Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/11290 Esas 2019/2566 Karar sayılı ilamı ile davacının boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat alacakları olduğu boşanma davasının açıldığı 14/06/2012 tarihinden sonra 01/03/2013 tarihinde davalı borçlunun dava konusu taşınmazları elinden çıkardığı, mahkemece davacı ile davalı ... arasında evlilik tarihinden 4721 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı TMK'nın 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin, bu tarihten sonra boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nın 202. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, davacının dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle yanılgılı ve hatalı bir değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre yapılan satış yönünden BK'nun 19.maddesindeki muvazaa olgusunun araştırılarak bu olgunun isbatı...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/109 ESAS DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Tazminat) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya 6.Aile Mahkemesinin 2020/467 esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşmalı boşanma protokolünün 5.maddesi gereğince davalı üzerine kayıtlı bulunan Konya İli Selçuklu İlçesi Sille Mahallesi 28350 Ada 3 Parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölümün satışının boşanmadan sonra yapılacağı ve bedelinin taraflar arasında paylaşılacağının kararlaştırılmasına rağmen davalının taşınmazın satışını yapmadığını belirterek taşınmazın değerinin tespiti ile yarısının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, karşılıklı olarak açılan TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferileri istemine ilişkindir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde, davalı ile Almanya Mahkemelerinin kararı ile boşandıklarını, boşanmadan dolayı yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle 1000 TL yoksulluk nafakasının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, Almanya Mahkemelerince verilen boşanma davasının 05.06.2010 tarihinde kesinleştiğini, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 20.04.2012 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, boşanmadan sonra açılan, yoksulluk nafakası talebine ilişkin olup, dava 20.04.2012 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 05.06.2010 tarihinde kesinleşmiştir....
Evlilik süresi ve tazminat talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı,tarafların ekonomik durumu,eşlerin boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dağılım ve derecesinin müterafik (birlikte) kusur oluşturması,eşin diğer eşin sosyal güvenlik haklarından yararlanma durumunun ortadan kalkacak olması,boşanmayla mevcut yaşam standardının düşecek olması,boşanmadan sonra eşten ayrıca yoksulluk nafakası,bir başka tazminat ve edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi nedeniyle alınabilecek tasfiye alacağı ve varsa eşin malvarlığından alınabilecek değer artış payı alacağı gibi unsurlar bir ölçüt olarak kullanılıp,Türk Borçlar Kanunu’nun 50,51,52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle maddi tazminat takdir edilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Uyuşmazlık; boşanmadan sonra açılan manevi tazminat ve kişisel eşyanının iadesi istemine ilişkin olup, hüküm davalı tarafça her iki istem yönünden temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 tarihli ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Yargıtay İş Bölümü Kararının "Ortak Hükümler" başlıklı bölümünün 8. maddesinde:" Bir davada, bir kaç hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık sözkonusu ise, temyiz incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır." hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki; boşanmadan sonra açılan manevi tazminat istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Yargıtay 8....
DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan (Tazminat) A.. B.. ile G.. A.. aralarındaki boşanmadan sonra açılan (tazminat) davasının reddine dair Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.07.2015 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 27.70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,50 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Boşanmada maddi tazminat, boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatin karşılığıdır. Buradaki “zedelenen menfaat” kavramı, Borçlar Hukukundaki “zarar” kavramından farklı “sui generik (kendine özgü) “ bir yapıdadır. Bu nedenle, Borçlar Hukukunda bir kısım zararları hesaplama olanağı mevcutken, zedelenen menfaati hesaplama olanağı yoktur. Zedelenin menfaat karşılığı olarak maddi tazminat; hakim tarafından bir takım ölçütlere göre takdir edilecektir. Yasada bu durum “uygun bir maddi tazminat” olarak ifade edilmiştir. Boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaat, evlilik nedeniyle eşin sağladığı bakım, barınma, ... ve normal yaşam faaliyetinin gerektirdiği sosyal ihtiyaçların karşılığıdır. Kısaca buna kesilen desteğin karşılığı da diyebilir. Açıklanan nedenlerle; “zedelenen menfaat”, Borçlar Hukukundaki “zarar” dan daha geniştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı erkek tarafından ise yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesine göre, boşanmadan sonra açılan, boşanma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat ile nafaka talepli davasında, yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 11.02.2017 tarih, 2016/18018 esas ve 2017/1441 sayılı kararı ile “.. davacı kadının talepleri nispi harca tabidir. Bu talepler nedeniyle davanın açılması sırasında nispi harç alınmadığı gibi yargılama sırasında da tamamlattırılmamıştır....
Aile Mahkemesi TARİHİ :28.10.2014 NUMARASI :Esas no:2014/298 Karar no:2014/799 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebi ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğuna göre davacının manevi tazminat isteği kısmen reddedildiği halde reddedilen bölüm üzerinden yargılamada kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tarifenin 10/2. maddesi de nazara alınarak nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmadığı gibi, kabul edilen miktar...