Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22.03.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki "boşanma" ve "çocukla kişisel ilişki kurulması" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, boşanma kararı verilmesi, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı erkeğin birleştirilen davasının, müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olduğu, boşanma talebinin bulunmadığı, mahkemece de bu şekilde nitelendirildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin...

      İcra Müdürlüğününün 2017/36096 sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca Milas İcra Müdürlüğünce, 18/08/2020 tarihinde, müvekkilinin maliki olduğu yazlık konutunda haciz işlemi yapıldığını , müvekkilinin haciz işlemi sırasında konutta bulunmadığı için istihkak iddiasında bulunamadığı ve haciz tutanağını görme imkanı da olmadığını, ancak, o sırada müşterek çocuk ile kişisel ilişki kurmak üzere evde bulunan (65 yaşın üzerinde olması nedeniyle pandemi sürecinde İstanbul'a dönemeyen) dosya borçlusu eski eşi tarafından kendisine, bir kısım eşyanın haczedildiğinin ifade edildiği, haciz işlemi sırasında müvekkilinin eski eşi olan dosya borçlusunun, söz konusu evin kendisine ait olmadığını, orada yaşamadığını ve eşyanın da kendisine ait olmadığını ve müvekkiline ait olduğunu ifade ettiğini, haciz işleminin 2004 yılından bu yana mülkiyeti müvekkiline ait olan konutta gerçekleştirildiğini, haczin yapıldığı adresin malikinin müvekkili olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir...

      DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacılar (baba, babaanne ve dede) tarafından davalı anne aleyhine 2008 doğumlu ..... ile kişisel ilişki kurulması talebi ile dava açılmıştır. Davacılardan baba ile davalı anne hakkında.... sayılı dosyası ile 16/05/2016 tarihinde boşanma yönünden karar verildiği ve velayetlerinin anneye bırakıldığı; ancak kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Ortak çocuklar hakkında boşanma davasında verilen karar, kişisel ilişki tesisi için açılan eldeki davayı etkileyeceği açıktır....

        Aile Mahkemesi' nin 2022/301 E dosyasında görülmekte olan ziynet alacağı davasından tarafların karşılıklı olarak feragat ettiklerinin açıklandığı; porotokolde birinci madde olarak "Taraflar 26.07.2022 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü imzalamışlardır. Protokolde kişisel eşyanın iadesine ilişkin taleplerden vazgeçen davacı iş bu davadan da feragat etmeyi kabul ve taahhüt etmiştir."; ikinci madde olarak "Davacı T1 in Kanada' ya gidişi için gerekli tüm masraflar davalı T3 tarafından karşılanacaktır."; üçüncü madde olarak "Taraflar kişisel eşyanın iadesine ilişkin alacaklardan feragatle birlikte birbirlerini ibra etmiş sayılacaklarından ileriye dönük herhangi bir talepte bulunamayacaklardır." hükümlerini içerdiği anlaşılmaktadır....

        Dava, karşılıklı boşanma davası ve kişisel eşyanın iadesi davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların 11/09/2015 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 01/07/2016 doğumlu bir müşterek çocuklarının bulunduğu, davacı-davalı erkeğin polis memuru olduğu, aylık 4.832,00 TL geliri bulunduğu, davalı-davacı kadının ise ev hanımı olduğu anlaşılmıştır....

        Değerli çoğunluk tarafından temyiz, "kişisel ilişki ile sınırlandırıldığı için hükmün boşanma bölümü kesinleşmiş sayılacağından taraflar "dul" statüsüne geçmiş durumdadır. Aşağıdaki sebeplerle değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılamıyorum; a-Anlaşmalı boşanma davalarında fer'i hükümlerde oluşan çekişme hükmün bütününü sakatlar. Bir yandan çekişmeyi kabul edip bir yandan sanki "anlaşma varmış gibi" hükmün boşanma bölümünün kesinleştiğini kabul etmek çelişki oluşturur. b- Kişisel ilişki konusunda taraflara öneri sunmadan, bu öneri kabul edilmez ise davaya Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hükümlerine göre devam edilmesi gerekirken yerel mahkeme hakiminin "kendine göre" re'sen kişisel ilişki düzenlemesi yapmasına pozitif hukuk normları icazet vermemektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kocanın reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, velayet, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası içinde istenen ve hüküm altına alınan boşanmanın eki niteliğinde olan (TMK.md.174/1-2) tazminatların kabulü veya reddi halinde taraflar lehine ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin tabii bulunmasına göre, davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki tesisinde aslolan çocuğun yüksek yararı olmakla birlikte analık ve babalık duygularını tatmin de önemlidir....

            Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özet ile; "Tarafların boşanma sonrasında müvekkilinin davacıya maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kaldığı ve nafaka ödemekle yükümlülük altına girdiği, boşanma kararı sonrasında müvekkilinin yeni bir hayat kurduğu, geçimini bir şirkette asgari ücretle sağladığı, davacının iddialarının kötü niyetli olduğu, boşanma dosyasından sonra ziynet eşyalarının davacıya iade edildiği" karşı iddia ve vakıaları ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

            Mahkemece bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, boşanma hükmünün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı babanın ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulmasına ilişkin birleşen davası, mahkemece; "birlikte görülen boşanma davasında baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması davasının (TMK m. 197/4) açıldığı 23.05.2014 tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin de (TMK m.324/2) mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir ve davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur....

              UYAP Entegrasyonu