Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İleri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ile asıl ve birleşen boşanma davaları usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı-karşı davacının vekalet ücretlerine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ziynet eşyasının tarafına verilmesini talep ederek ziynet eşyası yönünden tam eda davası açmıştır. Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ziynet eşyalarına ilişkin açıklamada ziynet eşyası alacağı davasını belirsiz alacak davası olarak açtıklarını beyan etmiş ise de dava türü ıslah ile değiştirilemez. Davacı vekilinin ziynet eşyalarını açıkladığı dilekçe de altınların değeri 10.000,00_TL belirlenmiş olup bilirkişi raporunda belirlenen ziynet eşyaları bedellerinden fazla olduğu görülmüştür ....

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, boşanma ve fer’ileri yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık, ziynet alacağı yönünden ise Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1- a. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası ve kişisel mal niteliğinde ziynet eşyası alacağı davasıdır. Yargılama sırasında davalı erkeğin vefat etmesi ve kadının boşanma davasından feragat etmesi nedeniyle boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığını, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, dahili davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargılama sırasında dinlenen tanıkların yakın akraba olması, tanıklığa engel olmadığı gibi aksine HMK 255.madde gereğince ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Bu haliyle dahili davalıların tanıkların yakın akrabalığına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası devam ederken davalı erkek eşin 04.05.2019 tarihinde vefatı nedeniyle evlilik birliği ölümle sona ermiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı kadının izni ve iradesi ile ziynet eşyalarının bir kısmının düğünde yapılan borçlara kullanıldığını, dava dilekçesinde sayılan ve bahsedilen ziynet eşyalarının bir geçerliliği ve gerçekliliği bulunmayıp, söylenenin çok altında tarafların düğünde ziynet eşyası olduğunu, hiçbir gerçek gerekçe olmayarak bu davayı açtığını, arz ve izah etmeye çalıştıkları ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle; Öncelikle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağının kısmen kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davasının reddi ve ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların, ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve...

    Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Yargıtay HGK E.2017/3- 1040- K.2020/240 ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2020/944 ,K 2020/5388 sayılı 24/09/2020 tarihli kararları incelendiğinde görüleceği üzere düğünde takılan ziynetlerin kadına bağış hükmünde ve kadının kişisel malı olduğuna ilişkin eski Yargıtay uygulamasından dönüldüğü görülecektir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

    Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davacı kadın vekili ziynet eşyalarının müvekkilinin elinden rıza dışı alındığı ve iade edilmediğini iddia etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından, davacı-karşı davalı (kadın)'ın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi, reddedilen ziynet eşyası alacağı ve davalı-karşı davacının ziynet eşyası alacağı yönünden harç yatırılmadan ret kararı verilmesi yönünden, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından ise davalı-karşı davacı (koca)'nın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi manevi tazminat talepleri ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı (koca)'nın, kendisinin reddedilen...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (koca)'nın ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı-davacı (koca)'nın, eşine bağımsız konut temin etmeyip onu kendi annesi ile oturmaya zorladığı ve eşine hakaret ettiği, buna karşılık davacı-davalı (kadın)'ın da kocasına hakaret içeren sözler söylediği anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan maddi tazminat ile yoksulluk nafakası, kendi manevi tazminat talebinin reddi ve kabul edilen ziynet alacağı yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ve ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kadının...

          UYAP Entegrasyonu