu tespitin doğruluğu hakim veya yazı işleri müdürü tarafından onaylanmamıştır. Feragate dair 28.12.2015 tarihli temyiz dilekçenin davacıya ait olup olmadığı kimliği tespit edildikten ve bu husus hakim ya da mahkeme yazı işleri müdürü tarafından dilekçe altına şerh verildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesi gerekmiştir....
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özet ile; "Tarafların boşanma sonrasında müvekkilinin davacıya maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kaldığı ve nafaka ödemekle yükümlülük altına girdiği, boşanma kararı sonrasında müvekkilinin yeni bir hayat kurduğu, geçimini bir şirkette asgari ücretle sağladığı, davacının iddialarının kötü niyetli olduğu, boşanma dosyasından sonra ziynet eşyalarının davacıya iade edildiği" karşı iddia ve vakıaları ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....
Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki süresi değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince kurulan kişisel ilişkinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde), malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215. maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK 169. madde)....
Dava, 25.09.2003 tarihli sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılar tarafından alındığı, çeyiz eşyalarının müşterek hanede kullanıldığı taraflarında kabulündedir. Bu durumda, sözleşme gereğince alınmış olan ziynet ve çeyiz eşyaları, davacı kadının kişisel malı haline gelmiştir(TMK. Md 220). Sözleşme tarihinde, davacı ile davalılardan ...'ın evlenmemiş olmasının da bu sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Zira, taraflar sonradan evlenmişlerdir. Hal böyle olunca, mahkemece; kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabından (md. l18 ila 395) kaynaklanması nedeniyle Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin gözetilmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2021 NUMARASI : 2019/298 ESAS 2021/8 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Ziynet Eşyasının İadesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, kadın tarafından açılan kişisel ziynet eşyasınına ilişkin alacak davasıdır. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların 04/08/2009 tarihinde resmi olarak evlendikleri, Mersin 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynetlerin İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma, velayet, nafaka ve kişisel eşyaların iadesi talebinde bulunmuş, ancak maddi tazminat talebinde bulunmamıştır. Davacı kadın tarafından yasal süre geçtikten sonra mahkemece yapılan 02.02.2016 tarihli son celsede tazminat talebinde bulunmuştur. "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi" başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 141. maddesi "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri de serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler....
Dava, kişisel (ziynet) eşyanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde tarafların 2007 yılında evlendiklerini, 29.10.2010 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların boşanma aşamasında imzaladıkları protokolde ziynet eşyalarının iadesine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmadığını, boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmemesi için boşanma işlemi gerçekleştikten sonra davalı tarafından müvekkiline ait takıların ve paranın iade edileceğine dair söz verilmesine rağmen iade edilmediğini belirterek ziynetlerin aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde değerlerinin belirlenerek yasal faizi ile birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 43.370,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Dosya kapsamından davalı - davacı annenin kişisel ilişki konusundaki motivasyonu, mevcut yaşam koşulları ile sağlık durumu hakkında yeterli bilgi edinilememiş olması sebebiyle anne ile çocuk arasında ilk aşamada yatılı olmayan ve tarafların müşterek olarak uygun göreceği bir yetişkinin eşliğinde şahsi ilişki kurulmasının, anne ve çocuğun yalnız olarak görüşmesinin daha sonraki dönemlerde değerlendirilmesinin uygun olacağı yönünde kanaat bildirir uzman raporu mevcut değildir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Ancak çocuğun gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi onun yüksek yararına değil ise ana veya babasıyla gözetim altında, yatılı olmadan dahi kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir....