Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından "anlaşmalı boşanma" talebiyle açılmış, ön inceleme duruşmasında taraflar "boşanmanın mali sonuçları hususlarında" anlaşamamışlar, dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanma davasına dönüşmüştür. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kocanın 1.8.2005 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açması üzerine davalı kadında 22.08.2005 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açmıştır. Davalı kadın haklı bir sebebe dayanarak ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup terke dayalı boşanma davasını sonuçsuz bırakmaya yöneliktir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasında, davalı kadın tarafından 14.08.2014 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece, davacı-karşı davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Boşanma kararının erkeğin davasına münhasıran verildiği ve kadının karşı davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Dava ve karşı dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Kadın tarafından açılan boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır....

        (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın eki istemler yönünden çekişmenin sürdüğü konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Bir yandan bu çekişmenin sürdüğünü kabul edip diğer yandan anlaşmalı boşanma kararının "boşanma" bölümünün kesinleştiğini kabul etmek çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında fer'i hükümlerde gerçekleşen temyiz, anlaşmalı boşanma kararının tamamını etkisiz hale getirir. Temyiz istemini boşanmanın eki istek ile sınırlayarak tarafları boşanmış hale getirmek anlaşmalı boşanmanın "anlaşma" kavramı ile bağdaşmaz. Zira boşanmanın eki istemlerin tamamı yönünden henüz bir anlaşma bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; birleştirilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle retle sonuçlanan ilk boşanma davasının açılmasından sonra 26.01.2006 tarihinde meydana gelen ve kadının mahkumiyetiyle sonuçlanan hakaret olayının, koca tarafından boşanma sebebi yapılmayıp, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonraki üç yıllık fiili ayrılık sebebine (TMK md. 166/4) dayanılmış olması karşısında, sözü edilen olay sebebiyle kadına artık kusur atfedilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacı-davalı (koca)'nın bu yöne ilişkin...

            DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; tazminat miktarları yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise; her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; davacı-davalı kadının ... isimli şahısla internette görüştüğü ve onu sevdiğini söylediği, kesinleşen ceza mahkemesi kararıylada her iki eşin, birbirine hakaret edip yaralamaktan mahkum oldukları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre koca da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kocanın boşanma davasının da kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamıştır....

              Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.01.2016 (Pzt.)...

                Bu kerre dosya tekrar Dairemize gönderilmekle evrak okundu, gereği düşünüldü; Mahkemenin her iki boşanma davası hakkında vermiş olduğu 10.07.2014 tarihli hüküm davacı-davalı erkeğin her iki boşanma davası ile fer'ileri yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 08.06.2015 tarih, 2014/22986 esas ve 2015/11881 sayılı ilamı ile " davacı- davalı erkeğin boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği" yönünden bozulmuş, bozma uyarınca da yerel mahkemece; kadının davası ile birlikte her iki boşanma davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden kadının boşanma davası ile ferilerine yönelik olan erkek tarafından temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların açıklanan bu yöne ilişkin bir karar düzeltme isteği de bulunmadığına göre Dairemizce yapılacak bir işlem bulunmadığından bozma ilamı uyarınca yargılama işlemlerine devam edilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verilmiştir. 21.04.2016 (Perş.)...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı- karşı davalı kadın tarafından 18.03.2013 tarihinde, davalı-davacı erkek tarafından da. 27.09.2013 tarihinde açılan boşanma davaları, kadının davası üzerinde birleştirilmiştir. Böyle bir durumda birleştirilen davaların her biri, bağımsız niteliğini korur, bunun sonucu olarak da mahkemece birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Gerekçeli kararın hüküm kısmında kadının boşanma davası kabul edilmiş, erkeğin boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır....

                    İştirak nafakası boşanmanın çocuklarla ilgili mali sonuçlarından olup, boşanma hükmünün fer'îsi mahiyetindedir. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası çocuk yararına hükmedilip, çocuğun ihtiyaçlarına harcanması amacıyla, çocuk ergin olana kadar yanında bulunduğu velâyet sahibi eşe ödenmesi gereken bir nafakadır. İşte bu nedenle boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası hakkında; yargılama süresince tedbir (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası (TMK md. 182/2) adı altında ödeme yapılmasına karar verilir. Zira henüz boşanma kararı verilip, buna bağlı olarak velâyet konusunda bir düzenleme yapılamayacağı için bunun doğal sonucunda iştirak nafakası talep edilemez. Aynı sebeple boşanma davası içerisinde ileri sürülen iştirak nafakası talebi, boşanma davası reddedilmişse konusuz hâle gelmektedir. Burada üzerinde önemle vurgulanması gereken husus; asıl davanın boşanma davası olduğu hususudur....

                      UYAP Entegrasyonu